Değerli okuyucularım,
Uzun bir aradan sonra tekrar sizlerin karşınızda olmaktan mutluyum.
Bildiğiniz gibi yerel seçimler hızla yaklaşmakta ve haliyle adaylarımızın heyecanı da artmakta. Bu seçimlerde resmen aday çokluğu yaşanmakta. Edindiğim bilgilere vatandaşlardan göre ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Neden bu kadar aday var kısaca sizinle paylaşmak istiyorum.
1- Partiler seçimler yaklaşırken resmen yabancı kökenli aday peşine düşerler.
Ayşe, Fatma, Orhan, Serkan fark etmez. Ha Brüksel’de bir başka etkende adayın Emirdağlı olması. Adayların, görüsü, eğitimi, fikri, dil bilmesi önemli değil. Listeye o kadar fazla yabancı kökenli adaylar alıyorlar ki, oylar bölünsün ve hiçbiri kazanamasın istiyorlar. Birde görüşlerini savunan, tutarlı ve başarılı yabancı kökenli adaylar tasvip edilmiyor. Çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi hepimize zaman kaybettiriyor. Mecliste yetenekli adayların bulunması çok önemli. Burada deneyimli ve geçmiş dönemde iyi bir çalışma sergileyen adayların desteklenmesi çok önemli.
Bence her denilene parmak kaldırmak siyaset yapmak değildir.
En güzel duygulardan bir tanesi ise başını yastığa koyduğunda vicdanınla huzurlu uyumak.
2-Adayların çoğu parti programını dahi bilmemekle birlikte siyasetten bi haber.
Önerim ileride siyaset yapmak isteyen arkadaşların, görüşlerine uyan bir partinin gençler kolunda, kadınlar kolunda görev almaları. Hatta partilerin yönetim kurullarında olmaları ve tecrübe edinmeleri.
Seçmenlerimize de önemli görevler düşüyor. İlgi duydukları partiye üye olmaları Parti üyelerin, parti kongrelerinde bulunmaları gerekiyor.
Parti programı oluşurken, oylama yapılmakta ve maalesef yabancı kökenli üyelerin az veya hiç olmaması, yabancılara yönelik öneriler oylamadan geçememekte.
3- Siyasette görmek istediğiniz, sizleri gerçekten temsil edeceğine inandığınız adaylara gönüllü, yardımcı ve destek olunmalı. Adayların dürüstlüğü, güvenirliği çok önemli. İnandığınız güvendiğiniz adayı aktif bir şekilde destekleyin ki, araya ehliyetsiz, yeteneksiz adaylar girerek meclislerde yer almasınlar. Yoksa bu önemli makamlarda zaman zaman görülen sahtekar rüşvetçi temsilciler sizinde karşınıza çıkmasın.
4- Basına da önemli görev düşmekte, siyasetle vatandasın arasında önemli bir iletişim sağlanmalı. Vatandaş siyasilerin yaptığı veya yapamadığı işlerde doğru bilgilendirilmeli. Siyasetçiler vatandaşların karşılaştığı sorunlar konusunda zamanında ve yerinde uyarılmalı. Kim daha çok para verirse onun haberleri yapılmamalı. Paranın karıştığı her işte hile olur. Bu hem siyasiler hemde basın için hoş olmaz. Bu arada işini layıkıyla yürüten siyasi ve basın temsilcisi arkadaşları da kutluyorum.
5- 14 Ekim 2012 pazar günü seçmenlerimizin kendilerini en iyi temsil edecekleri adaylara, aynı listede olmak şartıyla birden fazla adaya tercihli oyunuzu verebilirsiniz böylelikle oylar bölünmez ve aynı listeden birkaç aday seçilebilir.
Komşu, akraba, arkadaş ve hemşericilik anlayışı ile sandığa gitmeyelim.
Mecliste adayların nereli olduğu hiç önemli değil, önemli olan tecrübe ve beceri.
Beceriksiz adaylar mecliste maalesef alay konusu oluyor. İşte Türkler’in seçtiği Türk aday deniliyor. Brüksel’de maalesef ayrım çok yapılıyor. İki dönemdir mecliste bir adayımız var tam evlere şenlik. Böylesi durumlara düşmeyelim.
6- Adaylarımıza verebileceğim tavsiye ise rakip adaylarla çelişki yerine, iyi geçinmeleri. Seçildiğiniz taktirde birlikte çalışacağınızı unutmayın. Vatandaşı mecliste iyi temsil edebilmek için önemli projelerde, önerilerde, yasalarda oylama yapacak ve birbirinizin desteğinize ihtiyaç duyacaksınız. Partiler üstü çalışmaların çok önemli olduğunu unutmayın. Bazen farklı belediyelerde bulunan, meclis üyesinin dahi vatandaşın dosyası için ihtiyacınız olabilir. Siyaset ayni zamanda futbolda olduğu gibi ekip işidir.
Brüksel’in bir başka zorluğu da, hem Flaman hemde Fransızca konuşan toplum partililerle yarışmak. Brüksel’de vatandaşlarımızın çoğu Frankofon partilere yönelmiş durumda. Aslında Flaman toplumu partilerini de değerlendirmenin çıkarımıza olacağını da aklımıza getirelim.
Son olarak da bazı adaylarımızın, rakiplerinin afislerini yırtmaması. Bunun çok yapıldığını biliyoruz. Birde seçmenlerin evlerinin önüne izin almadan gecenin bir saatinde, ev sakinleri uykusundan ederek, çekiçle tokmakla afiş tahtası çakmamaları. Önceden ev sahibinden usulüyle izin istenmesi. Azimli olmak çok önemli ama hırslı olmak her zaman zarar verir. Kendine güveni olan adaylar zaten böylesi çirkin davranışlarda bulunmaz. Ne kadar afiş o kadar oy mantığıyla yola çıkmayalım. Tam tersi fazla hükmedici ve hırs izlenimi veriyor.
Afiş adayı olmayalım, mecliste vatandaşın, gözü, kulağı ve sözü olmak gibi önemli görevimiz var.
Yerel seçimlerin şimdiden hayırlı olmasını diler ve adaylarımıza başarılar dilerim.
Daha güzel yarınlar için daima birlik olmak dileğiyle