Haberin yayım tarihi
2009-02-11
Haberin bulunduğu kategoriler

Baykal AB Temsilciliğini basın toplantısıyla açtı

AB ile ilgili görüşmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal görüşmelerinin ikinci gününde Onur Öymen ile birlikte Brüksel Shuman'da bulunan CHP AB temsilcilik binasının açılışını CHP AB Temsilci Kader Sevinç'inde katılımıyla bir basın toplantısıyla gerçekleştirdi.

Brüksel'de bir toplantı düzenleyen Baykal "AB karşıtlığı bize bağlanamaz" dedi
Baykal, 'Türk milleti' kavramı konusunda bir tereddütleri olmadığını, demokratikleşme ile bireysel insan hak ve özgürlükleri konusunda her ciddi projenin yanında bulunduklarını söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de her etnik kesimin kendi dilinde yayın yapan bir televizyona sahip olmasından memnuniyet duyacaklarını, ancak TRT yayınlarında olduğu gibi bunu devletin üstlenmesi halinde, diğer etnik kimliklere karşı da aynı sorumluluğun altına girileceğini söyledi. Brüksel'deki CHP AB temsilciliğinde basın toplantısı düzenleyen Baykal, TRT'nin Kürtçe yayınıyla ilgili bir soruya şöyle cevap verdi:

'Etnik kesimlerin konumlarıyla, durumlarıyla ilgili anlayışımız bugün değil, ta 1989 yılından beri çok net bir şekilde ortaya konulmuştur. Hatırlayacaksınız, biz 1989 yılında bir rapor yayınlamıştık ve o raporda çok önemli bazı tespitler yapmıştık. Hemen bir cümleyle ifade edeyim: Mesela demiştik ki 'Bizim devletimiz bir ırk devleti değildir, bir kan devleti, bir kafatası devleti değildir. Bizim devletimiz bir siyasi bilinç devletidir. Yani bu devletin içinde yer almayı özgür bir siyasi iradeyle içine sindiren insanların eşit hukuk içinde yer aldıkları bir devlettir. Ve bu insanların etnik ya da dinsel kimliği ya da mezhepsel kimliği devletin işi değildir. Devlet etnik kördür' demiştik. 'Görmemelidir vatandaşının etnik kimliğini' demiştik. Ne zaman? 89 yılında. Yani 20 yıl önce. Ve bunu söylediğimiz için de DGM'ye, o zaman DGM vardı, vay siz bunu nasıl söylersiniz falan diye DGM'ye taşınmak istenmiştik. Biz hala aynı görüşteyiz. Ve bunun büyük önem taşıdığı kanısındayız.'

Herkesin etnik kimliğe sahip olmasının devleti tarif eden bir tarafının olmadığını belirten Baykal, ama herkesin belli bir etnik kimliğe sahip olmasının onun bakımından büyük önem taşıdığını kaydetti. Baykal, 'O nedenle mesela şunu söylemiştik: Herkesin etnik kimliği onun şerefidir, onun işidir ve saygı değerdir. Herkesin etnik kimliği, dini inancı, mezhepsel tercihi, felsefi görüşü saygı değerdir ve herkes bunu özgürce yaşar. İnsanların bunu özgürce yaşamasına devletin bir itirazı olamaz. Herkes kimliğini ortaya koyar. Herkes anadilini özgürce konuşur, öğrenir, öğretir ve anadilinde yayın yapar. Bu konularda biz 20 yıldır bu görüşteyiz' dedi.

Baykal, TRT'nin Kürtçe yayınının 'devletin belli bir etnik kimliğin dilinde yayın yapması' anlamına geldiğini savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Ben isterdim ki her etnik kimlik kendi dilinde özgürce yayın yapma imkanına kavuşsun. Kendi yayınını kendisi yapsın. Onun için devlet yayın yapmasın. Yani onun için onun dilini kullanmaya kalkmasın. Bu, ciddi sorunlar doğurur, bizim anlayışımıza göre. Çünkü devlet etnik kimliği esas alan bir kamu hizmeti faaliyetine girerse, bunun sınırı güç belirlenir. Yani diğer etnik kimliklere karşı aynı sorumluluk altına girer, bir. 'Eh canım biz gireriz, ama üstüne yatarız, yav aldırmayıveririz.' Bu benim devlet anlayışıma sığmıyor. Yani böyle bir farklılığı doğru bulmuyorum ben. Devlet bu ayrımı yapmamalı, tutarlı olmalı devlet.

İkincisi, bir etnik kimliğe dil hizmeti vererek yaptığı hizmeti niçin o noktada tuttuğunu, niçin daha ileri bir noktaya o etnik hizmeti taşımadığının cevabını vermek çok zor olur. Halbuki bizim anlayışımızda devlet diyebilir ki ve demelidir ki, ben sizin etnik kimliğinizle meşgul değilim. Ona saygı duyuyorum. O konuda sizin her türlü özgürlüğü kullanmanızı, hakları kullanmanızı anlayışla, sevinçle karşılıyorum. Bu konuda üzerime düşen görevleri de yaparım, bir parçası olmadan. Bunun bir parçası olmadan. Siz yapın, bundan mutluluk duyarım. 'Ama benim yerime sen yapıver.' Hem sana yakışmaz, hem devlete yakışmaz. 'Ama işte yararlı oluyor görüyorsun, insanlar da memnun oldu, Avrupa da memnun oldu.' Olabilir. Bu ayrı bir iş.'

Baykal, bu konuda kendi yaklaşımını şöyle özetledi:

'Ama ben isterdim ki, bunu her etnik kimlik kendi kararıyla, kendi özgür iradesiyle, gerekirse ona omuz vererek, ona olanaklar sağlatmak için gerekli katkılar yapılarak, yönlendirmeler yapılarak, ama sonuçta her etnik kesimin kendi dilinde yayın yaptığı bir televizyona sahip olması, bizi mutlu eder. Bu konuda bizim bu anlayışımızı önemli sayan çevreler vardır. 'Yav çok ince düşünüyorsun, gerek yok, bu oldu, işte bu işler böyle olur' diyenler vardır. Yani herkesin takdiri. Bizi, Türkiye'yi oluşturan kesimlerin kendi dilinde yayın yapan televizyonlara sahip olması mutlu eder. Ama biz devleti bulaştırmadan bu işi yapmanın daha uygun olacağı kanısındayız.'

Deniz Baykal, anayasa değişikliğine bakışının sorulması üzerine, 'bu konuda da düşüncelerinin ortada olduğunu' belirtti. 'Demokratikleşme, insan hakları, bireysel hak ve özgürlükleri Avrupa ülkelerinde olduğu gibi genişletmeye yönelik her türlü girişime destek vereceklerini' kaydeden Baykal, 'Ama anayasa değişikliği konusunu bizim ulusal birliğimizin, bütünlüğümüzün temellerini sarsmak için, Türkiye'nin laik bir cumhuriyet kimliğini zaafa uğratmak için, özgürlük adına bir demokrasi projesi olarak ortaya atma girişimini tebessümle karşılarız' diye konuştu.

-AB SÜRECİ-

CHP Genel Başkanı Baykal, Brüksel ziyaretinin Türkiye-AB ilişkilerinin heyecanını kaybetmeye başladığı bir döneme rastladığını belirterek, yaşanan konjonktürel sıkıntıların uzun vadeli bakış açısıyla aşılmasını istedi.

Dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle AB'nin içine kapanacağı endişesi yaşandığını, fakat bu duyguya teslim olunarak hiçbir yere varılamayacağını vurgulayan Baykal, 'AB genişlemek zorundadır, açılmak zorundadır, yeni dünya dinamiklerini kavramak zorundadır. Türkiye'nin katkısı AB'ye yeni bir derinlik katacaktır' dedi.

AB'nin enerji kaynaklarına erişim sorununun her geçen gün daha fazla belirginleştiğini anlatan Baykal, 'Türkiye AB'yi enerji kaynaklarına ulaştıracak tek, yegane ülkedir' diye konuştu.

Deniz Baykal, AB için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve enerji güvenliği konularının bu kadar öne çıktığı bir dönemde Türkiye ile enerji faslının açılmamasını 'izah etmenin mümkün olmadığını' kaydetti.

Kaynak: www.belcikahaber.be 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.