"Şehrin bulunduğu mevkiye gelince, burasını tabiat sanki dünyanın başkenti olmak üzere yaratmış."
Kral I. Ferdinand tarafından Avusturya elçisi olarak Türkiye'ye gönderilen Flaman asıllı Ogier van Busbeke, 1555 yılında İstanbul'a ilk geldiğinde şehre bakarak konumu, bolluğu ve sunduğu imkânlardan dolayı böyle yazmıştı İstanbul hakkında. Ogier van Busbeke'nin Türkiye'de elçi olarak bulunduğu dönemi kapsayan yaşamı Flaman yazar Willy Spillebeen tarafından kaleme alınmış, özgün adı 'Busbeke of de thuiskomst' olan kitap Aksel Yayıncılık tarafından 'Busbeke Ve Son Yolculuk' olarak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında bu yıl Ogier van Busbeke'nin bu fikrine katılan herkesle buluşturulması gereken bir kitap olarak düşünülmüştür. Kitabın kapağı ünlü heykeltıraş Johan Tahon'un Belçika Başkonsolosluğu için aynı projenin başka bir ayağında hazırladığı eserin görselinden tasarlanmıştır. [ZpicL:16244]
Roman Türk'leri hem öven hem de onları bu güzel ülkeyi hak etmeyen bir millet olarak nitelendiren, aynı zamanda hem hayranlık, hem de korku ve öfke duyan Busbeke'nin, Muhteşem Süleyman olarak adlandırılan Sultan Süleyman'ın himayesindeki Osmanlı Devleti'nin en görkemli döneminde yaşadıklarını anlatmaktadır. Bir yandan üstlendiği elçilik görevini çok zor şartlarda yerine getirmeye çalışan Ogier van Busbeke bir yandan da Türkiye'den Avurpa'ya çeşitli bitki ve çiçek tohumlarıyla, değişik hayvan türleri götürmeyi üstlenir. [ZpicL:16245]Sonunda kırk yıla yakın bir süre hep hasretini çektiği ülkesine nihayet dönmek üzereyken evine yakın bir yerde haydutların saldırısına uğrar ve hastalığı ilerler, hasta yattığı yerde yaşadıklarını hatırlarken bizler de bu ilginç serüvene ortak oluyoruz.
Bilgi: info@akselyayincilik.com