Merhaba sayın okuyucularım. Merhaba derken 2010 yılına da merhaba diyoruz aynı zamanda. Herkezin yaptıgı gibi bende sizlerin ve tüm sevdiklerinizin, saglıklı ve huzurlu bir 2010 yılı geçirmesini dilerim. Ve bir ekonomist olarak da 2010 yılında ekonominin daha iyi olmasını hepimiz için temenni ederim.
Bilirsiniz her yeni yıla girerken, ekonomistler ve analistler yeni yıl tahminleri açıklarlar ve bazen de geçen yılın degerlendirmesini yaparlar. Son tatil günlerinde bu konular dergilerde ve gazetelerde fazlasıyla yer aldı ve bu konularda da çok ilginç tahminler yazılmakta. Kimi aşırı iyimser olur, kimi aşırı kötümser olur ve kimi de orta yoldan yorum getirir. Bazıları da bu konulara hiç kafa yormaz, vur patlasın çal oynasın hayatını devam ettirir. Eh onlar da farkı yaratan bireyler olsa gerek.
Gelelim şimdi Belçika ekonomisine. Neden Türkiye ekonomisine yazmıyorsun diye serzenişte bulunurlar. Bende diyorum ki bu konuda gerekenden fazla yazan var ve Türk gazeteleri maşallah hergün okunuyor. Önemli olan oturdugumuz ve yaşadıgımız toplumda ve yerde gelişmeleri takip edebilmek.
Belçika ekonomisi 2009 yılını muhtemelen 3,3'lük bir daralma ile kapatacak. Istihdam ve şirketler açısından oldukça kötü bir yıl geçirdik denilebilir. Işsizlik 220 binlere çıkarken toplam iflas eden şirket sayısı ise 9515 civarında bulunuyor. Devlet bütçeyi 20 milyar Euro'luk bir açıkla kapattı ve önümüzdeki yıllar bu açık devam edecek türden. Borsalar mart ayından bu yana hemen hemen her Avrupa ülkesinde oldugu gibi hızlı bir çıkış trendi gösterdi krizden sonra. Borsa yaklaşık yüzde 31,6 çıkarken on yılın en iyisini yaşadı diyebiliriz. Ve krizin en doruk noktasından bu yana yüzde 60,4'lük bir çıkış trendi gösterdi. Bu rakamlar tabi ki Belçika borsası için oldukça iyi sonuçlar. Yani borsaya yatıran 2009'da kazanmış oldu.
Avrupa ekonomisine gelince, 2009 yılı üçüncü çeyreginde ekonomik büyüme geçen seneye göre yüzde 4,1 daraldı. Bu durum elbette beklentilerin altında bir rakam (negatif anlamda). Fakat gelişmeler ülkelere göre degişiyor. Olumlu olan üçüncü çeyrekte 0,2'lik büyümeyle resesyondan çıkılması olayı. Madalyonun öteki yüzü de önümüzdeki dönemlerde Avrupa ekonomisinin fazla yüksek bir büyüme rakamı gösterememe ihtimali. Büyüme rakamları yüzde 0,1 ile 0,2 civarlarında oynayabilir ki bu durum analistlere göre çok yavaş bir toparlanma dönemine işaret etmekte.
Istihdam konusunda Avrupa resesyon dönemini (2009) oldukça iyi dayandı. Hükümetlerin almış oldugu ekonomik kararlar ve programlar neticesinde işsizlik rakamları beklenenden daha olumlu çıktı; yüzde 2,2'lik işsizlik artış oranı. Fakat bu işsizlik rakamının artışı 2010 yılında da devam etmesi öngörülüyor.
Avrupa'da enflasyon rakamları ekonomik durgunluk nedeniyle olukça düşük düzeyde seyretti. Eylül 2009 ayında açıklanan rakamlarda yüzde -0,3'lük enflasyon orantısı belirtildi ve bu rakam daha ziyade deflasyon olayına tanıklık etmekte (negatif enflasyon). Içinde bulundugumuz yılda bu durum yüzde 1 ve 2011 yılında ise yüzde 1,5 civarlarında olması bekleniliyor. Bu olay da Merkez Bankasının faizleri tekrar yukarıya dogru oynatma egilimine girmesi anlamına gelir.
Gördügüz gibi krizin izleri oldukça vahim ve bu gelişme kolay kolay gececek türden degil, fakat 2010 yılı için, bir önceki yıldan daha iyi beklentilerim var.
Umarım 2010 yılı, yukarıda söyledigim gibi iyi gelişmeler getirir. En azından buna duacıyız.
Esen kalınız.
Ömer Yumlu
Finansal-ekonomist
Argenta Spaarbank Nv