Türkiye'den bir kardeşimiz aktarmıştı:

Çok sevdiğim Y. B. Ağabey'i Ramazan ayı öncesinde ziyarete gitmiştim. Kendisi yıllardır Milli Görüş içerisinde mücadele eden yaşı ilerlese de yüreği genç bir büyüğümüz. Orada başından geçen bir hadiseyi aktarmıştı. Milli Selamet Partisi döneminde Ankara'ya bir toplantıya giderler. İçerisi tıklım tıklım. Herkes Erbakan Hocayı dinlemek için pür dikkat göz gezdirirken Erbakan Hoca söze şöyle başlar:

- "Aranızda Milli Selamet Partili olan varsa dışarı çıksın !"
Ortalık derin bir şaşkınlık ve sessizliğe gömülür. Hoca bu sefer daha yüksek bir sesle: - "Aranızda Erbakancı varsa dışarı çıksın !" Der.

Salonda bulunanlar şaşkınlık içerisinde Erbakan Hocayı dinlerken hoca tekrar seslenir:

- "Bizim davamız partilerin davası, Erbakan ve şahısların davası değildir. Biz bir inancın temsilcileriyiz !" diye söze devam eder.

*****
Milli Selamet döneminde gerçekleşen bu toplantıda yaşanmış bu hadise ile Erbakan bu davanın yolunda gidenlere 'Adamın adamı olmamak' mesajını vermiş ve herkesi bir şahsın arkasında değil de bir fikrin arkasında durulması gerektiğinin mesajını vermişti. Hatta hemen hemen her toplantıda bu söylem öyle üstüne basa basa hatırlatıldı ki, hem bu sayede bu söylem Milli Görüş harekâtının önemli ilkelerinden biri haline geldi hem de Milli Görüş harekâtının büyümesine vesile oldu.

Ancak gelin görün ki, son günlerde Milli Görüş üzerinde öyle tehlikeli oyunlar oynanmaktadır ki, sanki parti içerisinde Erbakan'cılar ve Numan'cılar varmışçasına ve sanki bu iki grup birbirinden nefret edercesine birbiriyle kavga edecek bir duruma geldiklerine dair türlü türlü senaryolar türlü mizanlarla basında yer almaktadır. Ondan sonrası malum. Bu oyuna düşen de var, düşmeyen de. Üstelik ağzı olan da konuşur oldu, ağzı olmayan da. Vay efendim, yok parti bölünecekmiş, yok Numan gitmiş, yok parti veliahta devredilecekmiş, yok ilk defa bir parti Kayyum'a gitmiş, yok Milli Görüş bitmiş, abidik gubidik twist twist…

Dileyen bu senaryolara inanır, dilemeyen inanmaz. Ama bu hususla ilgili kayda alınması gereken önemli bir gerçek vardır ki o da şudur. Bugün bu davanın lideri konumunda yer alan Numan gider hatta Erbakan bile gider. Hiç önemli değil. Çünkü gün gelir bu davanın başına yeni Erbakan'lar ve Numan'lar gelir.

Netice olarak başka bir önemli noktanın altını çizmemiz gerekiyorsa o da Milli Görüş'ün yaşadığı bölünme tehlikesi ile ilgili. Kırk yılı aşkın bir süredir Türkiye'de en çok bölünmelere uğramış hareket olan Milli Görüş harekâtı yeni bir bölünme ile karşı karşıya kalsa ne yazar. Bence hiçbir şey yazmaz. Boşu boşuna paniğe girip panik atak olmaya değmez. Çünkü kırk yıldır birçok kez bölünmelere uğramış bu hareket her bölünmeden sonra bitmeyerek ayakta dimdik kalmayı başardıysa bundan sonra da aynı şekilde dimdik ayakta kalmayı sorunsuz bir şekilde başaracaktır. Saadet biter mi derseniz. Bence bitebilir. Bence bu da önemli değil. Çünkü bugüne kadar nice Milli Selamet'ler Refah'lar bitti de ne oldu. Milli Görüş bitti mi?

Saadet biter ama Milli Görüş bitmez… İzleyin ve görün…

Cafer Yıldırımer