Brüksel’de organize edilen 10 Ocak çalışabilen gazeteciler günü kutlamasına davet edildik.
Çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yere görünme derler ya,
Bizde gittik, dostlara selam yola devam dedik.
Gelirken de, Brüksel’in en güzel yönünün, Limburg’a dönüşü olduğunu bir kez daha hatırladık.
Toplantıda, IHA ‘dan Mustafa Ulusoy’un dostluk vurgusu güzeldi.
Dostluk güzel bir erdem de,
Beceremediğimiz bir erdem galiba ?
Haydi dost olalımla olunmuyor,
Dost, dostluk kazanılmalı, emek ister, sevgi saygı, fedakarlık ister…
İşte bu kadim dostlardan Ayhan Demirci bir kalem hediye etti “ Yaz “ dedi..
İlkbahar, sonbahar, kış dedim, yaz dediler.
Eee yazalım da,
Eğri oturup, doğru yazınca; 10. Köyü de aramalı…
Ya da suya sabuna dokunmamalı mı?
Başka alternatiflerde var,
Orta sahada top gezdirmek mesela..
Ya da, güvendiğin dağlara yaslanmalı ama kar kaplamış her yani!
Fazla uzatmayalım yoksa, oyun bilmeyen gelinin yerim dar demesine benzeyeceğiz..
Aradan epeyce zaman geçti, köprülerin altından çok sular aktı,
Eğer hoş geldikse, hoş bulduk diyelim, amatörce yazalım müsaadenizle.
Haydi bakalım, Mevlam neyler, neylerse güzel eyler,
Siz nasıl bulursunuz bilmem ama,
Ben sizleri hoş bulmak isterim,
İyi ki varsınız,
Kalın sağlıcakla
Zeki Yalçın
12 Ocak 20233