Zor ve acılı günleri yaşadığımız şu günlerde terör belasına nasıl karşılık vermek gerekir sorusunu önce kendime sordum. Olur ya başta okuldaki öğrencilerim olmak üzere herkes bu soruyu bana yöneltebilir.
Dediğim gibi de oldu. İlk soru öğrencilerimin birinden geldi. On yaşlarındaydı. İki haftadır evde haberleri ailesi ile izlemiş ve o kadar çok etkilenmiş ki, o küçük yaşına rağmen duygu ve heyecan yüklüydü. Serinkanlılıkla beni dinlemesini tavsiye ettim. Sınıfımda Türkiyemizin her köşesinden gelmiş olan çocuklarımızın da olması nedeniyle kelimeleri ve kavramları daha dikkatli kullanmak, anlattıklarımın velilere nasıl aktarılacağını düşünerek günlük hayattaki olaylardan yola çıkarak, büyük bir ailenin arasının nasıl açılacağını, bunların elindeki varlıklarının hangi yollarla alınacağını, bu işten kimlerin kazançlı çıkacağını ve elindeki zenginliklere nasıl el konulacağını anlatmaya çalıştım. Zaten sizin de bildiğiniz konu olduğu için tekrarında yarar olmadığı kanısındayım.
Öğrencilerimin düşüncelerini aldım. İnsanların konuşa konuşa, hayvanların koklaşa koklaşa anlaşabildiklerini anlattıktan sonra teröristlerin hiç acımadan kan döktüklerini, kendi beyinleri ile düşünmeyip programlanmış ve robotlaştırılmış caniler olduklarını söyledim. Bu kan döken teröristlerin dünyanın her yerinde kınanması gerektiğini, Türkiye'de yıllardır süren terör belası nedeniyle varlık içerisinde yokluk yaşadığımızı belirttim. Türkiye'nin gelişmesini istemeyenlerin başına bundan yıllar önce sağ- sol belasını sardığını, şimdi ise kardeşi kardeşe yine vurdurmak için silah tüccarlarının iş peşinde olduğunu anlatmaya çalıştım.
Öğrenciler ne kadarını özümseyebildi ? Bu sorunun cevabını ileriki yıllarda alacağız. Yalnız şunu biliyorum ki kalem, kılıçtan keskin olacak ve sağduyu ve serinkanlılıkla bütün zorlukları yeneceğiz. Bunun için zor bir sınavın arefesindeyiz. Haklı davamız olan Kıbrıs konusunda bile yıllardır anlatmaya çalışırken bulunduğumuz Avrupa ülkelerinde teröristlerin ekmeğine yağ sürmemek için yasal olmayan hiç bir olaya katılmayalım. Duygularımızla değil, aklımızla hareket edelim. Duygular, anlık olaylardır. Akıl ve mantık ile ulaşamayacağımız hedef yoktur.
Öz örgütlerin, derneklerin , kurum ve kuruluşlarımızda çalışan değerli insanlarımızın yasal izinleri alarak ' teröre lanet ' yürüyüşüne katılmalarını ve provokasyonlara karşı uyanık olmaya davet ediyorum.
Avrupa'daki Türkler bundan yıllar öncesinde bazı yürüyüşlere katılarak tepkilerini ortaya koymuşlardı. Yine aynı duyarlılıkla, kırmadan - dökmeden, terörü istemeyen ve ikna edebildiğiniz Belçikalı komşularınızın da sizin yanınızda yer alması; eşinizle ve çocuğunuzla, biz medeni insanlara yakışır şekilde tepkimizi gösterelim.
Bu dayanışma ve vakurlu duruş , bizim teröriste vurabileceğimiz en büyük darbe olacaktır.
Gent'te yasal olarak düzenlenecek yürüyüş için bir platform oluşturulmuş. Gent Belediye Başkanı Sayın D. Termont'tan yer,saat ve güzergah için gerekli izinler alınacaktır. Önümüzdeki günlerde basına bildirilecektir.
Gençlerin dolduruşa gelmeyeceklerinden eminiz.
"Ulaşır menzile, aheste giden" bunu unutmayın..
Lütfen biraz sabır.
Recep Cırık – Eğitimci / Gent