Yarın 19 mayıs. Günümüzde bu tarihin yurt dışında yaşayan insanlarımızın çoğu için öteki günlerden farkı yoktur. Yaş günü, evlilik tarihi vs nedenler hariç.
 
Yarın kurtuluş savaşının başladığı gündür. Ülke bütünlüğünü korumak, ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusça girişilen bir savaştır. Bu savaş yalnızca ülkeyi parçalara bölüp işgal eden emperyalist ülkelere karşı değil, aynı zamanda içimizdeki işbirlikçiler ve çıkarcılara karşı yapıldı.
 
Bugün ülkemiz yine benzeri tehlikelerle karşıkarşıya. Bunlardan bir kaç tane sıralayalım: ABD ve AB  tarafından bize biçilen ılımlı islam yönetimi isteniyor. Kendilerine kayıtsız şartsız itaat edilmesini istiyorlar. Ülkenin yeraltı ve yerüstü tüm zenginleriklerine karşılıksız el konuyor. İçimizdeki işbirlikçilerine paralar saçıp emellerine ortak ederek egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı sıfıra indirmek için bütün hırslarıyla durmadan çalışıyorlar. Yardım fonlarıyla, ülkeyi daha kolay bölmek için düşünce projelerine (ama tek tip) kendi tanımladıkları demokrasi fikirlerine uygun olanlara para yardımı yapıyorlar.
 
Bugün bunları daha iyi tanımalıyız. Ve daha da önemlisi, onlara yardım eden içimizdekileri tehşir edelim.Bilelim ki bunlar  ülkemizi artık topla tüfekle değil ekonomiyle, sözde demokrasiyle, laik-dinci, ayrımıyla ve daha nice nifak tohumları ekerek  bölmeye çalışıyorlar. Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşın'daki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması 30 ekim 1918'den bu yana ülkeyi işgal etme emelleri devam ediyor ve etmekte. Onların bu çabalarını engellemek için biz de en az onlar kadar kararlı ve cesur olmalıyız. Her gördüğümüz haksızlığa sesimizi yükseltmeliyiz hiç boş durmamalıyız.
 
Yarın 19 mayıs. Arkadaşlarımıza, ailemize ve çocuklarımıza günün önemini anlatalım.
 
Su uyur düşman uyumaz.
 
Brüksel, 18.05.2007
Mücevher DOĞAN