Türkiye’de yaz bir yandan yaz tatili devam ederken diğer yandan hem Türkiye ve hem de Belçika gündemini takip etmeye çalışıyoruz.
Türkiye tarihinin önemli bir dönüm noktası olan darbe girişimini bizzat yaşama fırsatı yakaladık. Bu konuda kısıtlı imkanlarla üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalıştık. Kısaca Türk halkının yanında olduk, demokrasinin, hak, adalet ve hukukun yanında olduk.
Elbette yaşananlar Türk halkı açısından çok haksız bir durumdu. Her şey normal giderken bir akşam birileri düğmeye basıyor ve birden bire bir kaos ortamı yaratıyor. Eğer halkın feraseti, sağduyusu, cesareti olmasaydı, bugün için bu güzel ülkemiz çok hızlı bir şekilde kan gölüne dönmüştü.
Adeta uçurumun kenarından dönmüş olduk.
Hepimize geçmiş olsun.
HAYAT DEVAM EDİYOR.
Diğer yandan hayat devam ediyor. Memleketim Sakarya’da geçirdiğim günlerden sonra birazda deniz havası alalım dedik. 10 günden beri Altınoluk ilçesindeyim. Burada da dostlar var.
İlk karşılaştığım tanıdık Beringen’den İsa Keskin oldu. İsa Beringen Türk Gücü’nün efsane oyuncularından biri. Daha sonra Erol Aygören, Sedat Aras ve Turkse Rangers eski başkanı Cabbar Alkan’ın da aynı bölgede olduğunu öğrenince ziyaretleri başlattık.
İlk önce Sedat Aras, isa Keskin ve Erol Aygören ile buluştuk. Belçika Bölgesel Liglerde be uzun yıllar yönetici olarak görev alırken diğer arkadaşlarım oyuncu ve teknik adam olarak grev yaptılar.
İşte yaptığımız sohbetlerden satır araları.
EROL AYGÖREN.
Geçtiğimiz sezon işler düşündüğümüz gibi gitmedi. Ligde kalmaya gücümüz yetmedi. Şayet bir üst lige çıkıyorsanız, ekonomik yönden de aynı oranda güçlü olmak zorundasınız. Takımınızı mutlaka yeni oyuncularla güçlendirmeniz gerekiyor. Biz bunu başaramadık ve küme düştük.
Şimdi ise bölgesl ligde 3. kümde mücadele edeceğiz. 3 PROV B(Limburg) gurubunda rakiplerimiz arasında eski takımım Turkse Rangers’da bulunuyor. Ligler eylül ayının ilk haftasında başlayacak. Rangers ile 18 eylül Pazar günü Genk’te karşılaşacağız.
Maasmechelen Ümitspor olarak takımımızda giden oyuncular oldu. Ancak onların yerine yeni oyunlarla takımımızı güçlendirdik. Yeni sezonda iyi bir performans sergileyeceğimizi düşünüyorum. Takımımızın kadrosundaki oyuncular la bir aksilik olmadığı takdirde ilk 5 arasında ligi bitirebilecek gücümüz var diye düşünüyorum. Zevkli bir sezon olacak, bu açıdan tüm sporseverleri maçlarımıza bekliyoruz. Özellikle Turkse Rangers ile yapacağımız derby maçları çok ses getirecek.
İSA KESKİN
Bana göre Limburg bölgesinde liglerde en başarılı takım Turkse Beringen. Geçtiğimiz yıl para yok, seyirci yok, adeta yoklar içinde takımımız 3. Ligden 2. Lige çıktı. Bu çok büyük bir başarı. Şimdi bizden giden popüler oyuncular arasında Engin İnce var. Ancak takıma kazandırılan çok yetenekli oyuncular var. Takımımız tam bir amatör ruhla sahaya çıkıyor. Beringen Türk Gücü oyuncusu olmak artık bir ayrıcalık. Gençler artık para pulu aramıyor sadece Beringen Türk Toplumu için sahaya çıkıyorlar. Bence böyle de olmalı. Herşeyin para olduğu bir amatör spor dalı ölmeye mahkumdur.
Bu yıl 2 PROV A(Limburg) gurubunda Heusden-Zolder’de yaşayan Türklerin takımı olan FC Anadol ile aynı guruptayız. Çok zevkli bir yıl olacak. İlk derby maçı 2 Ekim Pazar günü oynanacak. Ben bugünden heyecan duymaya başladım. Takımlarımıza başarılar diliyorum.
SEDAT ARAS
Benim şu anda bir takım ile bağlılığım yok. Geçmişte FC Anadol futbol kulübünde yetiştim, daha sonra Fc Turkse Beringen ve Fc Turkse Rangers Genk takımlarında forma giydim. Gerçek bir futbolsever sayılabilirim. Bu yıl için takımlarımızın 3. ve 4. Bölgesel liglerde aynı guruplarda mücadele edecek olmaları liglere ayrı bir heyecan getirecek.
Ben Heusden-Zolder’de ikamet ediyorum. Elbette yetiştiğim kulübüm Fc Anadol’un başarılarından çok mutluluk duyuyorum. 2 yıl arka arkaya çok başarılı oldular. Bu yıl gördüğüm kadarıyla bazı değişiklikler olmuş. Teknik Menejer Atilla Tercan takımdan ayrılmış. Yeni oyuncular kadroya katılmış. Hayırlısı olsun diyelim. Umarım her şey güzel geçer, gelecek sezonda yeni bir başarıya imza atarlar.
CABAR ALKAN
Başkan Cabbar Alkan ile Akçay’da buluştuk. Kendisi biraz kilo almış. Akçay sahilinin güzide mekanlarından biri olan Mado’da sohbetimize Genk şehri sakinlerinden tesadüfen orada bulunan dostlarda katıldılar. Siyaset, ekonomi derken iş spora geldi. Efsane başkanı bulmuşuz bir kere, soruları arka arkaya sıraladık.
İşte Cabbar Alkan’ın değerlendirmeleri;
Belçika’ya geldiğim tarihten bu yıla kadar yaşadığım Genk şehrinde Türk toplumunun geleceği olarak görülen Türk gençleri için adeta bir ömür harcadım. Geçmişte büyük hayallerle kurduğumuz Turkse Rangers futbol kulübü büyük başarıla imza attı. Tüm Belçika’da örnek bir Türk kulübü olarak nam saldık, isim yaptık.
Ancak hayat bizleri yıprattı, yaşlandık, hastalandık, görevi başkalarına devrettik. Önemli olan bundan sonrası.
Görevde olduğumuz z yıllarda elbette çok zorluklar çektik. Bir yanancı ülkede yoktan var olmak öyle kolay bir iş değil. Sportif açıdan şahsen benim dahi hayal edemediğim başarılara imza attık. Tesis yönünden yaptığımız yatırımlarla Belçika’da en güçlü en zengin kulüp durumuna geldik. Şu anda elimizde bulunan imkanlar Almanya başta olmak üzere hiçbir Avrupa ülkesinde Türk toplumun elinde bulunmuyor.
Ancak büyük özverilerle, büyük çabalarla ortaya koyduğumuz eserleri olması gerektiği gibi kullanamıyoruz. Tesislerimize, takımlarımıza gereken ilgiyi göstermiyoruz. Herşeyden önce çocuklarımıza sahip çıkmıyoruz. Tahmin ediyorum hemen hemen her Türk kulübünde durum aynıdır, Türk aileler spor kulüplerimiz adeta bir çocuk kreşi gibi görüyor. Spor kültürü denen şey yok. Çocuğunu kulübün kapısına getiren bırakıp kaçıyor. Kulübüne katkı yapmadan aileler kulübün imkanları sonuna kadar sömürüyor. Bu durum zamanla yöneticilerin yıpranmasına, görevi bırakmasına, motivasyonun kaybolmasına sebep oluyor. Heyecan zamanla kayboluyor, kulüp yönetilemez hale geliyor. Korkarım ki; ailelerin bu ilgisizliği, ve sorumsuzluğu ile genel anlamda toplum tarafından sahip çıkılmayan kulüplerimiz tesisleri ile birlikte elimizden kayıp gidebilir.
Belçika’daki futbol kulüplerimiz bizim için sadece bir spor alanı değil aynı zamanda birer kültür merkezleridir. Bu açıdan Belçika’da yaşayan Türk toplumunu temsil eden tüm kurumlarımızı uyarıyorum. Spor kulüplerinize zamanında sahip çıkın yoksa geç kaldığınızda geri dönüşü olmayan kalıcı kayıplarla karşılaşabiliriz.
Son olarak eski bir yönetici olarak yaptığımız hizmetler karşılığında bizim özel bir beklentimiz olamaz. Elbette yaşadığımız toplum içersinde mütevazi bir saygı beklemek hakkımızdır. Başkanlık görevimi tamamladıktan sonra uzun bir süre kendi takımımın maçlarını izlemedim. Orada bulunmam bazı yanlış anlamalara gereksiz yorumlara sebep olabilir diye düşündüm.
Yeni sezonda gördüğüm kadarıyla 2. Ve 3. Bölgesel liglerde takımlarımız aynı guruplarda mücadele edecekler. Derby maçları belki seyirci sayısının artmasına sebep olabilir. Yeni sezonda tüm takımlarımıza üstün başarılar diliyorum.