Dr. Ümit İpeksoy
Avrupa’nın sönen yıldızı Fransa`nın yarı başkanı Makron bize sarmış durumda. Türkiye ile yatıyor Erdoğan ile kalkıyor.
Kendi ülkesinde bile kimsenin pek takmadığı, Paris`in göbeğinde sarı yeleklilerin bir yılı aşan süredir yaptığı gösterilerle protesto ettiği, hiçbir köklü Fransız akımının desteğini alamamış Makron
ülke içi siyasette kaybettiği itibarını kazanmak için Türkiye`ye, aslında sayın Cumhurbaşkanımıza ayar vermeye çalışıyor.
Cevabını alması çok uzun sürmüyor tabii.
Muhalefetin son tutunduğu dal, Macron ve NATO`ydu. Galiba yine makaronları alıp televizyonun karşısına geçip Ah! çekmekten başka bir şey gelmiyor ellerinden.
...
Dedelerimizin cep telefonu ile imtihanı ne kadar çetin geçtiyse, özellikle 15 Temmuz kalkışmasından sonra yaşananlarda bazılarımıza öyle ağır geliyor.
. Türkiye, Suriye de üç ayrı noktadan yaptığı harekâtlarla, dünyayı parmağında oynatan Amerika`nın oyununu bozuyor ve sahaya büyük bir gövde gösterisi ile iniyor.
. Kendi insansız hava aracını ve Silahlı hava aracını yapıyor.
. Karadan havaya, denizden havaya, havadan havaya füzeler yerli ve milli imkanlarla yapılıyor.
. İlk Jet motoru yerli ve milli olarak test ortamında başarıyla çalıştırılıyor.
. Türk özel birlikleri Kuzey Irak ta, Kandil’e kadar ilerliyor ve hatta kuşatıyor.
. Bölücü örgütün yönetici takımının neredeyse tamamı etkisiz hale getiriliyor.
. Doğu Akdeniz de doğal gaz araması için gemilerini yolluyor hem de savaş gemileri eşliğinde.
. Libya ile deniz hududunu çizip Yunanistan’a ve onun sırtına vurup Akdeniz’de oldu bittilerle doğal gaz rezervlerine çökmeye çalışan Avrupa Birliğine “Artık burası benim, buradan geçiş yok” diyor.
. Amerikan başkanı ile Beyaz sarayda 6,5 saat görüşüyor.
. Amerikan parlamentosunun Demokrat başkanı “ Ermeni meselesi tarihçilerin işidir. Siyasetçiler buna karışmamalı” diyor.
. Türkiye düşmanlığı tavan yapan, sözde PKK devleti kurma hayalleri yıkılınca “Nato`nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Macron`a , “Sen kendi beyin ölümüne baktır” diyor...
Bırakın Amerikan Başkanlarını, büyükelçilerinin karşısında bile tir tir titreyenleri hatırlayan bizler için büyük travma bunlar.
Bazen içimizde Travma Sonrası Stress Bozukluğu yaşayanlar da oluyor :
“Neden Akdeniz`de yokuz.”,
“ Türkiye`nin Suriye`de ne işi var ”,
“Sınırımızda PYD olsun ne var ki”,
“Aslında PKK`ya teşekkür etmeliyiz”...
Bu cümlelerin normal bir aklı selim ile söylenmesi mümkün değil.
Gerçekten bu gelişmeler bazılarında ciddi bir travma oluşturdu. Hangi bir olana yetişsinler, hangi birine mazeret bulsunlar, kendileri hazmedemiyorlar ki bunu seçmenlerine nasıl izah etsinler.
Ne demişler : Bükemediğin eli öpeceksin.