Houthalen belediye Encümeni Mustafa Aytar'ın Haber Sitemizin yazarlarından Zeki Yalçın'a gönderdiği yazısını okurlarımızla paylaşıyoruz..
Saygıdeğer Zeki abicim,
Hakikaten yazınızla yaranın üstüne parmağınızı koydunuz.
Bizim rahatsızlığımız, bir belediyede karar alınırken diğer belediyelerde aktif olan arkadaşlarımıza çamur atılmasıdır.
Gerçekten, eğer bir belediyede toplumumuza olumlu ve faydalı işler yapılıyorsa, orada olan arkadaşlarımızın bireysel çabaları ile olmaktadır.
Ama şu bir gerçektir ki, hiç kimse bu konuda A veya B partisin savunmasını yapmasın.
Ortada bir sorun var ve ben bunu kurban hakkında oluşan durmlara benzetiyorum. Bir kaç yıl içerisinde, hiç tartışma söz konusu olmazken, Kurban bayramlarımızı da sınırlama koydular,(yok evde kesme, yok uyşturun, yok siz ritüel kesiyorsunuz, yok hayvan hakları....)
Adım adım baş örtüsü konusunuda işlemeye başladılar ve belediye belediye ilerleme sağlamaya çalışılmaktadırlar.
Beringen belediyesi kurban kesimini evde yasaklarken, oradaki arkadaşlar yalnız kaldı, ve o belediye ve başkanı yabancıların gözünde en çok sevilmeyen adamdı, ama bugün, geleneksel biçimde kurban yöntemini uygulayan ve müslümanların bir çoğunun emellirine olanak sağlayan belediyeler, kötü belediye olarak gösterildi ve bazı siyasi ve Hayvan Koruma derneklerinin saldırısına uğratılmıştır...
Limburglu vatandaşlarımız geçen yıllardaki olayı da çok iyi hatırlayacaktır... Hasselt Handelsschool'da müslüman kız öğrencilerimiz birden baş örtülü diye okula alınmadı ve 35 tane lise son öğrencilerimiz, başlarını açmak istemedikleri için, birden kendilerini sokakta buldular.... hani nerde demokrasi, hani nerde özgür eğitim hakkı... hani nerde bunların hitap ettiği positif entegrasyon politikaları... Yabancı hakları ve Irkçılıkla mücadele eden derneğin başkanı (CGKR) De Wit dahi arka çıkmamıştır.
Bir anda, yüksek bölümlerde başarı ile okumakta olan başörtülü kız çocuklarımızın hakları çiğneniyor ve ilerlemesi engelleniyor... o zaman da A ve B parti vardı.... Arkasından da yabancı kökenlilerin yüksek okula gitme sayısı çok düşüktür diye de çalışmalar başlatılıyor. Bu bir ateş çıkarıpta ardından yangın var diye bağırmak değil midir?
Bence bu olay siyasi panellere taşınırsa yeni bir polemiğe yol açar ve yarın diğer belediyelerin hepsi aynı yönde karar almasına sürükler. Bu konuyu herkesin kendi siyasi gurupları içerisinde konuşması gerekmektedir.
Dediğiniz gibi; kafanın üstündekine değil içindekini bakılmalı... bilmeyenlere de anlatalım....
Herkesin geleceğe yönelik düşünmelerine davet ediyor ve işlerinizde başarılar diliyorum.
Saygılar,
Mustafa AYTAR
Encümen
Gündem Haber Sitesi yazarlarından Zeki Yalçın'ın "Başörtüsü başağrısına dönüşmeden" başlığı ile kaleme aldığı yazısı aşağıda okurlarımızın bilgisine tekrar sunuyoruz…….
Başörtüsü başağrısına dönüşmeden....
Gent belediyesindeki dini sembollerin kullanımının (dolayısıyla başörtüsünün de)yasaklanması bu haftanın gündemindeydi..Haberler, yorumlar ardı ardına geliyor..
Genel görüntü samimi değil bence.
1. si bu bir inanç meselesidir; inanan için.
2. si bu bir insan hakkıdır; herkes için, inansın inanmasın..
Bu iki kutsal değer, saygıyla karşılanıp müdahele edilmemeli. İnsanların kafasının dışına değil, içine bakılmalı; işini düzgün yapıyorsa, hizmetini, servisini kusursuz yapıyorsa yeterli olmalı.
İşin içine siyaset girerse, bu iş çıkmaza girer, kartopu gibi büyür gider...
Neden mi ?........
Cevap: Siyasi rant.
Bu işe karşı çıkanda, taraftar olanda siyasi rant beklentisi içine istese de istemese de girecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Başörtüsü üzerinden siyasi rant sözkonusu olduğu sürece yukarıdaki iki önemli değer gözardı edilecek, istismar edilecektir.
Bakın kendi ülkemize, anavatanımıza...!
Türkiyemiz'de bu olay başörtüsü olmaktan çıktı, resmen başağrısı oldu artık..!
Bu mesele bence, kasıtlı olarak çözülmüyor..
Seçim arefesinde başörtüsüne karşı çıkanda, taraftar olanda bunu kullanıyor. Suni gündemler yaratılıyor. Gerçek meseleler kamufle ediliyor, pas geçiliyor.
AKP iktidarda. Geçtiğimiz 5 yılda ve şimdi hala bu işi çözebilecek sayısal çoğunluğa sahip. Ayrıca vatandaşa söz verilmiş. Peki öyleyse neden halletmiyorlar ?!
Bu konu her seçimde kullanılmaktan vazgeçilsin artık. Vatandaşla oynamasınlar.
Şimdi Belçikalı bize dönüp dese; ki, diyorlarda; kendi anavatanınızda hallettiniz de mi? bizden bunları istiyorsunuz...?
Ne diyebileceksiniz?....
Belçikalı yetkililerde bu işe siyaset bulaştırırlarsa, ve de bizimkileri örnek alırlarsa, şimdiden geçmiş olsun diyelim herkese..!
Bunun kokuları hafiften gelmeye başladı bile...
Belçika'da aynı parti bir bölgede başka, diğer bölgede başka tutum içinde..Yani Müslüman seçmenlerin yoğun olduğu yerlerde, oy beklentisinin olduğu yerlerde taraftar, oy davası yoksa karşı. Yani siyasi rant resmen...
Yanlızca bazı bölgelerde, Müslüman kökenli seçilmişlerimizin gayretleriyle birşeyler oluyorsa, ki, oluyor da; buda onların kişisel başarılarıdır. Bunu elbette takdirle karşılıyoruz.
Siyaset bir yönden uzlaşı bilimiyse, itişip kakışmadan, siyasi beklentilerden uzak, ortak bir davranışla bu işler çözülebilmeli.
Efendim birde dayı muhabbeti vardır, biliyorsunuz...
Köprü uzunsa, dayılık dilimizden düşmesin..
Ne dersiniz köprü bayağı uzun gibi değil mi ?..
Allah dayı'mıza zeval vermesin o zaman ...Sizlerde amin deyiverin artık...
Kalın sağlıcakla..