Türkiye'de son günlerde gündemin ilk sırasında olan başörtüsü tartışması Belçika'da da giderek farklı boyutlara taşınmaya başladı.
Belçika'nın kültür ve ticaret merkezi konumunda olan Anvers şehrinde başlayan başörtüsü yasağı kararının Gent Belediye Meclisine taşınması, arkasından Gent Valisi André Denys tarafından Gent Sosyal Meclis(OCMW) kararını veto ederek başörtüsü yasağından yana tavır belirtmesi ve arkasından Lier belediye meclisinde alınan başörtüsü yasağı şimdide Leuven belediye başkanı eski bakan Louis Tobback gündemine almış gözüküyor.
Flaman Bölgesinin en önemli siyaset isimlerinden biri olan Leuven beldiye başkanı, eski bakan Louis Tobback başörtüsü konusunda çarpıcı açıklamlar yaparak bu konuda yapılan yanlışlara değindi.
Louis Tobback'ın açıklamaları:
"Aslında başörtüsü konusunda bir sorun yoktu. Bu sorun birileri tarafından adeta yaratıldı. Anvers'de Janssens gerksiz bir şekilde başörtüsüne yasak getirerek bir sorun yarattı.
Anvers'de alınan başörtüsü yasağı tam bir kartopu etkisi yaratarak bir zincirleme yasaklar dizisine neden oldu. Anvers, Gent, Lier ve diğer belediye yönetimleride kapıda bekliyor.
Patrick Janssens aldığı başörtüsü kararıyla bir canavar yarattı. Artık bu canavarı durdurmak mümkün değil. Şayet önümüzdeki günlerde Leuven'de de bir başörtüsü tartışması önümüze gelirse bu tamamen Anvers belediye başkanı Partick Janssens'ın bize bir hediyesi olacaktır.
Başörtüsü sorunu bir kartopu etkisi ile tüm Belçika'yı sardığı durumda SPa-Spirit işbirliği ile kurulan yönetimler sıkıntıya girecektir.Bugün için Gent belediye yönetiminde iktidar partileri yasak kararı ile birbirnden ayrı düştüler. Orada Freya van De Bossche ve Guy Verhofstadt'ın mutlu bir şekilde bir bank'ın üzerinde yanyana oturarak çektirdikleri fotoğraf karesi çizilmiş durumdadır.
Leuven'i başörtüsü yasağı sorunundan uzak tutmaya kararlıyız. Böyle bir konu önümüze geldiğinde zannediyorum SPA-Spirit'in 19 belediye meclis üyesi böyle bir yasak önerisini red edeceklerdir. Öyle zannediyorum ki, Yeşiller partisinden olan 4 üye de aynı tavrı alacaklardır. Böylece belediyemizde ki 45 oyun 23 ü, çoğunluk yaratarak, başörtüsü yasağına engel olur.
Aslında böyle bir konunun belediyemiz de gündeme gelmesini dahi istemiyorum. Belediye meclisinde din tartışmasına yer ve gerek yok. Özellikle İslam karşıtı nefret içeren tartışmalardan uzak durulmalıdır. Ama maalesef Geert Wilders gibi ırkçılar, her partiden, ki; bunlar benim partimden dahi çıkabiliyor; bunlar İslam-karşıtı fikirleri popuüer olmak için kullanıyorlar.
Yeşiller partisi ve Spirit Anvers'teki başörtüsü tartışmasını tekrar açmak ve dini semboller hakkındakı kararları gözden geçirmek niyetindeler. Bettina Geysen yerel bazda alınan bir kararın, diğer bölgelere sıçramasına dikkat çekiyor. Geysen bu konunun daha üst mevkiler tarafından ele alınması ve üstlenilmesi gerektiğini savunuyor.
Benim kabullenmediğim bir çok önemli bir nokta daha var. Nasıl oluyor da, bir devlet bir dini, yani İslamı hem tanıyor, gereken finansal yardımı yapıyor, fakat sonra insanların dinini yaşamasına engel oluyor? Biri bunu bana açıklamalı. Kimse zincirin nerede kırılacağını belirleyemez. Dini semboller yasaktır derken, bunun sınırını nasıl tespit edeceğiz? Örneğin Jahudiler; onların sakalları da dini sembol olarak mı görülmeli? Jahudiler sakallarını kesmek zorunda mı bırakılmalı? Peki ya benim büromda asılı duran Kutsal Bakire Meryemin tablosuda kaldırılmalı mı?."