Efkarlandığında herkesin mırıldandığı bir Türk Sanat Müziği şaheseri vardır...
« Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına
Ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına
Ayrılık görünmüşken yâr tutmuyor elimden
Misafirim bugün ben gurbet akşamlarına »
Kaptanzade Ali Rıza Bey bestelemiş, güftesini Ömer Bedrettin Uşaklı icra etmiş Hicaz makamında bir yapıt...
Yahya Kemal Bayatlı coşuyor, mest oluyor ve «Sessiz Gemi» şiiriyle karşılık veriyor!
«Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.»
***
Tarih dönüşü olmayan seferler manzumesidir.
O sebepledir ki her yolculuk öncesi helalleşilir.
«Gidipte dönmemek te, dönüp te görmemek te» vardır hesapta...
Zira fanidir insanoğlu ; neyin ne zaman tecelli edeceği belli olmaz...
Yemyeşil yaprak iken savrulur, süprülür gidersiniz selvi dibine...
Kendilerini vazgeçilmez sanan haşmetlilerin yattığı yere...
«Sadık yarimiz kara toprağa» dönen niceleri gibi...
***
Önce anneniz su döker ve el sallar arkanızdan...
Hep ayrılma veya buluşma noktalarında yoğundur hüzün, sevinç ve gözyaşları...
Üzülen de ağlar, sevinen de...
Çiçekçiler de yakındır her zaman hareket veya varış noktalarına...
Pişmaniye satanlar da...
Garlarda, havalimanlarında, iskelelerde hep buruk gelir siren sesleri.
***
Sonra « beni merak etmeyin, iyi geçti yolculuk, sağ salim vardım » der telefonun öteki ucundaki.
Ohh dersiniz ve rahatlarsınız...
Ve gurbet başlamıştır artık !
Hep bekmemekle geçecek yeni bir dönem.
Öf Türkiye'm öf...
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek/Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek!
Yakup Yurt (c)
Brüksel, 09 Kasım 2010