Haberin yayım tarihi
2025-03-17
Haberin bulunduğu kategoriler

ESKİ RAMAZANLARDA MAHALLE VE PAYLAŞMA KÜLTÜRÜ

İnsanlar bazen geçmiş ile bugünü kıyaslarlar. Bazen gençlikten bahsedilir, bazen eski bayramlardan, eski geleneklerden, eski köylerden mahallelerden hikayeler anlatılır, kıyaslamalar yapılır.

Belçika’nın Başkenti Brüksel’in renkli simalarından biri olan Halis Kökten’de bu yönde epey serzenişte bulunarak Brüksel’in Türk Mahallesi olarak bilinen Schaerbeek’te eskiden Mübarek Ramazan ayında yaşananlardan örnekler sunarak bugün için yaşanan ortamın pek tadı tuzu olmadığını anlatmaya çalışmış.

Halis Kökten sosyal media hesabında yaptığı paylaşımında şöyle diyor; ‘’

‘’Schaerbeek'in Türk mahallesi diye bilinen Küçük Anadolu bu yıl yine sönük bir Ramazan-ı Şerif geçiriyor. Esnaf sadece gelin bizden iftar yapın çukkayı toplayım derdinde. Halkın önünde giden güya politikçilerden ve derneklerden zerre kadar ne bir hayır ne bir toplu iftar çadırı kuralım ya da mahallemizi süsleyelim derdinde değiller. Yazzık bir kültür ve inanç Avrupa’nın göbeğinde heyecansız geçiyor’’

Bu paylaşıma değerli bir diğer Brükselli dostumuz Ünlü Pideci Metin Edeer ise şöyle reaksiyon gösteriyor; ‘’Günaydın Halis arkadaşım. Geçmiş yıllarda Ceylan Brico’nun olduğu yerde Ramazan boyunca hayır severlerin yardımı ve kendi personelimin özverili çalışmasıyla iftar sofrası açtık. Lokanta menüsü gibi yemekler ikram ettik ama kimseye kıymet bildiremedik. Yaptığımız hizmeti Allah bilsin diye tüm eleştirilere kulak tıkadık. Kimileri Metin kendi reklamını yapıyor dediler, kimileri Bulgarları doyuruyor dediler, kimileri ise oruç tutmayanlara yemek veriyor, sokakta yaşayanlara yemek veriyor dediler. Şükür benim reklama ihtiyacım yoktu sadece maksat gelecek kuşaklara atalarımızdan kalan güzel adetleri unutturmamak bir de Allah’ın rızasını kazanmaktı. Yazında derneklere serzenişte bulunmuşun; günümüzde artık ne eski dernekler var ne de eski dernekçilik var’’

Bu iki değerli dosta selam olsun. Ömürleri uzun ve sağlıklı olsun. Geçmişte yaptıkları hizmetler bizim için makbuldür. Çoğunun şahidi olduk. Güzel düşündüler ve güzel işlerde yaptılar.

Geçmiş ile bugünü kıyaslamak ne kadar doğru olur bilemiyorum. Anladığım kadarıyla her dönemin kendine has dinamikleri var. Örneğin ben bu Ramazan ayında evden daha çok İftar Davetlerinde orucumu dostlarla beraber açtım. Dernek sayısı fazla, faaliyet sayısı fazla, birçoğu davete ise yetişemiyoruz.

Elbette Paylaşma Kültürü Güçlendirilmeli

Ramazan ayı, yalnızca bir oruç ayı değil, aynı zamanda birlik, beraberlik ve paylaşmanın en yoğun yaşandığı dönemlerden biridir. Günümüzde modern yaşamın hızına kapılmış olsak da, eski Ramazanların sıcaklığı ve mahalle kültürü hafızalardaki yerini korumaktadır. Eskiden, Ramazan ayı geldiğinde mahallelerde bambaşka bir atmosfer oluşur, insanlar arasındaki dayanışma ve yardımlaşma en yüksek seviyeye ulaşırdı.

Emirdağ’da Mahalle Kültürü ve Dayanışma

Geçtiğimiz günlerde bir Emirdağlı dostum şöyle demişti: ‘’Eski Ramazanlarda mahalleler, adeta büyük bir aile gibiydi. Komşuluk ilişkileri çok daha samimi ve içtendi. Herkes birbirini tanır, iftar sofraları paylaşılır, sahura kadar süren sohbetler edilir, teravih namazlarından sonra mahallede tatlı ikramları yapılırdı. Çocuklar için Ramazan ayrı bir heyecan kaynağıydı. Davulcunun maniler söyleyerek sahura kaldırması, mahalledeki çocukların cami avlularında oyunlar oynaması, fırınlardan yükselen sıcak pide kokusu unutulmaz hatıralar arasında olurdu’’

Evet doğru, benimde çocukluğum gençliğim böyle bir ortamda geçti. Ben de o günlere özlem duyuyorum. Ama o günler 50 yıl geride kaldılar.

Paylaşma ve Yardımlaşma Kültürü

Ramazan, paylaşma ayıdır ve eski mahallelerde bu kültür çok güçlüydü. İhtiyaç sahipleri unutulmaz, zekât ve sadakalar gizlice verilir, mahalledeki fakir ailelerin sofralarına mutlaka katkıda bulunulurdu. Büyük kazanlarda pişirilen yemekler komşulara dağıtılır, özellikle yaşlı ve yalnız yaşayan kişilere özel ilgi gösterilirdi. "Askıda ekmek" gibi gelenekler sayesinde kimse aç kalmazdı.

Ayrıca, iftar sofraları sadece aile bireylerine değil, mahalledeki herkes için açık olurdu. Bir mahalle sakini iftar sofrası kurduğunda, davet edilmeyenler bile sofraya buyur edilirdi. Bu, toplum içinde güçlü bir dayanışma duygusu oluştururdu.

Modern Zamanlarda Ramazan Kültürü

Bugün şehirleşme ve bireyselleşme ile birlikte eski Ramazanların mahalle ruhu tam olarak yaşanamasa da, bu gelenekleri yaşatmaya çalışan aileler ve topluluklar hâlâ mevcut. Modern dünyada teknoloji sayesinde yardımlaşma farklı formlara bürünse de, Ramazan’ın özündeki paylaşma ve dayanışma ruhu hiç kaybolmamalıdır.

Sonuç olarak, eski Ramazanlardaki mahalle ve paylaşma kültürü, bizlere sadece bir nostalji unsuru değil, aynı zamanda bir miras olarak da kalmalıdır. İnsanların birbirine daha yakın olduğu, sofraların ve gönüllerin paylaşıldığı o güzel günlerden ilham alarak, bugün de mahalle dayanışmasını ve paylaşma kültürünü yaşatabiliriz.

Değerli dostlar Halis Kökten ve Metin Edeer’in paylaşımlarını dikkate alarak günümüzün imkanları ile daha manevi, daha canlı, daha samimi Ramazan ayı ve bayram kutlamaları nasıl yapabiliriz diye bu konu üzerine biraz düşünmek lazım.

Dostlara selam olsun.

Hayırlı Ramazanlar

Hüseyin Dönmez / Belçika

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.