Son günlerde mahkemelerdeki Kürtçe savunma talepleri, terör örgütü mensupları tarafından "KCK Asayiş" flamaları önünde yol kesip kimlik kontrolü yapılması, 15 Şubat eylemleri ve her bölgede ayrı meclisler açılması gibi provokasyon kokan eylemlerle öncelikle Kürtlerin aklını bulandırmayı amaçlayan PKK ve siyasi sözcüsü BDP'nin bir taraftan seçime yönelik faaliyetleri devam ederken diğer taraftan da Kürt dili ile ilgili çalışmaları sürüyor.
Çalışanları için haftanın 5 günü, mesai saati içinde 2 saat Kürtçe okuma yazma kursu açan Diyarbakır Yenişehir Belediyesi, halka daha iyi hizmet vermek için bu yola başvurduklarını belirtirken, kursun zorunluluk esasına göre gerçekleştirildiğini, demokrasi çağrısı yaparken baskı ile özgürlüklerin kısıtlanamayacağı gerçeğini hesap edememişe benziyor.
21 Şubat Anadil günü dolayısıyla TZP Kurdî tarafından yapılan açıklamada, basın açıklamaları, paneller, kitlesel yürüyüşler ve mitinglerin düzenleneceği belirtiliyor. Hepsi demokratik hak olarak düşünülecek bu faaliyetlerin yanı sıra 21 Şubat'ta okulların boykot edilmesi istenerek etkinliklere katılım çağrısı yapılıyor. Sözde eğitim ve Kürt dili ile ilgilendiğini her fırsatta dile getiren bir kuruluş, daha ilk çağrısında eğitim hakkını boykot ederek, amacıyla çelişkili bir ifadeye imza atıyor. Demokratik hak olduğu bilinen eğitim hakkına engel olunması, anayasa ve insan haklarına aykırı görülüyor.
BDP'nin anayasa taslak metnindeki ifadeleri de kamuoyunda tartışma yaratacağa benziyor. İsim vermeden demokratik özerklik ve demokratik cumhuriyetin ifade edildiği metnin Türk ve Kürt sözcüğüne yer vermeden inşa edilmesiyle BDP'ye göre tekçi yapıyı aşmaya çalıştığı kaydediliyor. BDP tarafından hazırlanan metinde yer alan "Türkiye Cumhuriyeti farklı kimlik ve kültürlerden oluşan ayrılmaz bir bütündür" ifadesinin Kürt kimliğinin tanınması anlamına geleceği, BDP'nin hedeflediği anadilde eğitim ve anadilin kullanımının gerçekleştirileceği anlamına geleceği vurgulanıyor.
Diyarbakır'da başlatılan "Masal Divanı" projesi ile Kürt sözlü kültürünün canlandırılması hedefleniyor. BDP'nin organize ettiği etkinliğin, evlerde Kürtçe masal anlatılması ile sürdürüldüğü, bundan sonra da devam ettirilmeye çalışılacağı bildiriliyor. BDP'li üyelerin yoğun ilgi gösterdiği faaliyet esnasında seçim propagandası çalışmalarının yürütüldüğü ve Kürt dili ile ilgili propaganda amaçlı söylemlerin sarf edildiği dikkate alındığında, "Masal Divanı" adı verilen girişimin amacının dışındaki yönlerde de kullanılabileceği anlaşılıyor.
Sonuç olarak Nesil Yayınları tarafından Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere dört dilde basılan, farklı akademik branş ve kültürlere sahip, ortak paydası insan olan bir topluluğun Türkiye'deki Demokratik Açılım sürecine dair fikirlerini özgürce ifade edebildiği bir atölye çalışmasının ürünü olan "Çözüm Mümkün" kitabında bahsedildiği üzere, insan merkezli ve çoğulcu düşünüşe imkân tanıyan bir demokrasi tanımı üzerinden meseleye yaklaşmak, mevcut problemi doğuran tarihi arka planı iyi bilmek ve sürdürülmesi mümkün sonuçlanabileceğine dair çözüm önerileri sunmak gerekiyor.
Helin Demir
helindem@mynet.com