Gent şehrinde yaşayan, heykeltraşımız Panço (Mehmet Ali Akdoğan) ile kısa bir söyleşi yaptık.

Çok ufakken arkadaşlarının kendisine takdığı lakabıyla anılmak istiyor sanatçı. Kendi deyimiyle, uzun süre önce, alıp başını gitmek istemiş Panço. Ve günün birinde ilk fırsatta kaçıp Yunanistana geçmeyi başarmış. Bir süre Mikanos adasında yaşadıktan sonra farklı bir ülkeye geçiş yapmaya karar vermiş. İşte bu karar onu Belçikaya getirmiş. Gent şehrinde, Seelpstraat`ta kendi imkanlarıyla oluşturduğu evi ve atölyesi, başının üzerindeki çatıdan çok onun dünyası olmuş. Yüzünde mutlu bir ifadeyle `Kendimi bildim bileli sanatla ilgileniyorum` diyor, Panço. Bunu söylerken, onun gerçekten de başka bir işle uğraşabileceği nedense insanın aklına gelmiyor, o denli samimi ve sanattan bahsederken o denli mutlu bir kişi.

Yaptığımız söyleşide, adettir, kendisine klasik bir kaç soru yönelttik.

Sevim Ünal:` Sanatçı olmak isteyen kişilerde olması gerekenler?`

Panço: Sanatçıda öncelikle dürtü,duygu,düşünce, bakmak ve dokunmak gibi öğeler olmalıdır` diyor ve ekliyor. Her insan bir beceriyle doğar, bu beceriyi doğru bir şekilde geliştirdiği takdirde hedefine ulaşmış demektir.

Sevim Ünal: Günümüzde, meslek olarak sanat yapan ve hobbi olarak sanat yapan herkese sanatçı diye hitap ediliyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Panço: Benim düşüncem, bakıp da görebilendir sanatçı. Örneğin, ben heykeltraş olarak bakmalıyım, dokunmalıyım, keşfetmeliyim. Doğa ve insan temalarımı daha güçlü kılmak için bu özelliklerimi ön planda tutuyorum. Sanatçı lakabını hak eden kişi de eserini hakkıyla ortaya koymak için kendindeki özellikleri ön plana koymalıdır. Aksi takdirde sanatçı olduğuna inanmak zaten zordur. Günümüzde sanatin hala baskı altında olduğunu da düşünüyorum. Oysa sanatçı özgür iradesiyle çalışan olmalıdır.

Mayıs ve Haziran aylarında okullara workshoplar veren Panço. Sleepstraat`ta yapmış olduğu çalışmalardan dolayı tanınan ve sevilen bir heykeltraşımız.

Son olarak, `Sanatçı eserini üretirken ekonomik kaygılardan çok uzak olandır` diyor Panço.

Bu güzel ve kısa söyleşi için kendisine teşekkür ediyor ve sanat hayatında özgürlükler diliyoruz kendisine.