Çocukluğumuz köyde geçti..
Bizde elin kaşık tuttumu, adam oldun sayılır..
Eline sopayı alır kuzu gütmekle iş hayatına atılırdın..
Boş durmak yok..
Hem çobanlık peygamber mesleğiymiş...
Ne güzel..
Dağ bayır, dere tepe dolaşır ,
Tabiatı yaşayarak tanırsın .
Ayrık otunu o zamanlar tanımıştım..
Kök saldımı sağa sola, koparamazsın kolay kolay..
Çok hızlı yayılır, sağlamdır kökleri..
Denilir ki, ayıklanmazsa çevresinden, koskoca çınar ağacını bile kuruturmuş..
Bakın ne kadar zararlı bu ayrık otu.
Geçenlerde Prof. Dr Nadim Macit'i dinledim bir programda ,
Konuşmasında dedi ki :
Bazıları ; devleti devlet, milleti milleti yapan değerler için " ahmak otu " der alay eder, küçümsermiş..
Kimse bu bazılarına (? ) , hoca soruyor ;
- Peki siz ne otusunuz diye ?...
Bence sayın hocam bunlar da AYRIK otudur .
Valla da billada ayrık otudur hocam..
Başka cevabı yok, kesin ayrık otu.
Bizim topraklar nedense çok müsait bunlar için..
Yeter ki düşmesin ayrılık tohumu toprağa..
Peki çaresi ne ?
Toprağına sahip cıkmak !
Nasıl sahip çıkacağınızı da sizler düşünün birazda..
Kuzu çobanından bu kadar.
Kalın sağlıcakla..