Aylardan ağustos, günlerden cuma,
Ömrümün baharında şafak sökerken...
Sene bindokuzyüzseksen,
Mecbursun bu yola, eğer seversen.
Tamam dedik kader bu,
Başımıza gelen olay şu:
Salonda yer olmadığından mıdır nedir;
Murat 124 marka taksi'nin bagaj kapağı mekan,
Serdi karakaplı defteri muhtar sarı Eksan .
At dedi imzanı şuraya,
Attık önce ben, sonra hanım.
Karar verildi artık dedi, tamamdır işiniz,
Bu günden itibaren, müebbetlik'siniz ikiniz !
Nurten hanım sordu, ne demek müebbetlik ?
Ne oldu şimdi !
Karı koca oldunuz,
Muebbetlik, ömür boyu kızım, ömür boyu..
Sonra ekinler büyüdü diz boyu,
Daha sonra, yıllar, yılları kovaladı..
28 ağustos bindokuzyüzseksen,
Daha dün gibi bir bilsen.
İşte böyle bir 30 yılı düştük hesaptan.
Cepte bir ekmek parası olmadığında da şükrettik;
Bal baklava yediğimizdede...
Bazen iniş, bazen yokuş,
Bazen gece bazen gündüz.
Tadını da tuzunu da gördük hayatın;
Çok bulup azmadık, az bulup kanmadık.
Şaşırıp yan yola sapmadık.
Çaldıysak felekten bir gün, yazsınlar hesaba.
Etmesin kimse bizden yana tasa.
Biz varız can-ı gönülden, bir 30 sene daha.
Mevlam ne eylerse, baş üstüne yeğleriz,
Sizin ki nasıl bilemem ama,
İşte bu bizim saf hikayemiz....
Kalın sağlıcakla, iyi ki varsınız.