Kamuoyuna Çağrı....
Hollanda ve Belçika'da siyasette, sivil toplum kuruluşlarında faal olan Türk uyruklu şahsiyetleri Türkiye konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum!
Demokrasi, insan hakları ve darbe karşıtlığının çokça lafı edildiği, AB ülkelerinde AB taraftarı iseniz 'demokrasi ve özgürlük kahramanı 'ilan edilir, şaşalı ödüllerle paraya pula boğulur medyada parlatılırsınız.
Oyun dışında iseniz, bildik çifte standartlar işler ve bir anda demokrasi ve özgürlükler düşmanı terorist ve hatta faşistlikle suçlanıp yoğun bir karalama ve iftiranın kurbanı olursunuz!
Son iki yıldır ne gariptir ki, Türkiye ile AB ilişkileri ağır aksak gidiyor. Bu süreçte değil insan hakları çiğnenmesi, hukuksuzluk ve darbe dönemini aratmayan uygulamalar kaş ve göz arasında oldu bittiye getirilip uygulanıyor.
AKP hükümetine sınırsız destek veren AB nasıl oldu ise son bir kaç aydır bu gidişatı kıyısından eleştiren bir tutum aldı.
Doksanlı yıllarda suikastlara kurban giden düşün ve bilim adamları susturulken, ikibinli yıllarda komplolarla hapislere tıkılarak susturulmaya çalışılmaktadır.
Bunun son örneği Profesör Manisalı'dır. Ölüm döşeğinde tutuklanmaya kalkılan rahmetli Türkan Saylan keza öyle.
Her hangi bir ayrılıkçı teröristin yada devlet karşıtlığına odaklanmış siyasi ve etnik bir muhalifin yasal zeminde kovuşturmaya uğradığında tepki gösterilmesi ve protestolar gerçekleştirilirken, nedense konu Türkiye ve Türkler olunca ağızbirliği etmişçesine herkes susuyor…
Ya Avrupa da yaşayan biz Türkler neden susuyoruz?
Birileri bize düşüncenizi ve tepkinizi göstermeyin diye açık nota mı verdi?
Konu AKP nin tek parti diktatoryasına karşı yasal mercilerin harakete geçtiğinde demokrasi ve özgürlükler dersi veren ve açıklama yapanlar neden susarlar?
Bari hiç olmazsa, Prof. Haberal ve Prof. Manisalı gibi insanlığa hizmet eden BILIM ADAMLARI'nın ne suç işlediklerini soralım ve yaşama haklarına sahip çıkalım.
Bunu demokrasi ve insan hakları adına yapalım!
Saygılarımla,
A.Y.Yıldırım
Prof. Dr. EROL MANİSALI Neden Tutuklandı?
Tutuklama ve tutukluluk CMUK ( Ceza Muhakemeleri usulu Kanunu)nunda düzenlenmistir. Bu düzenlemeler asagiya kopyalanmistir.
Tutuklama
Tutuklama nedenleri
MADDE 100. - (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
3. İşkence (madde 94, 95)
4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
6. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
7. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
8. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
9. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
d) 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
f) 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
(4) Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
Tutuklama kararı
MADDE 101. - (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir.
(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda hukuki ve fiili nedenler ile gerekçeleri gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.
(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır.
(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.
Tutuklulukta geçecek süre
MADDE 102. - (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok altı aydır. Ancak, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek dört ay daha uzatılabilir.
(2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.
(3) Bu maddede öngörülen uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafiinin görüşleri alındıktan sonra verilir.
Cumhuriyet savcısının tutuklama kararının geri alınmasını istemesi
MADDE 103. - (1) Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler. Bu halde sulh ceza hakimi, Cumhuriyet savcısı ile şüpheli ve müdafiini dinledikten sonra üç gün içinde karar verir.
(2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re'sen serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.
Prof. Dr. Erol Manisalı hocamızın tutuklanmasının Ceza Muhakemeleri Kanunun hangi maddesine uyduğunu ben bulamadım; siz bakalım bulabilecekmisiniz?.