Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliğinin Türkiye'nin üyeliği konusunda alacağı kararla dünyadaki bir buçuk milyar Müslüman vereceği mesajı da belirlemiş olacağını söyledi.
Brüksel'deki Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinde konuşan Bağış, Türkiye'nin halkının çoğunluğu Müslüman olması nedeniyle AB'ye kabul edilmeyeceği yönündeki iddialar üzerine şöyle konuştu:
AB'de 20 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Paris'te isyan çıkarıp arabaları ve dükkanları yakanlar göçmen değildi. Paris'te doğmuş Kuzey Afrika veya Orta Doğu kökenli Fransız vatandaşlarıydı. Londra'da bombalı saldırıları gerçekleştirenler Pakistan'dan gelmedi.
Hepsi Londra'da doğup büyümüşler ve okumuşlardı. 11 Eylül terör saldırganları Suudi Arabistan'dan değil, Almanya'dan geldiler. Almanya'da yıllarca eğitim aldılar.
Sadece Avrupa'daki 20 milyon değil, dünyadaki bir buçuk milyar Müslüman bu süreci (Türkiye'nin AB üyelik sürecini) yakından takip ediyor ve İslam dünyası rol modeli arıyor.
Sadece Avrupa'dakiler değil, tüm dünyadaki Müslüman gençler rol modeli bakıyor. Terör, şiddet ve ayrımcılığa başvurarak rol modeli olmaya çalışanlar var. Diğer yanda da (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan ve (Cumhurbaşkanı Abdullah) Gül gibi demokratik çabalarında haksızlığa uğrasalar bile demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri yüceltmek için çaba gösterenler var. Bence AB, spotlarını hangi rol modeline döndüreceği konusunda tercihini yapmalı. Dünyadaki bir buçuk milyar Müslümana ve kendini izole edilmiş hisseden üç milyar insana hangi mesajı vermek istediği konusunda tercihini yapmalı."
Orta Doğu başta olmak üzere dünyada savaş ve şiddet yandaşlarının çabalarını sürdürürken Türkiye'nin İsrail-Suriye dolaylı görüşmelerinden Afganistan ve Pakistan'la Rusya ve Gürcistan arasındaki anlaşmazlıkların ve İran'la Batı arasındaki güvensizliğin çözülmesi için tarafların isteğiyle ya da gönüllü olarak çaba gösterdiğini hatılatan Bağış, "Bence Türkiye uluslararası barış için incelenmesi gereken çok önemli bir model" dedi. Bağış şunları kaydetti:
"Öncelikle Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı olduğu kadar AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var. AB bile kendi içinde pek çok sorun yaşarken ve kendi politikalarını tekrar gözden geçirirken, 70 milyon nüfusa sahip olan Türkiye'nin kendi içerisinde birtakım sorunlar yaşaması normaldir.
Kaldı ki, dünya üzerinde politik ya da ekonomik sorun yaşamayan hiçbir ülke yoktur. Türkiye, geçmişten günümüze bünyesinde pek çok din ve milletten insanı barındırmıştır. Bizim yaşadığımız topraklarda ayrımcılık gibi bir husustan söz edilemez. 2004 yılında başlayan müzakere sürecinden bu yana Türkiye ciddi ilerlemeler kaydetmiştir ve de son 6 ayda da çok kararlı adımlar atmıştır. Avrupa genelinde yaşayan 6 milyon Türk nüfusu ve buna ek olarak ticaretin % 50'sinin de Avrupa ülkeleri ile gerçekleştirildiği dikkate alındığında, Türkiye AB için çok önemli bir yere ve potansiyele sahiptir."
Egemen Bağış, "Dünyada sıcak savaş, soğuk savaş, espiyonaj savaşı, gerilla savaşı, yani aklınıza gelebilecek her türlü savaş denenmiştir, ama diplomasinin ve barışın farklı yöntemleri denenmemiştir. Türkiye bunu ortaya koymaya çalışıyor. Türkiye'nin dünya medeniyetine yapacağı en büyük katkı da bu" diye konuştu.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Heybeliada Ruhban Okulunun yeniden açılması konusunu Türkiye'de insan haklarını ilgilendiren bir iç mesele olarak gördüğünü söyledi.
Bağış, "(Heybeliada Ruhban Okulunun yeniden açılması) bence Türkiye'de insan haklarıyla ilgili bir konu. Türkiye'nin Rum Ortodoks vatandaşları eşit vatandaşlar. Vergi veriyorlar, askerlik hizmeti yapıyorlar. Eğer bir ihtiyaçları varsa karşılamamız gerekiyor. Anayasamıza ve yasalarımıza bakarak onların ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğimizi görmeye çalışıyoruz" dedi.
Egemen Bağış, Yunanistan'ın da Türk azınlığı konusunda aynı kararlılığı göstermesini isteyerek, "Bence eş zamanlı olarak Yunan hükümeti de Batı Trakya'daki Türk azınlığının ihtiyaçlarını karşılama çabasına girmelidir. Burada mütekabiliyetten değil, eş zamanlı eylemden bahsediyorum. Çünkü kendi vatandaşınızın iyiliği için atacağınız adım mütekabiliyet esasına değil, eş zamanlı iyi niyet esasına dayalı olmalı. Türk tarafında bu istek var. Komşumuzda aynı iyi niyeti henüz göremedik" diye konuştu.
Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis arasındaki uzun yıllara dayalı dostluk ve uyumun bu sorunun aşılacağı konusunda kendisini iyimser düşünmeye zorladığını belirtti.
-"İLERLEME RAPORU GİYOTİN DEĞİL"-
Başmüzakereci Bağış, AB Komisyonunun yıl sonunda hazırlayacağı ilerleme raporunda Türkiye'nin limanlarını ve havaalanlarını Kıbrıs Rum kesimine açıp açmamasını da değerlendireceğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"AB her yıl ilerleme raporu yayımlıyor. Bu yıl sonundaki raporda Kıbrıs konusunda birkaç sayfa fazlalık olacak. Kıbrıs konusunda (rapor yazılırken) bazı hususlar da akılda tutulmalı. AB Konseyi (üye ülkelere) Nisan 2004'te oybirliğiyle Kuzey Kıbrıs üzerindeki izolasyonları kaldırma kararı aldı. AB Konseyinin bu kararı hala uygulamaya konulmadı. Türkiye'nin beklentisi AB'nin kendi kararını uygulamaya sokarak KKTC'ye doğrudan ticareti başlatması."
AB'nin bu yönde atacağı bir adımın KKTC'yi tanımak anlamına gelmeyeceğini belirten Bağış, tüm dünyanın Tayvan ile ticaret yapmasına rağmen çok az ülkenin Tayvan'ı tanımasını örnek gösterdi.
AB'nin KKTC üzerindeki izolasyonları kaldırma yükümlülüğünü yerine getirmesiyle Türkiye'nin eş zamanlı olarak limanlarını Kıbrıs Rum kesimi gemilerine açacağını kaydeden Bağış, aynı şekilde böyle bir adımın da Türkiye'nin Rum kesimini tanıması anlamına gelmeyeceğine dikkati çekti.
Türkiye'nin AB üyelik sürecinde "bu yıl sonunda tren kazası yaşanacağı" beklentisini paylaşmadığını vurgulayan Bağış, "Yıl sonundaki rapor giyotin olmayacak, tamam ya da devam olmayacak" dedi.
Bağış, Kıbrıs'taki anlaşmazlığın Rum kesiminin AB üyeliğine engel olmadığı gibi Türkiye'nin AB üyeliğine de engel olamayacağını dile getirdi.
Başmüzakereci Bağış, AB üyelerinin aday ülkelerle ikili anlaşmazlıklarını müzakere masasında koz olarak kullanmalarının AB'nin güvenilirliğine zarar vereceği uyarısında bulundu.
Nabucco Temmuz ortasında imzalanabilir
Bağış,uzlaşının çıkması durumunda AB ile Nabucco projesinin Temmuz ayı ortasında imzalanabileceğini söyledi.