Gaziantep AA
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Krizi İçin İnsani Yardımlar Koordinatör Yardımcısı Mark Cutts, silahlı çatışmaların artmasının ardından aralık ayının ortalarından bu yana İdlib`in güneyinde en az 300 bin sivilin evlerinden kaçtığını belirtti.
Zorlu kış şartlarının yerlerinden edilen sivillerin durumunu olumsuz etkilediğine işaret eden Cutts, yeni göç dalgasının İdlib`deki durumu kötüye götürdüğünü vurguladı.
Cutts, sahadan olumsuz yönde raporlar gelmeye devam ettiğinin altını çizerek, "Her gün şiddete maruz kalmış, aşırı kalabalık kamplarda ve kentsel alanlardaki hizmetlere erişmek için sığınma talep eden ailelerle ilgili üzücü raporlar alıyoruz. Birçoğu şimdi okullarda, camilerde ve diğer kamu binalarında barınıyor." ifadesini kullandı.
"Önemli eksiklikler rapor edildi"
Bölgedeki kasaba ve köylerin günlük bombalandığına dikkati çeken Cutts, hava saldırılarının okullar ile camileri de hedef aldığını, İdlib`de en az 13 sağlık tesisinin güvenlik nedeniyle geçici olarak hizmet veremediğini aktardı.
Cutts, insani yardım örgütlerinin artan ihtiyaçlarla başa çıkmakta zorlandığına değinerek, İdlib genelinde gıda, barınma, sağlık ve kışlık ihtiyaçlar gibi önemli eksikliklerin rapor edildiğini bildirdi.
BM Suriye Krizi İçin İnsani Yardımlar Koordinatör Yardımcısı Cutts, silahlı çatışmaların artmasının ardından aralık ayının ortalarından bu yana İdlib`in güneyinde en az 300 bin sivilin evlerinden kaçtığını belirtti.
BM`nin uluslararası insancıl hukuk uyarınca sivillerin korunmasını sağlamak için tarafları gerekli tedbirleri alma çağrısını sürdürdüğünü anımsatan Cutts, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres`in aralık sonunda silahlı çatışmaların derhal durdurulması çağrısını da yinelediklerini belirtti.
Cutts, Guterres`in Suriye`de güvenilir tek çözümün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca, BM öncülüğündeki siyasi süreç olduğuna dair sözlerini de hatırlattı.
Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatına uymadılar
Suriye`nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib`in merkezi, 2015`te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran`ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017`deki Astana toplantısında, İdlib ili ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam`daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 gerginliği azaltma bölgesi oluşturuldu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilan edilerek durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden İdlib hariç kalanları, Rusya`nın hava desteği sayesinde ele geçirdi. Saldırılardan kaçan yüz binlerce sivil, kuzeyde Türkiye sınırına yakın kesimlere göç etti.
Rusya`nın, Türkiye ile 17 Eylül 2018`de vardığı Soçi mutabakatından bir süre sonra da saldırılar devam etti.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi`ni hedef alan Rusya, rejim ve İran destekli teröristler, yalnızca 2019 başından bu yana Türkiye sınırı yakınlarına, yaklaşık bir milyon 300 bin sivilin göç etmesine sebep oldu. Bombardımanlarda bin 600`den fazla sivil, can verdi.