DEĞERLI BASIN MENSUPLARI

4 gün boyunca seçim merkezlerinde çalıştık ve birçok gözlemlerimiz oldu. Bazı önemli şeyleri gözden kaçırmadık.

Brüksel ve Anvers seçim merkezine üyeler ve müşahitler yolladık ve tam kadro çalıştık. Seçim komisyonunda yer alan temsilcilerimiz kanunların öngördüğü kurallara saygı duyarak çalıştılar ve bunu karşıtı insanlara gereken uyarıları yaptılar, çeşitli tutanaklar tuttular.

Ancak başka alanlarda pek hoş görmediğimiz durumların kamuoyu ile paylaşılması ve bir daha ki seçimlerde aynı nahoş şeylerin yaşanmaması gerektiğine inanıyorum. Başta Belçika Diyanet Vakfı Yöneticilerinin AKP’nin il başkanlığı görevini yapmalarını onaylamıyor, cami derneklerinin baştan beri yaptıkları gerek kayıt işlemleri gerek randevu ve seçim süresince kendi kasalarından harcama yaparak kiraladıkları otobüslerle AKP’ye seçmen taşımaları ve otobüsün içinde yemin ettirerek insanları AKP’ye oy vermek için yönlendirmelerine itiraz ediyoruz.

Bilindiği gibi diyanet ve camilerin hiçbir siyasi amaçla kullanılmaması ve bütün halka açık eşit şekilde davranmaları sanırım dinimizce ve kanunca en doğru şekilde belirtilmiştir.

Siyasi kuruluşlar veya bağımsız kuruluşların görevini diyanet ve camilerin yapması eşitlik ilkesi ve demokrasiye yakışmayan bir durum olarak değerlendiriyorum. Ancak her ne kadar özerk bir kurum olarak işlev yapsa da bu şekilde taraflı davranmalarını kınamamak içten değil.

Bir diğer önemli nokta ise UETD denen kuruluşun  birçok yanlışlarının olduğu   UETD’nin kişi başına  70 € ödeyerek müşahit görevlendirdiği  ve halkı AKP’ye oy vermeleri için görevlendirdikleri gençleri hepimiz gördük..

Brüksel SQUARE salonunda 8 nolu sandık da görev yapan genç bir arkadaşın para konusunda yaşanan bir tartışması sonucunda belgelerle şikayetine şahit olduk.  Parasını alamadığı için görev yerini sandık kapanmadan terk edenlerde vardı. 

UETD’nin devletin bütün imkanlarını kullandığını hatta Başkonsolos’un bile sözünün geçmediği yerde bu insanların daha yetkili olduğunu gördü. Bunlar yanlış şeyler demokrasiye inanmış bizler için etik değil.

AKP milletvekili Metin Külünk`un bizzat Brüksel`e gelerek seçim sonunda salonu tamamen kapatarak UETD yöneticileriyle toplantı yapması bazı şaibeleri de beraberinde getirdi. Bizler bunlara müdahale ettik. Bilakis her yanlış daha büyük sorunların başlangıcı olur. Bunlara çok dikkat etmek gerekir diye düşünüyoruz.

Diğer bir konu randevu denen çok saçma bir sistemin koyulmasıydı. Halkın ilk defa oy kullandığı bir ortamda kayıt işlemlerinin zorluğundan sonra randevu alarak oy kullanmalarının zorunlu olmasıydı.

Randevu alamayan ve oyunu kullanamayan binlerce insan vardı. Aynı aileden olan 4 kişi her bir kişi için ayrı ayrı günlerde oy kullanmaları zorunluluğunu yaşadı. İşsizlik paralarıyla zor geçinen halk burada kilometrelerce yol yapmamayı ve yapacakları her günkü km için kendilerine büyük bir maddi külfet olacağını belirttiler. Ya da otomatik randevudan habersiz insanlar oy hakkini kaybettiler.

Bu durumların hiç demokratik  olmadığını ve halka verilen seçtirme hakkına uymadığını partim CHP’nin ilkelerine aykırı olduğunun bilinmesini  isterim..

Diğer seçimlerde yaşanmaması gereken bu problemlerin biran önce giderilmesi dileğiyle, Avrupa’da demokrasinin çok iyi işlediği bir ülkeye yakışır şekilde TC vatandaşlarının özgür iradeyle oy kullanmaları ve hiçbir kuruluşa ve kuruma bağlı kalmadan özgür ve demokratik olarak seçme ve seçilme haklarını kullanmaları için hataların düzeltilmesini TC yetkili mercilerinden rica eder hepinize saygılar sunarım.

ZUHAL KAYHAN

CHP Belçika Birliği Başkanı