İzzet Dönmez Yazdı..
1960`lardan beri seçimleri takip ederim.
Kazananın sevincini, kaybedenin hüznünü görürüm hep.
Onları anlamaya çalışırım.
Türkiye, çok partili siyasi hayata geçtiği son 70 yıldır, genellikle her seçimin kaybedeni CHP`dir.
CHP`nin çok nadir seçim başarıları vardır.
Merhum Bülent Ecevit`le 1973 ve 1977 Genel Seçimlerinde başarılı olmuşlardı.
Ondan sonra CHP bir seçim başarısı yaşayamadı.
Genel ve yerel seçimlerde, sandıklar kapanıp ta, oy sayımı başlayınca, siyasi partilerin il ve ilçe örgütlerinin önünde halk toplanmaya başlar.
Herkes, kendi taraftarı olduğu partinin önünde toplanır.
Sonuçlar gelmeye başladıkça, heyecanla öğrenilmeye çalışılır.
Genellikle saat 7.30`a doğru vaziyet şekillenir.
Saat 9 oldu mu, işin rengi belli olmuştur artık.
Sayısız seçim gördüm.
İnsanlar CHP İl Örgütü önünde toplanır, sigaranın biri yanar, biri söner.
Saat: 9 oldu mu, Parti önünde kimse kalmaz.
Mırıldanarak, homurdanarak, insanlar alanı terk etmeye başlar.
Kimi il örgütünü suçlar, kimi Genel Merkezi suçlar.
Üzgün ve kızgın olarak, evin yolu tutulur.
Sayısız adet seçim böyle sonuçlanmıştır.
Ulusalcı refleksleri güçlü olan CHP, sırf Tayyip seçim kaybetsin diye, HDP`ye dahi oy vermiştir.
Hatta Fetö`nün eteğine dahi yapışmıştır.
Ama ne fayda..
Şimdi bir umut var.
Referandumda "Hayır" çıkması umudu.
Çıktı, çıktı, ya çıkmaz ise, yine küfürlerle, öfke ile parti önünden eve doğru yöneliş başlayacak.
Parti`nin önünde yarım içilmiş sigara izmaritleri kalacak.
Parası olan meyhaneye gidecek.
Biraz demlenip, hüzünleri unutmaya çalışacak.
Parası olmayan, bir kaç şişe bira alıp, eve gidecek.
Her zamanki gibi, hanım vaziyeti anlamıştır.
Biraların yanına biraz çerez, bey`in sakinleşmesi beklenecek.
Yani, çekilir mi bu çile?
Sanki hayır çıksa ne olacak ki?
Tayyip yine koltuğunda oturacak.
Binali yine koltuğunda gevrek gevrek gülecek.
CHP`ninki sadece iğdiş keyfi olmuş olacak.
Heyecanla sonucu bekliyoruz.
Du bakalım ne olacak.