YTB Başkanı Kudret Bülbül:En çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç var
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Doç. Dr. Kudret Bülbül, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü uluslararası bütün platformlarda kurum ve kuruluşlarıyla savunduğunu söyleyerek, “Kırım ile Türkiye arasındaki birlik ve beraberlik son derece önemli” diye konuştu.
İlki 2009 yılında Kırım’da Akmescit’de yapılan Dünya Kırım Tatar Kongresi’nin 2’incisi 6 yıl aranın ardından Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. 12 ülkeden 180 STK’nın katıldığı kongreye TBMM Başkan Vekili Naci Bostancı, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Kudret Bülbül, Kırım Tatarları lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Rifat Çubarov,Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin, siyasi parti temsilcileri, çeşitli ülkelerin Ankara`daki diplomatik misyon temsilcileri ve diğer davetliler katıldı.
Kurtulmuş: Kırım halkı teröre ve silaha bulaşmamıştır
31 Temmuz-2 Ağustos 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen kongrenin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, kongrenin ilkinin Kırım’da Akmescit’te yapıldığını hatırlatarak, “Bundan sonraki kongrenin yeniden Kırım topraklarında yapılmasını yeniden AK Mescid, Bahçesaray’da yapılmasını Cenab-ı Allah nasip eder” diye konuştu. Kırım tarihinin acı ve baskının yanı sıra aynı zamanda mücadelenin de tarihi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Kırım halkı, onurlarına ve haklarına sahip çıkarak devam etmiş, hiçbir zaman teröre, silaha ve kendisine zulmedenlere bulaşmamıştır” dedi.
Kurtulmuş: Dünyanın sorunları 5 ülkenin iki dudağı arasına bırakılamaz
Dünyanın pek çok yerinde kan aktığına dikkat çeken Kurtulmuş, yaşanan hadiseler karşısında kimsenin ses çıkarmadığına tepki gösterdi. “Kırım ihlal ediliyor” diyen Kurtulmuş, “Ukrayna krizle karşı karşıya kalıyor. Dünya, beşten büyüktür. Dünyanın sorunlarının çözümü beşte ülkenin iki dudağı arasına bırakılamaz. Dünya sistemi, sorun çözmeden uzak bir şekilde siyaseti yönetemez. Dünya sisteminin barışçıl, müzakereye dayalı, çözmeye dayalı, dünya sisteminin yeni bir yapıya doğru yol alması kaçınılmazdır. Türkiye olarak, dünya sisteminin çözüm çözme yeteneğine sahip hale gelmesi için de fikirlerimizi söylemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Kurtulmuş, Türkiye olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da STK’lar eliyle Kırım’ın yanında olacaklarının altını çizdi.
Bülbül: En fazla ihtiyaç duyduğumuz şey; birlik ve beraberlik
Kongrede konuşan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül ise Kırım denilince akla uzun bir tarih, çile ve gözyaşının gelmesinin yanı sıra onurlu ve kahramanlık dolu bir tarihin de geldiğini söyledi. Kırım halkı tarafından verilen uzun mücadelelerin ardından 1990’lı yıllarda kısmen de olsa Kırım’da havanın yumuşaması ile yerlerinden sürgün edilenlerin yurtlarına döndüğünü belirten Kudret Bülbül, “Maalesef çok uzun sürmedi. Uluslararası hukukun tanımadığı meşru görülemeyecek Rusya’nın müdahaleleriyle bu görece huzur dönemi sona erdi” ifadelerini kullandı. “Bugünlerde herhalde en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey; birlik ve beraberlik olmalı. Sadece Kırım davasının gönülleri arasında değil, Kırım ile Türkiye arasındaki birlik ve beraberlik de son derece önemli” diye konuşan Kudret Bülbül, “Türkiye Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü uluslararası bütün platformlarda her türlü kurum ve kuruluşlarıyla savunmaktadır” dedi.
YTB’nin Kırım faaliyetleri
YTB’nin Kırım’a yönelik yaptığı çalışmaları aktaran Kudret Bülbül şöyle konuştu: “Kırım’daki bütün tarihi eserleri kayıt altına aldık. İkinci olarak Kırım Tatar Sürgünü Sözlü tarih çalışmasını yaptık. Biz gerçekten acıyı çok yaşayan ama acıyı çok dillendirmeyen bir milletiz. Bunu gerek Ermeni meselesinde gerek yaşadığımız pek çok acılarda net olarak görüyoruz. Kırım Davası’nda da çok benzer bir durum var. Gerçekten 1944’lerle birlikte çok büyük acılar yaşandı, çok büyük çileler çekildi. Ama bunu kayıt altına alan bir tarihi belgesel yoktu. İşte biz bu belgesel ile yaşları 80-90 lara varan o sürgünü yaşamış olan insanların yaşadıklarını kayıt altına aldık. 200’den fazla mülakat yaparak pek çok çalışmaya kaynaklık edecek belgesel ortaya çıkardık. Keza Kırımla ilgili Kongre ve yayın desteklerimiz devam etmektedir. Birkaç ay önce İstanbul’da devletlerarası Kırım Tatar Sürgünü ve İsmail Gaspralı Kongresi’ni gerçekleştirdik. Şu ana kadar çok sayıda Kırım’dan gerek lisan, gerek yüksek lisans, gerekse doktora düzeyinde burslandırmalar yapmış durumdayız.
Bostancı: İnsanlığın travması
Kongrede söz alan bir başka isim ise TBMM Başkan Vekili Naci Bostancı oldu. 1944’te Rusya’nın uyguladığı zorunlu göçün büyük bir dram olduğunu söyleyen Bostancı, Eğer sizi zorla, yerinizden yurdunuzdan ederek başka ülkelere gönderiyorlarsa o insanın hayatında büyük bir travma yaratır ama bilin ki, bir kişinin hayatında yaşanan travma netice olarak insanlığın travmasıdır. Kırımlı kardeşlerimizin yaşadığı o acılar aslında hepimizin acısı, hatırası olarak bizim ortak bağlarımıza yerleşiyor. O bakımdan birileri, birilerine zulüm yaptığı zaman bilsin ki, aslında yaptığı kendinedir” diye konuştu. Stalin liderliğindeki Sovyet Rusya’nın kendi halkının da kanını akıttığını kaydeden Bostancı, “Sovyet despotizmi milyonlarca Rus’u kendi topraklarından kopardı. Don ve Volga’nın vadilerinde büyük fabrika ve barajların yapılmasında Milyonlarca Rus’un kanını o toprağa gömdüler. Aslında Rusya’nın başka milletlerin acılarını anlaması için büyük bir geçmişi var” ifadelerine yer verdi.
Klimkin: Türkiye’nin tutumu çok önemli
"Bugün burada bir araya gelen cesur ve özgürlük sevdalısı Kırım Tatar halkı temsilcilerini saygıyla selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin, Kırım Tatar halkının tarihi memleketi olan Kırım`a Ukrayna devletinin yapısı içinde milli ve toprak özerkliği verilmesini öngören yol haritasının çizilmesinin planları arasında olduğunu söyledi. Konuşmasında Ukrayna Devlet Başkanı Petro Proşenko`nun "Ukrayna, Türkçe konuşan cumhuriyetler de dahil tüm demokratik devletlere bize verdikleri destekten dolayı müteşekkirdir. Kırım konusunda Türkiye Cumhuriyeti`nin prensipli tutumunun bizim için çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum" mesajını okuyan Klimkin, Kırım’ın tam olarak işgalcilerden arındırılana kadar Rusya’ya yaptırımların sürdürülmesi gerektiği bildirdi.
Kırımoğlu: İşgalden önce Ukrayna’yı uyardık
Kırım Tatar Halkının yılmaz savucularından Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da programın açılışında konuşan isimlerden oldu. Rusya`nın uluslararası hukuku hiçe sayarak, topraklarını ilhak ettiğini ifade eden Kırımoğlu, Rusya`nın Gürcistan`a karşı tutumundan gerekli derslerin çıkarılmadığını kaydederek, "Maalesef günümüzde yaşananlar da bunun devamı niteliğindedir" dedi. Ukrayna`ya daha Rus işgali olmadan birtakım tedbirler alması konusunda uyarılarda bulunduklarını ancak bunların pek de dikkate alınmadığını hatırlatan Kırımoğlu, sonrasında Rusya`nın Ukrayna`nın bütünlüğünü tehdit ettiğini anlattı. Kırımoğlu, Kırım halkını Ukrayna siyasi hayatında aktif yer almaya çağırarak, "Kırım`da hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Kırım Özerk Tatar Cumhuriyeti kurulacak. Her insan milletine, dinine bakılmaksızın saygı görecek, eşit insanlar olacak. Bu noktada diasporamızın desteğini bekliyoruz. Allah`ın yardımıyla biz bunu başaracağız" diye konuştu..