Türkiye’de veya dünya’nın herhangi bir yerinde, önemli, haber değeri olan bir şeyler olsa, Belçika basını es geçmez..
Yıllardır böyle bu.
İşlerimizin yoğunluğundan, pek zaman bulamadık, fakat Belçika`da radyo, tv haberlerinde 2. sıraya yerleşince; Türkiye’de olup bitenler, durum bayağı ciddi.
Gezi parkındaki çiçek böcek olayı değil artık mesele.
Toplum üzerinde uzun süredir bir gerginlik vardı.
Milletin değerleri ile oynandı, alt üst kimlik çıktı, sorgular oldu herkes birbirini..
Açıldık, saçıldık vs vs..
Sabredildi, sineye çekildi, hayra yoruldu birçok değişiklik...
Bu gerginliği, görmek istemedik, duymak istemedik, yazmak istemedik..
Belçika basınına konuşan göstericiler, Türkiye’de ki yüksek tirajlı gazetelerin, tv’lerin olayı kararttığından yakınıyorlar.
Fırtına öncesi sessizlik,
Gezi parkındaki 3 - 5 ağaçla büyüdü, simge haline geldi en sonunda.
Milletin ayarıyla oynanınca,
Gezi parkındaki 3- 5 ağaçla beraber, büyüdü gerginlik...
Türk`ün ayranı kabarınca zor tutarsın dizginleri...
Buna benzer olaylar, dünyanın her yanında olabiliyor, polis de göstericilerde zor anlar yaşıyor..
Ama, Türkiye’mizde, modern Türkiye’mizde, hukuk devleti olması gereken Türkiye’mizde;
Devlet denilince, cop, postal, biber gazı üçlüsünden başka şekilde görmek istiyoruz TC devletimizi...
Bunu istemek en büyük hakkımız.
Rantiyecileri, şantiyecileri, çevrecileri anlamaya çalışırız,
Her taşın altından çıkan RAPTIYECILER olmasa..
Ayağımıza batan, dolaşan, köstek olan,
Hem içerideki hem dışarıdaki raptiyeciler, ne çektik, çekiyoruz sizlerden yahu...
Yeter artık düşün şu necip milletin yakasından..
Somurdunuz, etimizi sütümüzü, yetmez mi,
Bırakın artık kanımıza canımıza musallat olmayı...
Zeki YALÇIN/Belçika