İzzet DÖNMEZ
İlçem Akyazı`nın efsane isimlerinden rahmetli Hacı Ziya Özdemir`in hiç aklımdan çıkmayan bir sözü vardır.
Rahmet olsun Hacı Ziya ağabeye.
Hacı ağabey derdi ki; "Bir adam sonradan zengin olursa, şu üç şeyi mutlaka yapar.
Önce babadan kalma kerpiç evi yıkar, yerine betonarme konak yapar.
Altına lüks bir araba çeker.
Sonrada evdeki Fadime, Hatice`yi boşar, Tijen, Lale ya da Jale adlı sosyetik hanım alır".
Aradan 40 yıl geçti, Hacı Ziya ağabeyin bu sözleri aklımdan hiç çıkmaz.
Muhafazakar insanların bir prototipi vardır.
Partisi farketmez, muhafazakar insan, kahir ekseriyetle varoş çocuğudur.
Çocukluk ve gençlik dönemi, hep imkansızlıklarla, imrenmelerle geçmiştir.
Muhafazakar dünyada serbest cinsellik tabudur.
Mahalleden bir kıza baktıysan, yolun mutlaka nikah dairesine gitmelidir.
Aksi hal, namus meselesidir.
Muhafazakar ailelerde, hem kızlar için, hem erkekler için, cinsellik tabudur.
Aileler, cinsel sapma olmasın diye, hem kızlarını, hem erkeklerini erkenden evlendirir.
Evlenir evlenmez de, hanımların başı bağlanır.
Hem nikahla bağlanır, hem başörtüsü ile bağlanır.
Muhafazakar dünyada, genellikle akraba içi evlilikler yaygındır.
Amca`nın, halanın, teyzenin kızıyla evlenirsin.
Aile büyükleri öyle uygun görür.
Çokta itiraz şansın yoktur.
Muhafazakar dünyanın iktidar ile, iktidar nimetleri ile bu seviyede tanışması, 20 yıl bile olmadı.
Varoş çocukları, hayal dahi edemeyecekleri makamlara geldiler.
Kimsenin yüzüne bakmadığı, adam yerine dahi koymadığı, ütülü bir pantolona dahi hasret adamlar, makam plakalı lüks arabalara biner oldu.
Siyasetle çok doğrudan ilgilenmeyenler ise, müteahhit oldu.
Müthiş paralar kazandılar.
Alımlı, çok çalımlı, işveli sekreterler tuttular.
Toplantılar, toplantılar, yurt içi, yurt dışı bolca seyahatler.
Evdeki Fadime, Hatice ihmal edilir oldu.
Eve 3 tane, 4 tane çocuğunu yetiştirmek için Fadimeler uğraşırken, eve geç gelmeler başladı, hatta hiç gelmemeler başladı.
Kıçtaki boru gibi pantolon çıkarıldı, lüks mağazalardan janti takım elbiseler giyilmeye başlandı.
Cep`teki takke ve tespihlerde ney öyle?
Bazı toplantılarda gösteriş olsun diye, hepsi arabanın torpido gözüne saklandı.
Hanım`ın gözü boyansın diye, hanıma da bir cip alındı.
Hanım, kendisine sus payı olarak alınan cip ile uğraşırken, yeni yetme zenginimiz, Tijen ile Jale ile, Lale ile meşgul olmaya başladı.
Mesela Serdivan`da apartlar gırla.
Yeni fiyatlarını bilmiyorum.
Bir kaç yıl önce 60-70 bin liralara alınıyordu.
Yeni yetme zenginler için çekirdek parası.
Bazı uyanık yeni yetme politikacı ve müteahhitlerimiz, apartı şehir dışından tutuyor.
Riski minimize ediyorlar.
Daha yakın zamanda MHP`li milletvekillerinin çoğunun uçkur kasetleri çıkmadı mı?
Ak Parti cenahında çok fazla sıkıntı olmuyor.
Niçin?
Herif "İmam nikahlı karım, helalim" deyip, geçiyor.
Bakan`ından, milletvekilinden, yeni yetme taşra politikacısına kadar, bu işlere hiç bulaşmamış kaç politikacı vardır tanıdığınız?
Efendim yaş sorunu var.
Geç kardeşim, o işi teknoloji hallediyor.
Bunları yazarken, kimseyi doğrudan hedef alıyor değilim.
Varoş insanının ruh halini anlatıyorum.
Yüzlerce kez, binlerce kez dinlediklerim var.
Bazen de tesadüfen gördüklerim var.
Milletvekilini arıyorsun, telefonunu açmıyor.
Belediye Başkanını arıyorsun, telefonunu açmıyor.
Kıçı kırık taşra siyasetçisini arıyorsun, telefonunu açmıyor.
Biz, ne ara böyle olduk?
Niye bu kadar yozlaştık?
Partide hasbelkader bir dönem yöneticilik yapmış oğlan dahi telefonunu açmıyor.
Sonra "Beraber yürüdük biz bu yollarda, Beraber ıslandık yağan yağmurda".
Tamamda, beraber yürüyemiyoruz artık.
Ne olacak, ne olacak?
Bu işin sonu ne olacak?