Geçtiğimiz günlerde Ulusal Hesaplar Enstitüsünün sunduğu basın raporuna göre Belçika ekonomisi resmen resesyona girmiş bulunuyor. Raporda açıklanan 4’üncü çeyrek büyüme rakamlarına göre Belçika ekonomisi bu son dönemde yüzde 0,2 daralarak bir resesyon durumu yaratmış bulunuyor.
Uluslararası bilgilere göre bir ülke ekonomisi iki dönem arka arkaya bir daralma yaşadığı takdirde ekonomide bir resesyon söz konusu oluyor.
Belçika ekonomisi üçüncü çeyrekte bilindiği gibi 0,1’lik bir daralma göstermişti. Son iki dönemlik daralma 2011 yılını ikiye bölmüş bulunuyor. İlk iki dönem pozitif büyüme ve son iki dönem ise daralma ile sonuçlanıyor. Ve böylelikle Belçika ekonomisi 2011 yılını yine 1,9’luk pozitif bir büyüme rakamı ile tamamlamış bulunuyor.
Belçika ekonomisi 2008 sonu ve de 2009 başından bu yana ilk olarak resesyonu yaşamakta. Bu dönemde Belçika ekonomisi üç çeyrek arka arkaya daralma yaşamıştı.
Ulusal Hesaplar Enstitüsü (Merkez Bankası) bu rakamlarının yanında başka üzücü bir gelişmeyi daha
dikkat çekiyor: Bu son dönemde (üçüncü çeyrek) de istihdam 0,1’lik bir düşme göstermekte.
Bilinen o ki ekonomide istihdamın düşmesi daha sonraki dönemlere yansır. Fakat istihdamın bu denli daha çabuk etkilenmiş olması iş çevrelerinde tedirginlik yaratmış bulunuyor. Kaldı ki 2011 son çeyrek dönemi yukarıda yazıldığı gibi daha kötü rakamlar ile kapanmış bulunuyor.
Beklentiler olumsuz.
Son dönemlerde oldukça çok gelişmeler yaşanıyor. Belçika aslında tarihi önemli bir süreci yaşıyor. Yeni hükümet, yeni reform paketleri, yeni vergiler, yeni sosyal kararlar gibi birçok ele alınacak konu bulunmakta. Avrupa’nın koymuş olduğu “bütçe dengeleme ültimatomu” hükümeti ayrıca kuvvetli tasarruf kararları aldırmayı zorluyor. Tasarruf yapayım derken resesyon olayı meydana gelmesi tam bir sansızlık aslında. Doğrusu şu önemli atasözü ile özetleyebiliriz: “Yukarı tükürsem bıyık, aşağıya tükürsem sakal”.
Sıcak ve sağlıklı günler dilekleriyle…
Ömer YUMLU
Financial-Economist