Yazan: Ressam Sevim Ünal
İçim sızlayarak bu yazıyı yazmaya çalışıyorum. Çünkü bu yazımda konu soykırımlar,katliamlar veya adına her ne denirse densin. Minacık çocukların, gencecik kadınlarn,kızların,yaşlı insanların, hiç bir suçu olmayan günahsız masum insanların toptan öldürülmesi. Dini, dili,ırkı,soyu,sopu vs.... den dolayı öldürülebilir mi? Ufacık bir çocuk, genç , yaşlı masum, sivil insanlar öldürülebilir mi? İnsancıl bir dille düşündüğünüzde ‘İmkansız’ diye düşünüyorsunuz. Fakat, politik bir bakışla herşeyin yapılmış oluğunu görebilirsiniz. Hiç bir ülke masum kalmamış. Her ülkenin tarih sayfaları kanlıdır. Dünya üzerindeki yaşam kansız sağlanamazmış gibi görünmüş ve hep öyle yaşanmıştır. Yani savaşsız yaşanamamıştır, insan oğlu başaramamıştır savaşsız yaşamayı.
Sanatçı olarak, barışçıl bir dünya isterken, sanki çok ütopik bir dünya istiyormuş gibi oluyorsunuz. Temanız soykırımlardır, kadın sorunlarıdır, göç’tür kısacası acılardır.
Soykırım temasını içiniz kan ağlayarak tuallere işlediğinizde, tualde yapılan vahşetin bir daha olmamasını temmeni edersiniz. İstersiniz ki, herkes sizin gibi baksın o tuallere. Vahşice katledildiklerinden bi haber ölmüş olan o masum insanların ölmeden önce ‘ haksızlık bu’ diye atmış oldukları acı çığlıkları duysunlar istersiniz. Bazen mantık ararsınız bu vahşetin neden işlendiğine dair. Ölenler inançlı- öldürenler inançlı. Dinleri farklı iki halk dahi olsa inandıkları tanrı aynı tanrı. Oysaki tüm dinler masum insanları öldürmeyi men etmez mi?. O halde nasıl oluyor da bunca kin ve nefret engellenemiyor, paylaşım,barış, inanç yerine dünya malı için ufacık,masum bir çocuk işkenceyle öldürülebiliyor, hamile bir kadın parçalanabiliyor, bebek yaşta kız çocuğun ırzına geçilebiliyor? Bunu yapan canlıların dini inanışında bu vahşet nasıl yer bulabiliyor?
Elinizde fırçanız tuale yansıtmaya çalıştığınız acılara yakıştıracak renk bulamazsınız. Öfkelenirsiniz, acı yakar genzinizi, bazen göz yaşlarınız boyalara damlar fakat pes etmezsiniz masum bir çocuğun acısını tuale geçirirken. Oysa tualdeki çocukla tek bağınız ikinizinde ‘insan’ olmasıdır. O çocuğu dünya üzerinde kanıksanmış bencil ve kirli bir dünya görüşü öldürmüştür. Sanatçı olarak daha fazla insan katledilmesin, böyle vahşetler yaşanmasın diye uğraşırsınız. Bunu da elinizdeki tek olanakla yapmaya çalışırsınız. Elinizdeki tek olanak fırçanızdır ve o fırça insanlarla aranızdaki tek sestir. Renginiz yoktur diliniz evrenseldir, dininiz ise size öldürmeyi değil sevmeyi emreder. Bundan dolayı dünya üzerindeki vahşetleri protesto edersiniz. Kanlara,acılara,ızdıraplara, vahşetlere,savaşlara ‘HAYIR’ diyerek.