Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in "Silahlar miadını doldurdu" şeklindeki açıklamasının ardından kızışan olayların yankıları halen sürmeye devam ediyor. PKK'nın siyasi sözcüsü olarak nitelendirilen BDP, Baydemir'den yana tavır alarak Öcalan'a ilk kez karşı gelirken, PKK'nın en üst organı olarak bilinen KCK'nın, Öcalan'ı destekleyici ifadeler sarf ederek, Baydemir'in öz eleştiri yapmasını istediği biliniyor. Bütün bu gelişen olayların akabinde Öcalan'ın son bir aydır kendisiyle görüşmeye hiç kimsenin gelmemesi, bunun diyaloğun sekteye uğradığının işareti sayılacağını ifade etmesi, Ankara, Adana, İzmir, Hatay, Mardin, Siirt ve Şanlıurfa'da PKK'nın gençlik yapılanmasına yönelik operasyonların da etkisiyle PKK'nın eylemsizlik sürecinin 1 Mart'a çekilebileceği sinyalini vermesi ise barış ortamına gölge düşürmek için fazlasıyla yeterli geliyor. Tarafların karşılıklı restleşmesinin ardından Kürtlerin siyasi hayatında iki farklı grubun ortaya çıktığını görmek çok da yanlış sayılmıyor. Bu durumda Baydemirciler ve Öcalancılar olarak tanımlanabilecek olan grupların çatışmasının sonuçları kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.
Osman Baydemir'in tarafını tutan Diyarbakır İletişim Platformu Moderatörleri, "Hepimiz Osman Baydemir'iz" sloganıyla yayınladıkları bildiride; "Diyarbakır halkının % 70 desteğini alarak iki dönemdir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Baydemir'in linç etme ve susturma kampanyası ile karşı karşıya kalmasının vicdanları rahatsız ettiğinden bahsediliyor. Kürtlerin olduğu kadar Kürt olmayanların da sempatisini kazanan Osman Baydemir'e yapılanların herkesi fazlasıyla üzdüğü dile getirilerek, konu ile ilgili tarafların beyanatlarının protesto edildiği belirtiliyor.
Baydemircilerin sayısı sivil toplum kuruluşlarının olaya yönelik tepkilerini açıklamalarıyla birlikte her geçen gün artarken, Öcalan cephesinden de tehditler dolu beyanatlar verilmeye devam ediyor. Zırtapoz olmakla suçlayıp istifasını istediği Baydemir'e bu kez de demokratik özerklik anayasası hazırlama görevi veren Öcalan, PKK'nın bahardan yararlanma sürecini de hesaba katarak savaşın derinleşeceği uyarısını yapıyor.
Her gün her fırsatta İmralı'dan barışa katkı sunacağını, elinden gelen her şeyi yapacağını söyleyip duran ve kendini tanrı belki de peygamber sanan Öcalan'ın geçmişteki tavırları ile şimdiki davranışları arasında pek bir fark olmadığı görülüyor. Hep tutarsızlık, tehdit, vicdansızlık, samimiyetsizlik ve sayılamayacak bir sürü olumsuzluk. Sonuç olarak kim olursa olsun, ister Türk, ister Kürt, insan haklarının, demokrasinin olduğu bir ülkede, insan hayatının tehdit edilmesini kabul etmek vicdansızlığa davetiye çıkarıyor.
Helin Demir
helindem@mynet.com