Ben Belçika'da doğma büyüme, Türk asıllı bir siyasetçi olarak böyle bir girişime karşı olduğumu belirtmek istiyorum. Toplumlararası barış hedefimiz olması gerekirken, birileri sürekli kin ve düşmanlığı derinleştirmeye çalışıyor. Bu anlayışı protesto ediyorum.,Bu konferansa katılan zatların isimlerini görünce deli olmamak elde
değil.
Acaba insanlarımız bu konferansa kimlerin katılacağını biliyor mu.???
13 Mart 2007 günü Belçika Federal Mecliste yapılacak olan Ermeni konferansı hakkında bazı önemli noktaları okurlarınızın dikkatine sunmak istiyorum.
Konferansa katılacak olan bazı dikkat çekici isimler..
1) ULB Professörü JoelL KÖTEK : Belçika'daki İsrail Lobbysinin bir numaralı
adamı. 1994'ten beri Belçika'da değişik partilerden siyasetçileri bir araya
getiren lobbycinin taa kendisi !
2) Sözde tarihçi Philippe ViIDELIER : Uzun yıllardan beri, Türkiye aleyhine
kitaplar yazan, kendi kendine soykırım ilan edilen ve tamamıyla kendini Ermeni diasporasına hizmet etmeye adamış biri.
3) Radouane BOUHLAL; Fas toplumu tarafından bile kabul görmeyen, MRAX
(Brüksel Irkçılıkla mücadele merkezi) başkanı.
4) Hayik MALIKIAN : Adı üstünde Ermeni komite başkanı.
5) Jean-Pierre MUKIMBIRI ve Yolande MUKAGASANA : Rwanda'da Hutular'ın
Tutsiler'e karşı yapılmış olan katliamın uzmanları.
Şimdi bu hanım ve beyefendilere soruyorum : Hayik MALIKIAN'dan hariç (Çünkü
bir Ermeni Komite başkanından başka birşey beklenmez) tüm diğer zatların bu konferansta ne işleri olduğunu sormak istiyorum?
Türk toplumunun artık dili bağıra, bağıra yara oldu. Avrupa demokrasisi gittikçe özünü kaybediyor. Objektiflik kelimesi artık anlamını yitirdi. Hele hele Belçika gibi Avrupa'nın başkenti sayılan bir ülkede anti-demokratik yaklaşımların parlementoya taşınması ve saptırılan tarihi bir olayın Politikacılar tarafından ele alınması ve parlemtoya taşınması olacak şey değil. Bu konferans tam bir provokasyondur. Belçika parlementosunda böyle bir şeyin organize edilmesi burada yaşayan 170 bin Türk vatandaşına bir hakarettir.
Bu seviyeye gelmiş Türkiye aleyhi konferanslara, kimse kusura bakmasın ama sadece Ermeni konsolosluğu önüne çelenk koyarak dur denilemez. Sokaklarda yapılan yürüyüşler de artık faydasız.
Bu konuda Belçika'daki Türk medyası, Belçika siyasi partilerine artık bir çağrı
yaparak uyarıda bulunmalıdır. Yerel düzeyden en üst düsey siyaset yapan seçilmiş, seçilmemiş tüm Türk kökenli siyasetçiler bu tür girişimlere karşı olduklarını net bir şekilde ortaya koymalıdırlar.
Gelin Hollanda'da oynanan kirli siyasi oyunu Belçika'da tersine çevirelim. Hollanda'da sözde Ermeni soykırım iddiasını kabul etmeyen Türk asıllı siyasetçileri partilerinden ihraç ettiler. Gelin bu olayı biz Belçika'da tersine çevirelim. Belçika'da bir yere gelmiş Türk kökenli siyasetçilerimiz Türk sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kendi parti başkanlarına "sözde Ermeni soykırımının bir yalan olduğunu ve Belçika'da yaşayan Türklerin böyle bir şeyi asla kabul etmediğini ve bu sahte iddialara destek verenlere Türk seçmenlerin oy vermeyeceğini" net bir şekilde aktarsınlar..
İşte önümüzde Hollanda'da gerçeği çok canlı bir şekilde önümüzde duruyor. Hollanda'da sözde Ermeni soykırımını kabul etmeyen Türk kökenli adayları partisiden ihraç eden siyasi partiler çok oy kaybettiler. Hele hele bu son seçimlerde Türk seçmenlerin tercihleri kendisini daha net bir şekilde hissettidi..
Biz Belçika'da varız.
Belçika'da sesimiz var, oyumuz var !
Lütfen bunu çok iyi kullanalım..
Selahattin KOCAK