İzzet Dönmez Yazdı.
Ben bu ülkenin mekteplerinde 20 yıl tahsil yaptım. Daha okuma yazmaya başladım. İlk öğrendiğim şeylerden birisi de “Araplar bizi arkadan vurdu”
Sahiden Araplar bizi arkadan mı vurmuştu?
Koskoca adamların yazdığı tarih kitapları yalan yazacak değil ya,
Şöyle biraz vicdanlı düşünsek olmaz mı?
Biz Araplara ait topraklarda niçin varız?
Acaba Araplar mı bizi topraklarına davet etmişti?
Yoksa biz kan döke döke mi Araplara ait toprakları işgal etmiştik?
Tarih kitaplarında yazan bizim Mısır seferimiz, çok kanlı bir seferdir. Mercidabık ve Ridaniye savaşlarından sonra, Kahire sokaklarında oluk gibi kanlar akıttık. Keza Bağdat seferlerinde oluk gibi kanlar akıttık. Hiçbir halk bize şehrinin kapı anahtarlarını altın tepsilerde ikram etmedi.
Çok doğaldır ki; Osmanlı, nasıl geldi ise, öylece gidiyordu
Kimse Osmanlıyı arkasından vurmuşta değil.
Koca koca adamların yazdığı tarih kitapları, meğerki resmen yalan yazmış.
Tarihte olmuş birçok olay, olması gerektiği için olmuştur. Tarihi süreçler, yaşanması gerektiği için yaşanıyor.
1789 Fransız ihtilalinden sonra, dünya’nın her yerinde etnik milliyetçi hareketler başgösterdi.
Sadece Osmanlı sınırları içinde bu iş olmadı.
Yeryüzünde emperyal karakterli bütün devlet sınırları içinde ayaklanmalar oldu, dramatik kopuşlar oldu.
Doğu Trakya hariç, Osmanlı bütün batı topraklarını kaybetti.
Doğu’da da Ermeniler, Kürtler ve Araplar, Osmanlı’ya başkaldırdı.
Ermenileri zorla tehcire tabi tuttuk, kurtulduk!
Kürtlerin kafasına vura vura, onları durdurmayı denedik, hala devam ediyoruz.
Araplar çok kalabalık olduğu için, o yıkık halimizle, onları kontrol altında tutamazdık.
Nitekim tutamadık ta.
Tarih kitaplarında yazan Lawrence hikayeleri, tamamen palavra.
Sen ayaklanmaya hele bir karar ver, senin elinden birileri mutlaka tutar.
Hatırlayın, Kurtuluş Savaşı’na başladığımızda, bize Ruslar yardım etmedi mi?
Ruslar, o kadar silah ve mühimmatı bize, kara gözümüz, kara kaşımız için mi verdi?
Hint Müslümanları bize çuvallar dolusu altın göndermedi mi?
İşte, bugün yaşıyoruz.
Cihan’ı alem, PKK’ya yardım etmiyor mu?
Bölgede ki çıkarları gereği, Osmanlı’ya karşı ayaklanan bazı Arap aşiretlerini, birileri desteklemiştir.
Hadise bundan ibarettir.
Şunu çok açık ve samimi olarak ifade edeyim ki; hayatım boyunca, hiçbir zaman Arapperest olmadım.
Hz. Muhammed, Arap’tır diye, Araplara karşı çok özel bir muhabbetim hiç olmadı.
Arapça’ya hiçbir zaman “Kur’an’ca” demedim.
Benim kafamda, Hz. Peygamber Arap’tır diye, Araplara karşı özel bir muhabbetim hiç olmadı.
Peki, ben Araplara hangi gözle baktım?
Yeryüzünde diğer Müslümanlara hangi göz ile baktımsa, Araplara da aynı gözle baktım.
Onlara hiç torpil yapmadım yani.
Hint Müslümanlarına, Endonezya Müslümanlarına, Balkanlardaki Müslüman kardeşlerime hangi gözle bakıyorsam, onlara da aynı gözle baktım ve bakıyorum.
Dinimde bana bunu emrediyor.
Ümmeti olmakla övündüğüm Hz. Resül’ün Arap olduğu hiç aklıma bile gelmiyor.
Peki Türkiye’de ki mesele ne?
Türkiye’de mesele şu:
Tam 90 yıldır, çok bilinçli bir şekilde, çok planlı bir şekilde, ve ince ince, İslam ve Hz. Peygamber düşmanlığı yapılıyor.
Arap düşmanlığının kökeninde bu var.
Sadece bu var.
Eğer insanlar, sırf Araplara, Arap oldukları için, düşmanlık gütseler, “Irkçı, faşist” der ve geçerim.
Hayır, O iş öyle değil.
Bunu yemezler, düşmanlık, Arap’ın şahsında, bal gibi "İslam düşmanlığıdır"
İşte, ben bunu hazmedemiyorum.
Herifin oğlu, dün diyor ki; “Ben beş vakit namaz kılıyorum”
Eeeee, sonra, başlıyor Arap düşmanlığına.
Kılma kardeşim, beş vakit namaz kılma, gerek yok, sen açıkça ve aptalca din düşmanlarına alet oluyorsun.
Bak, sana din düşmanı demiyorum, "Dinin düşmanlarına alet oluyorsun, onlara uşaklık ediyorsun" diyorum
Senin beynin 90 yıldır bu düşmanlıkla dolduruldu.
İslam düşmanlığı, çok ince ince ve çok sinsice yapıldı
3 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı Arap’ın benim topraklarımda şu anda yaşamış olması, beni çok mu mutlu ediyor?
Hiçte mutlu değilim, ancak, faturayı onlara kesmek, insan vicdanı ile bağdaşır değildir.
O zavallı insanların, benim topraklarıma sığınmış olmasından zerrece mesuliyetleri yoktur.
Hani, benim topraklarımda şu anda 30 milyona yakın Balkan ve Kafkas kökenli kardeşim yaşıyor ya, aynen onlarda bu topraklara böyle geldiler
Özyurtlarından, Anavatanlarından sürüldüler. Hem de ne acı, ne zor sürgünler!
Gelenlerin çoğu yollarda telef oldular.
Şimdi yurdumuza gelenlerinde hikaye’leri aynı.
Otur bir konuş onlarla
Bir otur konuş be adam!
Bırakın Müslüman olmalarını, onlara insan olarak bak, onlara insan gözüyle bak,
Bak ne dramlar dinleyeceksin.
Hani diyorsun ya “Gidin Suriye’de savaşın”
Adam’ın babası Suriye’de şehit, iki ağabeyi Suriye’de şehit, Anası tek oğlunu kapıp, Türkiye’ye sığınmış, sen “Git Suriye’de savaş” diyorsun
Lan, Deyyus’un önde gideni, sen, evladını Güney Doğu’ya gönderiyon mu?
Çevremde bir tek kişi,
Sadece bir tek kişi dahi yok ki,
Evladı Güney Doğu’da askerlik yapmış olsun.
Bu satırların yazarının nerdeyse bütün akraba-i taallukatı Güney Doğu’da askerlik yaptı.
Halende yapıyorlar.
İki tane kuzenim Güney Doğu’da şehit düştü.
Suriyeli düşmanlığı yapanların, niçin bir tek yakını Güney Doğu’da askerlik yapmıyor?
Niçin? Niçin? Niçin?
Geçin ulan! Geçin!