8 Kasım Günü Brüksel-Evere belediyesi Meclis Üyesi Nebahat Acar'ın ev sahipliği yaptığı Atatürk'ü Anma Gününde yaptığı konuşmayı okurlarımızın bilgisine sunuyoruz..
Saygıdeğer Bakanım,
Sayın Başkonsolosum,
Değerli dernek başkanları,
Basının değerli mensupları ve kıymetli misafirler;
Evere'ye hoşgeldiniz..
Bugün burada çok değerli Ata'mızı anmak için toplanmış bulunmaktayız.
Sizlerle kısaca duygularımı paylaşmak istiyorum..
Cumhuriyet çocuğu olarak gözlerini dünyaya açmış, bir Türk kadını olarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü burada sizlerle birlikte saygıyla anmak benim için çok önemli.
Bizler 70 yıl sonra hala onun başarılarıyla ayakta duran, bir ülkenin çocuklarıyız.
Belki birçoğumuz farkında değil ama Mustafa Kemal Atatürk'ün, milleti ve ülkesi için verdiği mücadeleyi yüz yıllar boyu unutmamız mümkün değil.
Sömürge altında ezilen ülkeler bugün hala sömürgenin getirdiği ezikliğin etkisini yaşamaktadırlar. 
Avrupa'ya uyumumuzda zorluk yaşamıyorsak, bunda Ata'mızın büyük emeği vardır.
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren tüm hayatı boyunva Türk halkına kazandırdığı büyük devrimlerin ülkemizin zenginleşmesi ve insanımızın refahına olan katkısı inkar edilemez.
Kimliği alınmış kadınlarımızı bir gölge gibi kara çarsaftan kurtarıp ona yeniden kazandırdığı kimliğin sayesinde Türk kadınınının toplumdaki saygınlığı ve hayata her düzeyde etkin katılımının sağlanması konusunda yaptığı katkılar unutulamaz.
Mustafa Kemal Atatürk'ün özellikle kadınlara Avrupa'nın bir çok ülkesinden daha önce seçme ve seçilme hakkını vererek ona yine hakkı olan değeri göstermiş olması tüm modern dünya ülkeleri tarafından takdirle karşılanmıştır..
Ne yazıkki bugün 550 milletvekili olan Türkiye Cumhuriyeti meclisimizde, sadece 50'sini kadınlar oluşturmakta ve bir tek kadın bakanımız bulunmaktadır. Bu durumu Cumhuriyet gençliği olarak biz kadınlar kabul etmemeliyiz. Bize verilen hakları göz göre göre gasp edilmesine seyirci kalmamalıyız..
Günümüzde bazılarının tekrar eski günlere dönme arzusunda olduklarını görüyoruz.
Türk kadınlarının Kara çarşaf içersinde tutsak edilmelerine ve toplum dışına itilmelerine göz yumamayız.
Huzurlarınızda Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anarken konuşmamı çok beğendiğim Celal Şimşek'e ait O GÜN şiiriyle bitirmek istiyorum.
O Gün
Sarı yapraklarını döküyordu ağaçlar
O gün bir garip güneş doğuyordu;
Sonra birden duruverdi zaman
Kulak kesildi ağaçlar, taşlar
Seyhan nehrine baktım
İçin için ağlıyordu.
Bir korkulu rüzgar esiyordu
Karanlık sarmıştı dört bir yanı
Susuyordu insanlar, susuyordu Taş-Köprü
Ağlıyordu herkes, ağlıyordu zaman
Kıyametmi kopuyordu ne?
Kollarımdaki kitaplarım yere düştü birden,
Elim- ayağım tutuldu,
Baktım çocuklarda ağlıyordu
Ağlıyordu bütün Türkiye
O gün karanlık bir rüzgar esiyordu
Ve son yapraklarını döküyordu ağaçlar......
Güneş tutulmuş gibiyi o gün,
Güneşin yası var dediler etraftan
Bugün dünyanın yası var.
Seyhan nehrine baktım hala ağlıyordu
Bir bir eğilmişti Toroslar.
Baktım her yanda bir hüzün,
Baktım her yanda bir eksik
İşimizi gücümüzü elden bırakıp
O gün saat dokuzu beş geçe
Tarihle birlikte ağladık.
10 kasım'dı o gün,
Kimi dedi, kıyamet koptu bugün
Kimi dedi keşke kıyamet kopsaydı,
Kimi dedi benim canımı al Tanrım, O'nun yerine;
Yalnız gökyüzünde bir çift mavi göz
Işık tutuyordu yeryüzüne
Bakışları nur gibi aydınlık.
O gün dağların en büyüğü devriliyordu
Bir güneş batıyordu yalın kılıç
Yas tutuyordu herkes.
İşte o gün içimizde Atatürk
Yeniden bir güneş gibi doğuyordu.
Saygıdeğer misafirler,
Mustafa Kemal Atatürk 70 yıl önce aramızdan böyle ayrılmıştı.
Gerçekleştirmek istediği kimbilir daha ne güzel projeleri vardı.
Ama o attığı sağlam temeller üzerinde yaşayan insanımızın, yüreklerinde her gün yaşıyor o büyük insan.
Saygılarımla..
Resimler: www.belcikahaber.be