Belçika’nın Leuven şehrindeki KU Leuven Üniversitesi’nde “Dünya Barışı” adlı bir Türkmenistan etkinliği düzenlendi.
Derya SOYSAL
Belçika’nın Leuven kentindeki KU Leuven Üniversitesi’nde “Dünya Barışı” adlı bir Türkmen etkinliği düzenlendi. KU Leuven (Katholieke Universiteit Leuven), Belçika’nın en büyük üniversitesi olup, düzenli olarak dünya çapında en iyi elli üniversite arasında gösterilmektedir. Etkinlik, KUL öğrenci grubu Kultur ve başkanı Oğuzhan Bahadır Arı tarafından, Eureporter’dan Derya Soysal ve Türkmenistan Büyükelçiliği iş birliğiyle, Eurovia şirketinin desteğiyle organize edildi. Katılımcılar oldukça çeşitliydi; ULB, UCL ve KUL’den profesörler, ULB ve KUL öğrencileri, Belçikalı parlamenterler, Avrupa Komisyonu üyeleri, diplomatlar, gazeteciler ve Kazakistan delegeleri etkinlikte yer aldı.
Bu etkinlik sayesinde Türkmenistan’ın Belçika, Hollanda ve Lüksemburg Büyükelçisi, aynı zamanda AB ve NATO nezdindeki Türkmenistan Misyonu Başkanı olan Sapar Palvanov, Türkmenistan’da barış ve sürekli tarafsızlık kavramı üzerine bir konferans verdi. Palvanov, bu göreve Ağustos 2022’de atanmıştı.
Konuşmasına Türkmenistan’a göre barışın ne anlama geldiğini anlatarak başladı:
Palvanov:
“Barış kelimesini duyduğumuzda çoğu zaman önce savaşsız bir dünya, kavgasız ve şiddetsiz bir ortamı düşünürüz. Başkaları için barış, güvenliktir; korkmadan dışarı çıkabilme özgürlüğüdür. Kimileri içinse adalet; bireyin onuru ve saygısı demektir. Ancak benim ve Türkmenistan için barış çok daha derin bir şeydir. Barış yalnızca çatışmanın sona ermesi değil, dünyaya bakış açımızı şekillendiren bir düşünme biçimidir. Bölücülük yerine diyalogu, çatışma yerine şefkati seçmeyi öğreten bir yaşam tarzıdır. Ve her şeyden öte, barış, kendimizden daha büyük bir şeye inanmayı seçmektir: İnsanlığın birlikteyken daha güçlü olduğuna. Barış, beklediğimiz bir şey değil, her gün seçimlerimizle inşa ettiğimiz bir şeydir.”
Sonrasında, Büyükelçi, Türkmenistan’ın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından bu yana izlediği yolu ve sürekli tarafsızlığın ülkenin kalkınmasındaki önemini anlattı:
Palvanov:
“Ülkemiz 1991’de, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsız oldu. Bu yıl, bağımsızlığımızın 34. yılını kutlayacağız. O zamandan bu yana, kalıcı tarafsızlık temelinde kendi yolumuzu izledik.
Türkmenistan, İspanya büyüklüğünde bir ülke olup, stratejik ancak karmaşık bir bölgede; Afganistan, İran, Rusya, Kazakistan ve Özbekistan ile komşudur. Bu konum dış politikamızı ve bölgede barışı nasıl sağladığımızı etkiliyor.
Türkmenistan sadece coğrafi konumundan ibaret değildir; zengin bir tarihî ve kültürel mirasa sahiptir. Eski zamanlarda İpek Yolu’nun önemli bir parçasıydı. Ancak tarih boyunca zor dönemler de yaşandı ve gelişimimiz zaman zaman sekteye uğradı.
Tüm jeopolitik baskılara rağmen cesur bir tercih yaptık: Tarafsız kalmak, askeri ittifaklara katılmamak ve herkesle diyalog kurmak, kimseyle çatışmamak.
Bağımsızlığın ilk yıllarında ekonomik zorluklar yaşadık, ancak doğru planlama, ekonomik çeşitlilik ve uluslararası iş birliği sayesinde daha güçlü, daha istikrarlı ve her alanda daha bağımsız bir ülke olduk. Başka ülkelerle iş birliği yapıyor, ancak ekonomik ilişkilerimizin siyasi baskı aracı olmasına izin vermiyoruz.”
Bu yıl Türkmenistan, sürekli tarafsızlığının 30. yılını kutluyor ve 2025 yılını “Barış ve Güven Yılı” olarak ilan etti. Bu nedenle Büyükelçi Palvanov, sürekli tarafsızlığın anlamını şöyle açıkladı:
Palvanov:
“Türkmenistan’ın dış politikasının en önemli ilkelerinden biri sürekli tarafsızlıktır. 1995 yılında tarihi bir karar alarak, sürekli tarafsız bir devlet olduğumuzu ilan ettik. Aynı yıl, 12 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu statüyü oy birliğiyle tanıdı. Bu, sadece diplomatik bir bildiri değil; ulusal kimliğimizin temel direği oldu.
Aynı yıl, Türkmenistan’ın Sürekli Tarafsızlığına Dair Anayasa Kanunu’nu kabul ettik. Bu benzersiz hukuk belgesi, hem iç hem de dış politikamızın temeline tarafsızlığı yerleştirdi.”
Büyükelçi, Türkmenistan’ın tarafsızlık anlayışının pasiflik anlamına gelmediğini de vurguladı:
Palvanov:
“Bu yasa sembolik değil, eylem odaklıdır. On iki maddelik metinde ‘iş birliği’, ‘ilişkiler’, ‘diyalog’ gibi kelimeler ondan fazla kez geçiyor.
Türkmenistan için tarafsızlık demek:
- Askeri ittifaklara katılmamak ve topraklarımızda yabancı askeri üs bulundurmamak;
- Çatışmalara katılmamak ve barışı, diyaloğu teşvik etmek;
- Tüm ülkelerle dengeli diplomatik ilişkiler kurmak;
- İnsani yardımlar ve bölgesel kalkınma projelerini desteklemek.
Biz buna ‘aktif tarafsızlık’ diyoruz ve buna göre yaşıyoruz.”
Türkmenistan, Tacikistan İç Savaşı’nın çözümüne katkı sağladı, Afgan halkına insani yardım sundu. BM Genel Sekreteri António Guterres de Türkmenistan’ın uluslararası iş birliğine yaptığı katkıları övdü ve ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik ilerlemesini vurguladı.
Büyükelçi Palvanov, Türkmenistan’ın Orta Asya’daki barış çabalarına ilişkin somut örnekler sundu:
Palvanov:
“1990’larda Tacik İç Savaşı sırasında Türkmenistan, taraflar arasında barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı. Bu diplomatik çabalar, barış anlaşmasının temelini attı.
Afganistan’ı sadece çatışma sahası olarak değil, komşu bir ülke olarak gördük. Elektrik hatları, demiryolu projeleri ve TAPI doğalgaz boru hattı gibi projeler geliştirdik.
Ukrayna’ya insani yardım gönderiyor, aynı zamanda Rusya ile de dengeli ilişkiler sürdürüyoruz. Bu kolay değil, ancak prensiplerimizle tutarlıdır: Savaş değil, diyalog.”
Türkmenistan, Birleşmiş Milletler’e bu yılı “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan ettirdi. 12 Aralık 2025’te Aşkabat’ta büyük bir Uluslararası Barış ve Güven Konferansı düzenlenecek.
Büyükelçi ayrıca BM’nin Türkmenistan girişimiyle kabul ettiği iki önemli karardan da bahsetti:
- 21 Mart 2025’te “Türkmenistan’ın Sürekli Tarafsızlığı” kararı,
- 24 Ekim 2024’te “Orta Asya Barış, Güven ve İşbirliği Bölgesi” kararı.
Türkmenistan’ın Aşkabat’ta kurduğu BM Orta Asya için Önleyici Diplomasi Bölgesel Merkezi’nin (UNRCCA) önemine de değindi:
Palvanov:
“UNRCCA sadece bölgesel bir ofis değil, küresel bir modeldir.
Çatışmalar başlamadan önce diyalog başlatmaya odaklanır. Bu, erken diplomasiye verdiğimiz önemin bir yansımasıdır. Önleyici diplomasi küresel bir öncelik olmalıdır.”
Konferansın sonunda, moderatör Derya Soysal Büyükelçi’ye bazı sorular yöneltti:
Derya Soysal: Türkmenler neden tarafsızlık yolunu seçti? Bir zorunluluk muydu?
Sapar Palvanov:
“Türkmenistan, tarafsızlığı zorunda olduğu için değil, buna inandığı için seçti.
Bağımsızlığımızı kazandığımızda dünya belirsizliklerle doluydu. Ya başkalarının etkisi altına girecektik ya da kendi değerlerimize uygun bir yol çizecektik.
Biz, tarafsızlığı bilinçli ve egemen bir karar olarak seçtik.
Tarafsızlık bizim için bir siyasi zorunluluk değil, ahlaki bir tercihtir.”
Büyükelçi konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
Palvanov:
“Barış sadece savaşın sona ermesi değildir. Belki de savaşın hiç başlamamasıdır. Belki de başkalarının ortak zemin bulabileceği bir alan olmaktır. Ve belki de tarafsızlığın zayıflık değil, bilgelik olduğunu gösterebilmektir.”
Konferans sonunda, Büyükelçi, konuşma sırasında sorduğu iki soruya doğru cevap veren KUL öğrencilerine küçük bir Türkmen halısı ve Türkmen çantası hediye etti.
Daha sonra Türkmenistan, Aşkabat ve özellikle Akıllı Şehir Arkadag’ı tanıtan bir video gösterildi. Ayrıca Ahal Teke atlarını konu alan ikinci bir video sunuldu.
Türkmenistan’da 27 Nisan Uluslararası At Günü olarak kutlanmaktadır.
Büyükelçi, Türkmenistan’ın Milli Lideri Gurbanguly Berdimuhamedow’un kitabını KUL kütüphanesine hediye etti. Etkinlik, Türkmen halıları sergisi, Orta Asya müzikleri ve Türkmen pilavı ve tatlıları eşliğinde sona erdi.
Photos by Derya Soysal












