Haberin yayım tarihi
2010-08-02
Haberin bulunduğu kategoriler

MR aradığı kahramanı bulabilecek mi ?

13 Haziran 2010 erken genel seçimleri ortaya son derece ilginç bir tabloyu gözler önüne serdi. Kuzeyde oturan Flaman halkı milliyetçi sağın temsilcisi NV-A'da buluşurken, Güneyde oturan Valon halkı ile Brükselli Fransızca konuşanlar kısa adı PS olan sosyalist partide toplandılar. Ve bunun dışında birkaç orta boy parti daha varlıklarını devam ettirdiler tabir caizse... Kısaltması olan MR harfleriyle anılan liberal reformcu hareketin ayağının altındaki halı kaydı, parti tam bir türbülansa girdi. Partide başkanlık topa tutuldu ve başkanlık yarışı alevlendi. Çalkantılar duracağa benzemiyor. Her tarafta güvensizlik diz boyu ve çatlak sesler susmak bilmiyor. İşin garibi o beklenen kurtarıcı/kahraman başkan adayı ufukta görünmüyor...


Küçük krizciklerden sonra, büyük kriz geldi çattı. Resmi olarak herşey yolunda. Fakat hükümeti kurma görevi ezeli rakip PS başkanı Elio Di Rupo'ya verildi. Köprülerin altından çok sular aktı. Federal hükümete katılma şansı yok gibi bir şey. Kaç yıl süreceği bilinmeyen muhalefet yılları MR'i bekliyor. Halbuki MR doğası icabı muhalefete hiç alışık değil. Dışarıya karşı durum küçümsenerek geçiştirilmeye çalışılıyor. Hiç kolay değil. Zira dünün dost görünen ideolojik düşmanları bugün birbirini uzun süre yok etme uğraşı veriyorlar. Kapitalist sistemi kesinlikle eleştirmeyen PS geçmişin sosyal kazanımlarını savunuyor ve her seçimde özellikle Brüksel'de yabancı kökenli yeni Belçikalıların oylarının neredeyse tekelini elinde bulundurmayı başarıyor. PS'in Brüksel'deki seçim başarısı akademik bir araştırma konusu olacak kadar çok kapsamlı. Zira bu satırların yazarının şahsi gözlemleri sonucu gönül rahatlığıyla yapabileceği saptamaya göre ilgili partinin Türk kökenli seçilmişlerinin veya seçilmemiş adaylarının çoğunluğu – istisnalar hariç – kesinlikle sosyalist değiller, hatta sosyalizm karşıtı insanlardan oluşuyor. Seçmen kitlesi ise genellikle muhafazakar tabir edilen ve Türkiye ölçeğinde AKP, MHP, SP, vs... gibi sağ partilere oy verecek kişilerden oluşuyor. MR'deki hoşnutsuzluğun kökleri çok derinlerde. Partinin bazı ağır topları Brüksel'deki başarısızlıklarını yabancı kökenli seçmenleri oylarını alamamakla açıklıyor. Partinin yabancı kökenlilere karşı tavrıyla stratejik bir hata işlediğini söylüyor ve yönetimi Brüksel'in demografik ve sosyolojik gelişmesini  doğru okuyamamakla suçluyorlar. Ufak tefek makyajla açtlaklar eskiden olduğu gibi kapanmıyor.


MR partisi 2002 den beri yapay olarak bir araya gelmiş olan PRL, FDF ve MCC olmak üzere ikisi büyük, biri küçük üç kanattan oluşuyor. Çoğu zaman çatışan bu çıkar gruplarını bir arada tutmak kolay birşey olmasa gerek. O nedenle pilotu (pilotları) suçlamak çok anlamlı değil.
Hoşa gitmek için her fikri barındıran fakat gelişmesini tamamlayamamış bu toplama partide genel bir güvensizlik duygusu hakim. Brüksel bir türlü fethedilemediği için Frankofon camiada bir yalnızlık söz konusu. Partinin  Brüksel'e egemen FDF kanadı bildiğini okuyor... O nedenle sanki dümende iki kaptan pilot var gibi. Bazıları partiyi çok solda bulurken, bazıları da çok sağcı diye nitelendiriyor. Taban kararsızlık içinde. FDF partinin Valonya'daki tabanını rahatsız ediyor, ama hiç kimse FDF'i MR bünyesinden atmaya cesaret edemiyor. Çünkü attıkları takdirde, özellikle Brüksel'de yok olacaklarını çok iyi biliyorlar. 


PS'in yükselen genç değeri, bir zamanlar siyasetbilimci olan Paul Magnette'e göre bu ittifak daha o zamanlar eşyanın tabiyatına aykırı «şizofrenik» bir birliktelikti. « Zira sağcılığı kabul etmeyen liberaller etik konularda hristiyan demokratlardan daha ilerici görüşleri savunuyorlar, ve sosyo-ekonomik konularda liberal gerçekçilik ile sosyal liberalizm arasında bocalıyorlardı. »



Bu bağlamda, Olivier Maingain ile Gérard Deprez arasındaki ağız dalaşları devede kulak kalır. Aynı birkaç ay önce « Rönesans » grubunun sahnelediği nadasa bırakılmış intikam oyunu gibi...  Şimdi de kin, nefret, öfke ; birikmiş ne kadar olumsuzluk varsa ortaya dökülmeye başlandı. Açık veya gizli, somut veya imalı, bütün söylenenler bir noktada birleşiyor : Mevcut başkan ve ekibi başarısız ve bir an önce değişmeli. Didier Reynders ve Liège kökenli yakın koruma ekibinin sesi kesilmeli. Her konuda acımasız bir eleştiri yağmuru var. Düello kanlı ve heyecanlı geçeceğe benziyor.




Seçimler süresince kapatılan hoşnutsuzluk vanaları bugün yeniden açıldı ve sular yükseldi. Kötü teşhise, acı reçete yazılmalıydı. İyide yazılacak reçeteyi kim uygulayacaktı ? Sözü geçmeyen ve vedaya hazırlanan mevcut başkan mı ? Onun devri geçti denilen Louis Michel mi? Rakiplerinin tecrübesi var ama, daha yumuşak dedikleri oğlu Charles Michel mi? Kendisini sevmeyenlerin yeterince diplomat bulmadığı, katı bir psikolojiye sahip olduğu öne sürülen bayan Sabine Laruelle mi? Yoksa kendisini rüyasında « kurtarıcı » olarak gören ve « Reyndersçi » olduğu için hiçbir şans tanınmayan Daniel Bacquelaine mi ? Yoksa Valon liberallerin kesinlikle kabul etmedikleri Olivier Maingain mi?


Çok zor günler geçiren parti çaresizlik içinde çırpınmaya devam ederek karizmatik, vizyon sahibi ve birleştirici bir lider arıyor. Dağılmış parçaları geçici olarak bir araya getirecek bir tamirci değil. Tam aksine ince siyasetten iyi anlayan sağlam karakterli, ufak tefek yeniliklerle zaman kazanmaya çalışmayan gerçek bir devrimci. Yani şifa dağıtan bir kurtarıcı. Bir kahraman. Kısacası, bulunmaz Hint kumaşı...


Yakup Yurt (c)


Umurbey, 01.08.2010


yurtyakup@gmail.com


 


 


 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.