ANKARA (AA)
Belçika`nın Liege şehrinde 24 Mart 2018`de birlikte yaşadığı Emine Yağmur ile annesi Fatma Yağmur`u defalarca bıçaklayarak öldüren ve ardından Türkiye`ye gelerek teslim olan Beytullah Altuner (32) hakkında iki defa ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Abdulvahap Yaren`in hazırladığı iddianamede, Altuner`in 26 Mart 2018`de Belçika`nın Ankara Büyükelçiliğine giderek, Belçika`da Emine ve Fatma Yağmur`u öldürdüğünü bildirdiği, büyükelçilik görevlilerinin durumu ilettiği Ankara polisinin de Altuner`i gözaltına aldığı aktarıldı.
İddianameye göre Altuner, gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadede 2010`da kaçak olarak gittiği Belçika`da resmi bir evlilik yaptığını, bu evliliğinin bitmesinin ardından Emine Yağmur ile nikahsız olarak birlikte yaşadıklarını ifade etti.
Emine Yağmur`dan bir kızı olduğunu kaydeden Altuner, geçimsizlik nedeniyle bir süre sonra Yağmur ile ayrıldıklarını anlattı.
Çocuğun annede kaldığını ve çocuğunu görmesine Emine ve Fatma Yağmur`un izin vermediğini aktaran Altuner, "Bu duruma sinirlendim. Emine`nin daha önce evlenip boşandığı U.A. ile görüşmeye başlaması ve beni sürekli polise şikayet etmesine içerledim." dedi.
Cinayetlerden bir gün önce kayınvalidesi ile internet üzerinden görüntülü görüştüğünü, bu sırada kendi kızını U.A`nın kucağında gördüğünü savunan Altuner, ertesi gün işten çıkınca üzerine bıçak alarak Emine ve Fatma Yağmur ile yaşadıkları eve gittiğini kaydetti.
Evde kimsenin olmadığını söyleyen Altuner, "Kapıyı kırarak içeri girdim. Evde saklanarak beklemeye başladım. Bir süre sonra Emine ve Fatma eve geldi. Emine, kucağında çocukla başka bir odaya gidince ortaya çıkarak Fatma Yağmur`u birçok kez bıçakladım. Sesleri duyarak gelen Emine Yağmur`u da aynı şekilde defalarca bıçakladım. Olay yerinden ayrılmadan önce her ikisi de öldü" beyanında bulundu.
Müşterek çocuklarını yanına alarak evden ayrıldığını bildiren Altuner, 9 aylık çocuklarını ilk eşine bıraktığını, sonrasında Almanya`ya geçtiğini, oradan da uçakla Antalya`ya geldiğini ifade etti.
Altuner, sonra Konya`ya, annesinin yanına gittiğini, olayları anlattığını, annesinin tavsiyesiyle de Ankara`daki Belçika Büyükelçiliğine gittiğini belirtti.
Olayın yargıya intikal etmesinin ardından savcılıkça yapılan araştırmada, Emine ve Fatma Yağmur`un Belçika`da öldürüldükten sonra Diyanet Cenaze Nakil Sistemi aracılığıyla cenazelerinin Türkiye`ye getirildiği ve Giresun`da defnedildiği ifade edildi.
- Eski eşten Belçika polisine eleştiri
Soruşturma sürecinde Emine Yağmur`un ilk eşi U.A. da Türkiye`de savcılığa şikayet dilekçesi verdi.
Savcılığın ayrıca ifadesini aldığı U.A, maktul Emine Yağmur ile 2003`te evlendiklerini, 2010`da boşandıklarını, müşterek bir çocukları olduğunu, boşandıktan sonra çocuklarının velayetinin annede kaldığı bilgisini verdi.
Zaman zaman çocuğunu görmek üzere Emine Yağmur`dan aldığını ifade eden U.A, maktullerden Beytullah Altuner`in aşırı kıskançlık dürtüleriyle onları öldürmekle tehdit ettiğini öğrendiğini bildirdi.
Cinayetin işlendiği Herstal kasabasındaki polise 23 defa müracaatta bulunulduğunu söyleyen U.A, "polisin pasif davrandığını, müracaatların gerekli ciddiyet gösterilmeden değerlendirildiğini, kendisinin müracaatlarının da olayın tarafı olmadığı için kabul edilmediğini" ifade etti.
U.A, beyanında, Altuner`in maktulleri sosyal medya üzerinden tehdit ettiğini ve cinayetleri işleme konusunda kararlı olduğunu da söyledi.
Cinayet günü Altuner`un eski eşi D.C`den kendisine telefon geldiğini belirten U.A, kadının, Emine Yağmur ve Beytullah Altuner`in müşterek çocuklarının kendisinde olduğunu söylediğini anlattı. U.A, "Çocuğu Beytullah`ın bıraktığını, çocuğun elinin yüzünün kan içinde olduğunu söyledi" dedi. Altuner`in cinayetleri işlediğini D.C`ye anlattığını öğrendiğini ifade eden U.A, bunun üzerine maktullerin yaşadığı Paul Janson Sokağındaki eve gittiğini vurguladı.
U.A, "Kapıyı çaldım ama cevap veren olmadı. Durumu polise haber verdim. Polisler gelerek kapıyı açtı. İçeride vahşice, birçok yerinden bıçaklanmış ve boğazları kesilmiş vaziyette Emine Yağmur ve Fatma Yağmur`un cesediyle karşılaştık." ifadesini kullandı.
İddianamede, Altuner`in, Emine Yağmur`un kendisini aldattığına ilişkin iddialarda bulunarak, öldürmekle tehdit ettiğine ilişkin mesaj çıktılarının dosyaya eklendiği kaydedildi.
- "Belçika adli yardımlaşmaya direnç gösterdi"
İddianamede Altuner`in anlatımları üzerine Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla adli yardımlaşma evrakı hazırlanarak Belçika adli makamlarına gönderildiği, ancak uzun süre Belçika`dan cevap gelmediği ifade edildi ve şöyle denildi:
"Belçika adli makamlarının 5 Ağustos 2019`da verdiği cevabi yazıda adli istinabe talebinin yerine getirilmediği, gösterilen gerekçe doğrultusunda önceden gönderilen istinabe evrakı kontrol edildiğinde herhangi bir usule aykırı eksikliğin bulunmadığı, Belçika adli makamlarının eyleme ilişkin suç delillerini ve soruşturma evraklarının suretlerini Türk adli makamlarına verme konusunda direnç gösterdiği anlaşılmıştır."
İddianamede maktullerin de sanığın da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduklarına dikkati çekilerek, Türk Ceza Kanunu`nun 11 ve 13`üncü maddeleri gereğince Türk vatandaşlarına karşı işlenen yabancı ülkedeki suçlarla ilgili soruşturma yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti yargı makamlarına ait olduğu vurgulandı.
Sanık Altuner`in "töre saikiyle tasarlayarak eşi öldürmek" ve "töre saikiyle tasarlayarak kasten öldürmek" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsin yanı sıra "geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal" ve "mala zarar verme" suçlarından toplam 6 yıla kadar hapsi istendi.
Dava Ankara 33`üncü Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülecek.