- Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, başta Çin olmak üzere Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyelerini, Rusya'yı Ukrayna'daki savaşı durdurmaya ikna etmeye davet etti.
BRÜKSEL (AA)
Michel, BM Güvenlik Konseyinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama başkanlığında düzenlenen üst düzey katılımlı oturumda konuştu.
"Ukrayna bir suç mahalidir. Fail tam da bu odada oturuyor. Sen kim olduğunu biliyorsun." diyerek Rusya'nın daimi temsilcisine seslenen Michel, "Kremlin eski Rus imparatorluğunu yeniden kurmayı hayal ediyor. Ukrayna'dan sonra sıra kimde olacak? (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in geçmişe dair hayalini tatmin etmek için sıradaki kim?" ifadelerini kullandı.
Michel, Rus diplomat dahil salondaki herkese hitap ettiğini belirterek, "Çocuğunuzun çalınmasına ve sınır dışı edilmesine dayanabilir misiniz? Ailesini, dilini, toprağını unutmak zorunda kalmasına dayanabilir misiniz?" sorularını yöneltti.
Rusya'nın "yeniden eğitim" diye adlandırdığı uygulamanın "kültürel soykırım girişimi" olduğunu savunan Michel, AB'nin, sonuna kadar Ukrayna ve halkının yanında yer alacağını yineledi.
Michel, BM Güvenlik Konseyi üyelerine çağrıda bulunarak, "Bu suça, bu saldırganlığa karşı biz ne yaptık? Daimi üyelerimizden biri komşusuna saldırınca biz ne yaptık?" dedi.
Özellikle Çin'e seslendiğini vurgulayan Michel, "Rusya'yı nükleer silah kullanımına karşı uyardınız. Bundan memnuniyet duyduk. Şimdi daha ileri gidelim. Rusya'yı pek çok kişinin canını acıtan bu cani savaşı sona erdirmeye ikna etmek için güçlerimizi birleştirelim." ifadelerini kullandı.
Rusya Daimi Temsilciliğinin sert itirazlarına rağmen oturumda BM Genel Sekreteri'nin ardından ilk sırada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy söz almış, BM'de esasen veto yetkisinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "Bugün BM'nin içinde bulunduğu kördüğümün nedeni, veto gücünün bir saldırgana verilmesinden kaynaklanıyor." demişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Zelenskiy'nin konuşmasından sonra salona gelerek, Batı dünyasını Soğuk Savaş'tan sonra kendi çıkarları doğrultusunda insanlığın kaderini belirlemeye çalışmak ve küresel istikrarsızlık ile yeni gerginlik alanlarına neden olmakla suçlamıştı.