Saadet Avrupa genel merkezi Duisburg'ta Seçime Hazırlık Hamle Toplantısı gerçekleştirdi. Saadet Belçika üyelerinden 150 kişilik bir kafilenin de katıldığı toplantıda, Saadet partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu ve kurmayları da hazır bulundu.
Almanya'da gerçekleşen Seçime Hazırlık Avrupa Hamle Toplantısı Saadet Avrupa genel başkanı Abdussamet Temel'in açılış konuşmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen genel başkan yardımcılarının verdiği kısa seminerlerle program devam etti.
Son olarak kürsüye gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Avrupa Seçime Hazırlık Avrupa Hamle Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği konuşmada, Milli Görüş’ün basit bir görüş olmadığına dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Görüş gömleğini çıkardım
ifadesine atıfta bulunarak, “Milli Görüş dediğiniz basit bir görüş değil. Milli Görüş gömleğini çıkardığın zaman hastalanmaman mümkün değil. Siyonist gömleği seni korumaz bunu iyi bil” dedi.
Almanya’nın Duisburg şehrinde gerçekleştirilen Avrupa Seçime Hazırlık Avrupa Hamle Toplantısında partililer ile bir araya gelen Karamollaoğlu, 30 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirilen 8’nci Olağan Kongreye Avrupa teşkilatlarından katılan partililere teşekkür ederken, bundan sonra ki süreçte seçime hazırlık çalışmalarının önemli olduğunu belirtti.
BİZ HAKKI ÜSTÜN TUTAN TEK PARTİYİZ
Milli Görüş hareketinin geçmişte gerçekleştirdiği koalisyonları hatırlatan Karamollaoğlu, önceliğin hakkı üstün tutmak olduğuna dikkat çekerek, “Farklı düşünceleri bir kenara itelediğimiz zaman arada kalan sizin temel inancınızdır. Biz hakkı üstün tutan tek partiyiz. Biz bu davadan vazgeçmeyiz. Prensiplerimizi terk etmeyiz. Biz zorba değiliz. Başkaları ile bir araya geldiğimizde kısır menfaat kavgalarına girmeyiz. Erbakan hocamız bunun için herkesle bir araya gelebildi. Kimlerle bir araya gelemedi dikta heveslileri ile Amerikan sevdasına kapılanlar ile başkalarına uşak olmayı vatandaşlarına hizmetkar olmaya tercih edenler ile biz bunlarla hiçbir araya gelmedik, gelmeyiz. Onun için biz her ne yaptıysak bundan sonra da yapmaya kararlıyız. Onun için yorgunluğu, küskünlüğü, ayrılığı ve gayrılığı lügatlerimizden çıkarma zamanıdır. Zaman, daha fazla kardeşlik, daha fazla birlik ve beraberlik ve de daha fazla çalışma zamanıdır” dedi.
Milli Görüş hareketinin temel gayesinin aynı olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, merhum Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın ‘önce ahlak ve maneviyat’ diyerek yola çıktığını bugün de aynı amaçla çalışmaların devam ettiğinin altını çizerek, “1969 yılında Erbakan hocamız önce ahlak ve maneviyat diyerek yola çıktı bizde bugün bu amaçla çalışmaya devam ediyoruz. Ama biz maddiyatta da ülkemizi zirveye çıkartmaya, politikalar üretmeye ve yatırımlar yapmaya mecburuz. Biz ülke kalkınsın dediğimizde sadece 3, 5 müteahhit zenginleşsin diye düşünmüyoruz. Biz ülkede yaşayan bütün kardeşlerimizin milli gelirden adil bir paylaşım almasını istiyoruz. Kimse bizim düşüncelerimizi dile getiremez, geçmişte Erbakan hocanın koalisyonlarla yaptıklarını yapamaz. 1974’te rahmetli Ecevit ile yapılan koalisyonda Kıbrıs zaferi kazanıldı. Sonra 1975’den itibarende Demirel ile koalisyonlar kuruldu 270 fabrikanın temeli o zaman atıldı 70’i bitirildi faaliyete geçti ama biz iktidardan indirildik. Sonra belediyelerde iktidara geldik 89’da 5 belediye 94’te 29 belediye kazanıldı Ankara ve İstanbul dahil. Destanlar yazdık. Belediyeciliğin hakiki hüviyeti ondan sonra anlaşıldı” diye konuştu.
D-8’LERİN ADINI AĞZINIZA ALMAYA KORKUYORSUNUZ
1996 yılında kurulan Refah-Yol iktidarında Başbakan olarak görev alan Erbakan’ın o dönemde 8 ay gibi kısa bir sürede kurulmasını sağladığı D-8 projesinin önemli bir birliktelik olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, şimdiki iktidarın D-8’i hiç gündeme getirmediğini belirterek, “Ufukları dardır anlayamazlar, anlamamaktan öteye başkalarının menfaatini düşünmek için D-8’leri ağızlarına bile almazlar. Cumhurbaşkanının ağzından bir kere adını duydum. Bu mantıkla siz dış politikada ülke menfaatlerini, insan haklarını, adaleti, barışı, kalkınmayı nasıl sağlayacaksınız. D-8’lerin adını ağzınıza almaya korkuyorsunuz. Dış politikada dikkat edin nasıl koştuğunu bilmiyor ama dünyayı dolaşıyor. İslam’ı bir kere ağzına almıyor. İslam birliğinin adını ağzına bir kere almıyor neden BOP Eş Başkanı da ondan. Gerçi bir ara Eş Başkanlık ve BOP nedir diye farkına vardı nereden çıkardınız dedi ve kendi söyledikleri gündeme gelince bir daha diline dolamadı” ifadelerini kullandı.
BÖYLE BİR MANTIKLA ORTADOĞU’DA BARIŞI SAĞLAYABİLİR MİSİNİZ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diğer parti Genel Başkanlarına yönelik Amerika’dan izin aldınız ithamlarını hatırlatan Karamollaoğlu, siyasi yasaklı olduğu dönemde ki yurtdışı ziyaretlerine dikkat çekerek, “Tayyip bey Erbakan hocayı terk etmeye karar verdiğinde siyasi yasaklı, bu yasağın affedilip affedilmeyeceği de belli değil ama bugün başkalarını itham ediyor henüz bizi itham etmedi, gittiniz Amerika ile İngiltere ile anlaştınız bu masanın arkasında bana karşı bir komplo kuruyorsunuz diyor bugün ama o gün Beyaz Saray’da poz verdi. Ardından ise Siyonizm ödül verdi ve öyle döndü. Nasıl unutuyor bunu. İlk yaptığı iş ise Irak müdahalesine destek vermek oldu. Amerikalıları da ikna edememişti dönemin iktidarı sonra ise Saddam’ın elinde kitle imha silahları var denildi. Amerikan meclisi bu yalan iddia üzerine müdahaleye izin verdi. Sonra ise 1.5 milyon Müslüman katledildi. Kadınlara tecavüz edildi. Alçakça çocuklara bile zulmettiler. Sonrada özür dilediler bizimkiler ise dilemedi ardından ise Suriye’ye müdahale edildi. Bütün İslam alemi ile bağlarımız koptu. Bugün güya tekrar bağlar kuruluyor. Ama ardından İsrail ile normalleşme adımlarına girildi. Böyle bir mantıkla siz ülkeyi ayağa kaldırabilir, Ortadoğu’da barışı sağlayabilir misiniz?” diye konuştu.
ÜÇ KAĞITÇILIK İLE ÜLKEYİ YÖNETMEYE ÇALIŞIRSANIZ YÖNETEMEZSİNİZ
Cumhur İttifakına mensup partilerin prensipleri gereği muhalif partilere hakaret edebildiğini belirten Karamollaoğlu, ahlaki ve manevi değerlerin önemli olduğunu kaydederek, “Cumhur İttifakı mensuplarının prensipleri var, karşındaki muhaliflere her türlü sözleri söylersiniz, hakareti edersiniz, hatta küfredersiniz. Benim ise inancımdan aldığım bir ders vardır kötü söz çıktığı ağzın insanını temsil eder. Sen eğer hakaret ediyorsan bil ki sen o hakareti temsil ediyorsun, o hakaret sana layık. Ama bu dediğimizi bile anlamaktan acizler. Onun için bizde ahlaki ve manevi değerler, garibanın derdi ile dertlenmek, aç insanı doyurmaktır. Bugün ki gibi değil, 500 Lira vereceksin, bin 500 TL sosyal yardım yapacaksın ağzından farklı bir laf çıkınca bunu keserim deyip tehdit edeceksin sonra da diyeceksin ki Türkiye’de aç insan kalmadı. Sosyal yardım alan insan sayısı 11 milyonu geçti ama bunların hepsi endişeli iş aramaya çıktığı zaman destekler kesiliyor. O zamanda diyorlar ki işsizlik bitti. Nereden çıkarıyorsunuz? Yani böyle affedersiniz üç kağıtçılıkla ülkeyi yönetmeye çalışırsanız siz hiçbir şekilde yönetemezsiniz” dedi.
GERÇEKLEŞTİRECEKLERİMİZİ ONLAR HAYAL DAHİ EDEMEZ
Saadet Partisi olarak ülkenin tüm ihtiyacını kendi üretimleri ile karşılayabilecek hale getireceklerini ifade eden Karamollaoğlu, Saadet iktidarında ülkedeki şartların değişeceğini belirterek, “Biz Saadet Partisi olarak ülkemizin bütün ihtiyaçlarını ülkemize yapılacak yatırımla karşılanması bizim temel hedefimiz. Her şeyimiz uçağımızda, motorumuzda, gıdamızda, ilacımızda, hastanelerdeki tıbbi cihazımızda hangi konuya girerseniz girin bütün ihtiyaçlarımızı bizim her alanda kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacağı yatırımlara girmektir. İşlenmemiş bir maden bırakmayacağız. Hiçbir cihazı dışardan ithal etmeyeceğiz, ilaçlarımızı kendimiz üreteceğiz. Biz bunu söylediğimiz zaman amma da havalı gidiyorsunuz diyor niye gerçekleştireceklerimizi onlar hayal bile edemez. Onun için Allah nasip ederse Saadet iktidarına erişince Türkiye’nin şartları kısa sürede değişecek. 2-3 ayda demiyorum ben 3-5 sene içerisinde Türkiye’nin ne kadar büyük bir potansiyeli olduğunu hem biz hem de bütün dünya görecek” ifadelerini kullandı.
ALMANYA OLUYOR DA NEDEN TÜRKİYE’DE OLMASIN
Türkiye’de işsizliği çözeceklerini ifade eden Karamollaoğlu, asgari ücretin en az yoksulluk sınırına bağlanması gerektiğine de dikkat çekerek, “İşsizlik ciddi yatırımlar ile çözülür. İşsizliği çözdüğünüz zaman bizim anlayışımız ile Türkiye’de ki bütün insanlar zengin olur. Çünkü bizim hedefimiz asgari ücretin hiçbir zaman açlık sınırında olmamasıdır. En azından yoksulluk sınırı. Bu ne demek bugün ki şartlarla asgari ücretin 3 ile 4 misli artması demek. Biz bunu dediğimiz zaman gene bunlar idrak etmez. Neden böyle abartıyor, abartmıyorum gerçeği söylüyorum. Almanya’da bu böylemi. Almanya’da çalışan bir işçi açlık sınırında mı yoksa kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücret alıyor mu? Almanya’da bu oluyor da Türkiye’de bu neden olmasın? Sadece Almanya değil Avrupa’nın bütün ülkeleri böyle. Neden böyle çünkü düşünmüyorlar. Kendi menfaatlerinden başka, iktidarda kalma arzuları, itibarlarını korumak dışında başka hedefleri yok. Siz bu mantıkla Türkiye’yi yönetemezsiniz” dedi.
SAMİMİ DEĞİLLER. GERÇEKLEŞTİREMEZLER
Önümüzdeki yıl satışa başlaması beklenen TOGG ile ilgili Cumhurbaşkanının ilk 100 aracı sipariş ettiğine yönelik açıklamasına değinen Karamollaoğlu, bu durumun projenin gerçekleşmeyeceği için olduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki TOGG diye bir araba üreteceğiz, elektrikli olacak, 2 sene sonra faaliyete geçecek, ilk 100 otomobilin siparişini ben verdim başka kimse de sipariş vermeyecek. Sayın Cumhurbaşkanım niye? Senin ne özelliğin varda ilk 100 otomobili sen alacaksın. Başkaları da sıraya girip almak istiyor. Bu gerçekleşmeyecek bir senede de kimse yarın bağırmasın diye bunu söylüyor. Kendisi de ne yapacak geciktiyse de biz idare ederiz diyor. Samimi değiller, gerçekleştiremezler” diye konuştu.
GEÇMİŞTE GERÇEKLEŞTİRİLEN PROJE ENGELLENDİ
Geçmişte Hacettepe Üniversitesi’nde 3 mühendisin elektrikli otomobil projesinin prototipini bir parça haricinde tamamlayarak seri üretime hazırladıklarını hatırlatan Karamollaoğlu, bu projenin önünün kesildiğini belirterek, “Bundan 7 sene önce Hacettepe üniversitesindeki 3 mühendisin bir araya gelerek bir elektrikli arabanın dizaynını yaptıklarını ve üretime geçirdiklerini, fabrika kuramadılar ama prototipini yaptıklarını biliyordum. Bundan dolayı da sayın Cumhurbaşkanına seslenmiştim ya siz böyle bir arabayı imal etmek istiyorsunuz da bu arabayı 7 sene önce prototipini üreten mühendislere bir teşekkür ettiniz mi? Ne teşekkür etmesi ya adamların bu projeyi engellemeye yönelik adım attılar. Bu projeyi daha fazla yürütmeyeceksiniz dedirttiler üniversitenin rektörüne. Adam tasarrufa gidiyor onun için bu konuda para harcatmam diyor. Nereye harcayacaksın bu parayı? Allahtan korkun ya” dedi.
SİZ BU ÜLKENİN İÇERİSİNDE FİKİR ÜRETEN İNSANLARA ÖNEM VERMEZSİNİZ
Tank fabrikasına ne olduğunu soran Karamollaoğlu, fabrikanın son zamanlarında bir motor eksikliği nedeniyle tank ithalinin gerçekleştirilemediğini hatırlatarak, “Sadece bir motor eksikliğinden dolayı biz tankı ithal edememiştik, bu kadar süre içerisinde 7-8 tane uçağın prototipini yaptık biz Eskişehir’de bir tankın motorunu neden gerçekleştiremediniz. Bu Türkiye için iktidar için utanç meselesidir. Bu şekilde bu ülkeyi kalkındıramazsınız, bunun için Saadet Partisi’ne ihtiyaç var. Hem cesaret hem bilgi hem de tecrübe olacak bu bizde var. Biz sadece kendimiz, bizimle birlikte çalışan insanlar için değil Türkiye’nin bütün potansiyelini ayağa kaldıracak anlayışa sahibiz. Bunu biz yaparız siz yapamazsınız. Amerika’dan, Yunanistan’dan bilmem İtalya’dan, İspanya’dan tecrübelerini para ile alırsınız ama siz bu ülkenin içerisinde fikir üreten insanlara önem vermezsiniz” ifadelerini kullandı.
BİZİM KİMSE İLE KAVGAMIZ YOK, ZİHNİYETLERDE Kİ SAPIKLIĞA KARŞIYIZ
Şahsiyetli bir dış politika uygulamayı şiar edindiklerine dikkat çeken Karamollaoğlu, Milli Görüş gömleğinin önemine vurgu yaparak, “Şahsiyetli bir dış politika uygulamayı şiar edindik. Ne demek şahsiyetli dış politika emperyalistlerin, sömürgecilerin etkisi altında kalmadan, bu zalimlerin etkisi altında kalmadan bir dış politika oluşturma. Bizim kimse ile kavgamız yok. Ne Almanya ile ne İngiltere ile ne kamil manada Amerika ile bu zihniyetlerde ki sapıklığa karşıyız biz. Bizim Avrupa ile hak ve adalet ekseninde irtibatımızı güçlendirmeyi emin olun arzu ederiz. Ama hak ve adalet ekseninde. Biz köle olamayız. Kimsenin köle olmasını da istemeyiz. Onun için bizim ideallerimiz sadece bizim için değil Avrupa’da yaşayanlar içinde ideal olarak benimsenmelidir. Milli Görüş dediğiniz basit bir görüş değil. Milli Görüş gömleğini çıkardığın zaman hastalanmaman mümkün değil. Siyonist gömleği seni korumaz bunu iyi bil” dedi.