Türkiye'de son tutuklamaların ardından "Eğer bir ülkede Sabih Kanadoğlu gibi bir hukuk adamının da tutuklanması söz konusu edliyorsa, bunun adı ancak ve ancak bir darbe olarak açıklanabilir" şekinde yorumlar yapılmaya başlandı.
 
Bu darbenin kim ve kimler tarafından tasarlanıp yapıldığı ise ayrı bir muamma.
 
Yapılan yorumlara göre başını başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çektiği şeriatçı gurupların bir intikam oprasyonu olarak görülen tutuklama dalgasının nerede son bulacağı ise bilinmiyor.
 
Türkiye Cumhuriyetinin tüm kurmlarının bir bir tükendiğini ve adeta bir polis devleti haline getirilmesinin arkasında bir içi savaş çıkması ihtimali de duyarlı yazar-çizerler tarafından dillendirilmeye başlandı.
 
Kanadoğlu İzmir'de verdiği bir konferans'ta 'AK Parti'in aslında  sivil bir darbe peşindedir" diyerek halkı duyarlı olmaya davet etmişti.

Sabih Kanadoğlu, geçtiğimiz yıl gündeme gelen türban sorunu konusunda görüşlerini kamuoyuna aktarırken AKP hakkında ağır eleştirilerde bulunarak "Türkiye'nin sorunu türban ve ondan çok farklı bir şey olan baş örtüsü değil, dinin siyasete alet edilmesine devam edilip edilmeyeceği sorunudur" demişti.

Kanadoğlu "Türkiye'nin sorunu türban ve ondan çok farklı bir şey olan baş örtüsü değil, dinin siyasete alet edilmesine devam edilip edilmeyeceği sorunudur. Bu nedenle kutsal kitabımızda yazmayan bir örtünme biçimini önce dinsel bir simge olarak topluma kabul ettirmeye çalışan, kendi yarattıkları bu simge üzerinden onu siyasi simge haline getirerek, bundan siyasi rant, kişisel kazanç sağlamaya çalışan kişilerin yaptıkları iş, doğrudan doğruya dini siyasete alet etmektir." Diyerek halkı uyanık olmaya davet etmişti. 

KANADOĞLU'NUN ÖZGEÇMİŞİ

Menemen'de, 20 Mayıs 1938'de doğdu. Ortaöğrenimini İzmir'de bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 1959 yılında buradan mezun olduktan sonra, askerliğini Çubuk'ta yedek subay piyade asteğmen ve teğmen olarak yaptı.

Burhaniye Hakim Adayı olarak mesleğe başlayan Kanadoğlu, sırasıyla Orhaneli ve Erzurum Cumhuriyet Savcılığı, Bingöl Sulh Hakimliği, Tokat ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, İzmir Ceza Hakimliği ve Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi ile Adli Yargı Adalet Komisyonu görevlerinde bulundu.

"Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Hukuku" adlı eserinin yanısıra çeşitli yerlerde yayınlanmış makaleleri bulunan ve 1984 yılında Yargıtay Üyeliğine seçilen Sabih Kanadoğlu Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 1994 ve 1998 yıllarında iki kez Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi Başkanlığına seçildi.

Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi Başkanı iken, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen adaylar arasından 19 Aralık 2000 tarihinde Cumhurbaşkanınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına seçildi.
 
Kaynak:Ajanslar/Türkiye