Kürt sorunu her yönüyle tartışılmakla halledilebilir mi yada tartışılmakla ne derece bir çözüm bulunmuş olur.
Kürtler içerisinde son derece marjinal düşünenler var. Bu insanlar düşündükleri şeyin hiçbir pratiğinin olmadığını, o düşünceye ciddi çoğunlukta bir kitlenin taraftar olmasıyla ne yaman bir toplumsal kaos yaşayacağımızı hesap etmiyorlar. Oysa konu her yönüyle uygar bir şekilde tartışılabilse, hiçbir tabuya toslamadan ele alınabilse ne kadar rahat edeceğiz.
Mesela ülkenin ikiye bölünmesi gerektiğini bile savunanlar var. Onlara göre 80 yıldır Kürtler mevcut rejimden ne çekmişse aynen Türkler de kurulacak bir Kürt Cumhuriyeti’nden çekmeli.
Konu açıkça her türlü platformda tartışılamadığı için bu marjinal ve içi barut dolu fikirler gizli saklı bir şekilde canlılığını koruyor. Ve PKK’nın her başarısı o insanların bu fikirlere sahip çıkmasında ekmeğine yağ sürüyor.
Hatta konu tabulaştıkça, konuşulmasının önüne geçildikçe bu insanlar içlerindeki her türlü saçma fikri besleyebilmektedir. Uygarca konuşmanın, tartışmanın önündeki tabulardan dolayı çoğu Kürt ve Türk’ün konuya ilişkin doğru düzgün bir fikri bile yok. Her iki tarafta da karşı tarafı yok saymaya endeksli emeller var.
Ancak uygar tartışma ortamları sayesinde ütopik, marjinal ve saçma olan fikirlere bir neşter vurulabilir ve fikrin savunucusu olanlar sağduyuya kavuşabilir.
Kürt sorununda maalesef konuşa konuşa nereye kadar varabileceğimizi göremeden ülkemiz ve tüm vatandaşlarımız için zararlı olayları yaşıyoruz.
Gelişmiş batı toplumları ile gelişememiş doğu toplumlarını ayıran en önemli niteliklerden biri de budur: birincisi önce tüm kelimeleri tüketir. Kelimelerle, konuşmayla halledebileceğini halleder, ondan sonra eyleme geçer. İkincisi ise daha konuşmanın işe yararlık sınırını bilmeden harekete geçer.
Ahmet Korkusuz