«Modern» olarak nitelendirilen toplumlarımızda yaygın bir şekilde kullanılan saçmalıkları görüp, duyup, yaşayıp karşılaştırdıkça, insanlık tarihi boyunca dünyanın bu denli çılgın, anlamsız olduğunu görmedim.
Üniversite sıralarından dersimin profesörü dersine İncil’den ayet okuyarak ve «Tanrım, yaşamımıza bir anlam yükle» diyerek başlardı.
Peki anlam ne olmalıydı?
İşte bu basit ve devrimci soruyu sormalı herkes kendi kendine : «Ne işe yarıyoruz?»
***
Herkes bu soruyu sorar, samimi bir cevap ararsa şaşkın dünyamız belki biraz olsun düzelir.
Önce şu şaşkınlık çukuruna düşmekten kendimizi alıkoymalıyız…
Yararlı olmak zorunda mıyız?
Kime? Neye? Yararlı olmak nedir? Nasıl yararlı olunur?
Bir dava uğruna kötülük yapmak yararlı olmak mıdır?
***
Öncelikle yararlı olmak şart mı?
İnsanların çoğu bu soruya içgüdüsel olarak olumsuz cevaplar verirler.
Onlara göre yaşam ilkin yaşamda kalmak ve her andan imkânlar çerçevesinde zevk almaktır!
Yani yaşamda aranacak tek fayda kendi yaşamını ve sorumluluğu altında olanların yaşamını kazanmak ve olabildiğince zevk almak olmalıdır…
Fakat herkes bu cevabı vermiş olsa da, tecrübelerimiz de gösteriyor ki, en barbar toplumda bile, doğayı yok ederek yaşardık.
Hergün karşılaştığımız gerçek bundan çok mu farklı?
Hiçbir uygarlık milyarlarca bencilliği (egoizmayı) üstüste koyarak yoluna devam edemez…
Çok daha fazlası gerekir!
Herbirimizin birşeylere yararlı olması olmazsa olmaz.
***
O halde neye yararlı olunmalı?
Kendine mi?
Doğaldır ki yararlı olmanın birinci şartı yaşamaya devam etmek!
Koşullar zor olsa da…
Yararlı olmaya son vermenin en basit yolu yaşamaya son vermek değil mi?
Çocuklarınıza mı?
Tüm sevdiklerinize mi?
Öyle olsa yararlı olmamak için sevmemek gerekirdi…
Ama hiç kimse sevmeden durabiliyor mu?
Sevgisizlik çeşitli hastalıklara neden olmuyor mu?
Yani yararlı olma fikrini onu arayan buluyor.
Ve o fikir onun varlığından bağımsız olarak var zaten…
O halde ne işe yarıyoruz?
***
Tabii ki ben de bu soruyu kendi kendime sık sık soruyorum.
Ve yukarıda anlatmaya çalıştıklarım dışında, tanımadığım ve benim varlığıma gereksinim duymayanların da mutlu olmaları için birşeyler yapmalıyım sonucuna varıyorum…
Özellikle benden sonra yaşayacak olan çocuklar, bebekler, torunlar, insanlar için…
Yani «Benden sonrası tufan/Elle gelen düğün bayram» demiyorum.
Biraz da sayemde, geleceğin dünyasının daha yaşanılır, daha güzel, daha iyi olması gerekir diye düşünüyorum.
Kendimden, çekirdek ailemden, mahallemden, köyümden, ilçemden, ilimden, ülkemden, kıtamdan, evreni barınak seçmiş tüm insanlığa faydalı olmak düşüncesiyle…
Sağlık, huzur ve barış içinde…
Nerede öyle başkalarını da düşünen insan dediğinizi duyar gibiyim!
Var, var merak etmeyin…
Örneğin bendeniz!
Bu ise hem çok zor, hem de çok kolay…
Kendinizi geliştirmenize, nitelik artırarak kendinize güvenmenize, meslek edinmenize, iş arayan değil iş için aranan kişi olmanıza bağlı…
Tüketimden pay istemeden önce üretmenize bağlı…
Yani kısacası Allah’ın bizlere bahşettiği beyin ve zekayı olabildiğince kullanarak insanlaşmamıza bağlı…
Sorunlara çözüm ararkan şiddetten medet ummamamnıza bağlı…
Zira bana göre, uygar toplum şiddetten tamamen arınmış toplumdur!
Yaşadığımız sürece…
Emanet bir nefesle yaşamıyor muyuz?
Yaşamda kaldığınız süre boyunca işinizi yaparken mutlu olmanız dileğiyle…
İşinizi yaparken mutsuzsanız yararlı da olursunuz da, sadece sizi sömüren sisteme!
Yakup Yurt ©
Brüksel, 26-02-2016