« Trafik canavarı » deyimi hep tuhafıma gitmiştir. Canavar olan trafik mi ? yoksa bizlermiyiz diye yıllardır hep kendi kendime sormuşumdur.
Dün yine üzücü bir haberle başladım güne. 19 yaşlarında, pırıl pırıl üç gencin trafik kazasında hayatlarını kaybettiğini duyunca ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Mühendislik fakültesinde okuyan gencecik insanlar… hataları ise aşırı sürat..
Genç, yaşlı, çoluk çocuk,… İnsan hayati o kadar ucuz mu ? Bazı şeylerin, hayatımızın değerini anlamak için illaki ders almamız, bir yakınımızı kaybetmemiz veya bir kaza mi atlatmamız lazım ?
Sürat yapmayı seven birisi olduğumu itiraf etmekle birlikte her defasında yolun durumunu, karşıdan gelebilecek beklenmedik araçları veya önüme çıkabilecek hayvanları düşündüğümü de söylemeden geçemeyeceğim.
Her şeyin başı dikkat, dikkatli olalım deriz ama yazık ki bazen dikkat de yetmiyor. Hatalı bir sürücü bizim kaza yapmamıza bile sebep olabiliyor. Tıpkı bir kaç gün önce Belçikalı gurbetçilerimizin TEM otoyolunda bir domates kamyonu yüzünden yaptıkları kaza gibi.
« Trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım » cümlesini her defasında tekrarlamamız gerekmiyor mu ? Her ne kadar uyarı yaptığımızda karşı taraftan gelebilecek küfürler olsa da…
"İnsana saygı" kavramının her alanda olduğu gibi bu alanda da karşımıza çıktığını görüyoruz. Hem başkalarının can güvenliğiyle oynamamak hem de başkalarını uyarma veya saygı duyma gibi bir sorumluluk çıkıyor karşımıza.
Genelde arabaya bindiğimizde en çok duyduğumuz cümle " aman kemerini bağla, polis ceza yazar" Kemerimizi polis için mi yoksa kendi can güvenliğimiz için mi takmalıyız ? Hız konusunda da yine aynı durum, radar olduğunu anladığımız zaman hemen yavaşlarız…
İnsan hayati bu kadar ucuz olmamalı ! Canavar olan trafik mi yoksa insanların kendi sebep olduğu facialar mi?
Lütfen o canavarlara zincir vurmak için, kazalara sebep olmamak için elimizden geleni yapalım!
TRAFİK KURALLARINA UYALIM, UYMAYANLARI UYARALIM!