Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen temsilciler Belçika Türk Diyanet Vakfı salonunda yapılan toplantıda 2008 Mayıs ayı içersinde yapılması düşünülen 'Avrupa Türkleri Kurultayı' projesi üzerinde görüş belirttiler..
Avrupa Türkleri Kurultayı 19 Ocak 2008 Brüksel buluşması notları..
BTDV merkezinde sunuculuğunu Aimee Kadınlar derneği başkanı Esma Caner'in yaptığı yapılan toplantıda açılış konuşmasını BTKK başkanı Enver Arslan yaptı. Arslan konuşmasında Avrupa Türkleri Kurultayı projesinde neyi amaçladıklarını anlatarak, Avrupa'da yaşayan milyonlarda Türk kökenli vatandaşların sorunlarını bilimsel bir boyutta ele alarak masaya yatırmak istediklerini belirtti.
Görüşler..
Hüseyin Dönmez(BTSF/Belçika Türk Spor ve Kültür federasyonu başkanı)
-Bugüne kadar sorunlarımızı bulıunduğumuz ülkelerde yerel platformlarda tartıştık. Zaman zaman bu buluşmalarda ortaya konan görüşleri raporlar halinde ilgililere ulaştırmaya çalıştık. Bu çalışmalardan çıkan sonuçlara göre elle tutulur projelerin üretildiğini söylememiz oldukça zor.
-Türk kökenli vatandaşların Avrupa'ya gelişlerinin artık 50. yılına yaklaşıyoruz. Bugün için olumlu bazı gelişmelerin yanında oldukça sıkıntı çektiğimiz bir çok farklı sorunlarımız bulunuyor. Özellikle yaşadığımız Avrupa ülkelerinde ırkçılık ve ayrımcılık çekilmez hale geldi.
-Sorunlarımızın üst düzey bir platformda tartışılarak ele alınması ve buradan çıkacak sonuçların hem Türkiye devletinin yetkili makamlarına, ve hemde yaşadığımız ülkelerin temsilcilerine ulaştırılması projesini destekliyorum.
Rehan Gündoğmuş(Avrupa Koordinasyon Kurulu üyesi/Beltürk yazarı)
-Belçika'da son derece önemli bir konuyu görüşmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu projeyi çok önemsiyorum. Hatta bu konuda çok önceleri girişimlerimizin olması gerekirdi. Bu konuda bizleri bir araya getiren arkadaşlarımızı candan kutluyorum.
-Avrupa Türkleri Kurultayı projesi bir gelenek hale getirilerek her yıl bir başka ülkede tekrarlanmalıdır.
Lokman Uzel(Hollanda Türkeli Derneği Başkanı)
-Hollanda'da son seçimlerde akıllara durgunluk verecek anti-demokratik uygulamar gördük. Bazı siyasi partiler listelerine koydukları adayları çıkarırken, bazılarıda seçilmişleri partilerinden uzaklaştırdılar.
-Burada sadece bir ülkenin vatabdaşlığını almanın sorunları çözmek için yeterli olmadığını görüyoruz. Bizler bulunduğumuz ülkenin vatandaşı olsak bile bizlere karşı ırçı ve ayrımcı yaklaşımda bulnabiliyorlar.
-Avrupa Türkleri Kurultayı bu ve buna benzer sonrunları ele alma açısından son derece önem arzediyor..
Ali Kılıçarslan(gazeteci-yazar, Köln Türk Cemaati Almanya temsilcisi)
-Bu tür önemli projelerde yanlış anlamaların baştan önlenmesi gerekiyor. Böyle bir toplantının Türk toplumunu temsil eden tüm grupların katılımı sağlanarak yapılması gerekiyor.
-Avrupa Türk Kongresi olarak yapılan ilk tanımlama aslında Avrupa Türk Kurultayı şekline dönüştürülmelidir. Atılacak adımların hedefi baştan sağlıklı bir şekilde ortaya konularak geniş bir katılımın alt yapısı hazırlanmalıdır.
Tacettin Yatkın(Berlin Cemaati ve Almanya Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu Başkanı)
-Avrupa'nın başkenti durumunda olan Brüksel'de bu anlamlı toplantıya iştirak etmekten son derece mutluyum.
-Artık Türk toplumunu sorunlarını bilimsel bir platformda enine boyuna ele almanın zamanı geldi.
-Avrupa'da yetiştirdiğimiz ve sorunlarımızı yetkili makamlara rahatlıkla taşıyacak durumda olan bir çok değerli yeteneğimiz var. Bunlarda yararlanmalıyız.
-Böyle üst düzey bir kurultayı organize etmek için birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Eğer iyi bir dayanışma örneği gösterebilirsek bu projeyi geleneksel hale getirerek sürekli düzenleyebiliriz. Bizler bu konuda bir sonraki Kurultaya talibiz.
Ahmet Aytaç(Avrupa Türk Derneği Başkanı)
-Brüksel'de yapılması düşünülen Avrupa Türk Kurultayı bir çok önemli konunun masaya yatırılacağı bir platform olarak bir dönüm noktası olabilir.
-Burada esas olan bizlerin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesidir. Artık sucu, buculuğu ve bıdı-bıdıcılığı bırakalım.
Prof. Dr. Abdülhaluk Çay'ın konuşmasında kesitler:
-Avrupa Türklerinin sorunlarının masaya yatırılması konusunda bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bizler bu konuda üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız.
-Zamanında Dış İşlerinde bu konuda bazı çalışmaların yapıldığını biliyorum. Hatta bir dönem bu konuda bizlere ulaşan bilgiler ışığında birlikte çözümler aradık.
-Avrupa Türklerinin durumunu 12 eylül öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Avrupa'ya gelen Türklerin ilk gelişinde bakış açıları daha çok ekonomik boyuttaydı. Kısa zamanda para kazanmak ve geri dönmeyi hedeflemişlerdi. Bu olaya devlette aynı açıdan bakmıştı. Devlete göre işçilerimiz bir para kaynağıydı. Bu yönde ilk yıllarda hakim olan düşünceye karşılık zamanla durumun değiştiğini görmemize uzun vadeli politikalar geliştirilemedi.
-12 eylül 1980 sonrası olaya daha farklı bakılmaya başlandı. İlk önce Almanya'da DİTİB'in kurulması sağlandı. Bazı geçici çalışmaların yerine kalıcı işler yapılmaya başlandı. Din hizmetleri, Türkçe ve Türk kültür dersleri konusunda çalışmalar yapıldı. Fakat bugün bu hizmetlerin tavsadığını görmekten üzüntü duyuyorum.
-Avrupa Türk Kurultayı konusunda kısa zamanda sonuçlar almayı düşünöek doğru değildir. Bizler Dünya Türkleri Kurultayı şeklinde yaptığımız buluşamalarda ilk önce gittiğimiz ülkelerde bizi bando-mızıka ile karşılayacaklarını sandık. Örneğin Orta-Asya Türk Cumhuriyetlerinde Türk kavramı sıkıntısı çektik. Örneğin Özbek'lik, Türkmen'lik, Kazak'lık son derece önemli hale gelmiş. Başta Türklük bir sorun hale gelmişti. Bunları görünce çok şaşırmıştık. Bugün ise artık Türkiye Türkçesi bir iletişim dili olarak tüm taraflar tarafından ortak irade beyan edilerek kabul görmektedir. Bu son derece önemli bir gelişmedir.
-Avrupa Türk Kurultay'ının mantığı daha farklıdır. 50 yıldır bir türlü yapılamayan bir platform için bazı farklı yaklaşımlar olabilir. Bu konuda Avrupa'da doğup büyümüş, buranın şartlarını çok iyi bilen değerlerimizden yararlanmalıyız.
-Avrupa'nın bir çok ülkesinde Türk kökenli insanlarımız yaşadıkları ülkelerin vatandaşı oldular. Fakat bza ülkelerde yapılan uyugulamaları incelediğimizde vatandaşlık hak, hukuk alananında yaşananlara bakılırsa tek başına çözüm olarak kabul edilmesi zor gözüküyor. Bu durumun özel olarak ele alınarak incelenmesi lazım. Hıllanda örneğinde olduğu gibi yaşanan sorunlar derinlemesine incelenerek sorgulanması gerekir. Burada bir Avrupa vatandaşlağı elde edilmesine rağmen bu vatandaşlık hakkının kullanılamaması çok önemli bir durumdur.
-Azerbaycan'da yapılan Kurultay çok önemli düşünceleri ortaya çıkardı. Gelecekte burada öne sürülen görüşlerin hayata geçirilmesi ile Türk dünyası birbirine daha da yaklaşacaktır.
-Bugün çok iyi örgütlenmiş toplulukların faaliyetlerini iyi takip etmemiz gerekir. Örneği bir Ermeni Diasporası bu konuda son derece başarılıdır. Bu gurupların hiçbirine Ermeni Devleti ekonomik yönden bir yardım yapmamaktadır. Zaten bunu yapacak gücüde yoktur. Ermeni Diasporası kendi dinamiği içersinde kendi kaynaklarını yaratarak bugün için dünyada en etkin örgütlenme olarak karşımıza çıkıyor.
-Bizler sahip olduğumuz gücün farkında değiliz. Bugün Azerbaycan Devleti dahi bu konuda bizden daha Başarılı çalışmalar yapıyor.
-Brüksel'de gündeme getirilen Kurultay önerisi Avrupa Türklerinin sorunlarının tartışılacağı önemli bir platform olacaktır. Bu Kurultay'da ortaya çıkacak rapor ve tutanakları hangi düzeyde ve hangi yolla muhataplarına ulaştırabilirzi? Onada kafa yormalıyız.
-Tüm bu çalışmaları yaparken bizlerin herhangi bir ideolojik yapı içersinde çalışmamız söz konusu olamaz. Bu projede esas alınması gereken konu tüm halkımızı kucaklamak olmalıdır. Böyle bir Kurultaya Türk toplumunu temsil eden tüm derneklerin katılımı sağlanmalıdır.
-Avrupa Türkleri Kurultayı konsepti yeni bir yapı çerçevesinde geniş bir katılım sağlanarak yapılmalıdır. Belki ilk Kurultay Belçika ağırlıklı ve diğer ülkelerden temsilcilerin katılmasıyla organize edilen bir başlangıç platformu olabilir. Bu toplantıda elde edilen başarı gelecek Kurultaylar için zemin hazırlayabilir.
-Bizler Avrupa'da yaşayan Türk kökenli vatandaşların bulundukları ülkelerde kanunlar önünde eşit muamele gören mutlu vatandaşlar olarak, farklı kültürlerle birlikte ahenkli ve uyumlu bir şekilde yaşamalarına katkı yapmaya her zaman hazırız.
Kimler Katıldı?
BTDV merkezinde yapılan toplantıya Türk Dünyası Vakfı (TÜDEV) başkanı ve devlet eski bakanı Prof. Dr. Abdulhaluk Çay'ın ana konuşmacı olarak katıldığı toplantıya Brüksel muavin konsolosu Hasan Solak, Berlin Cemaati ve Almanya Türk Dernekleri Koordinasyon kurulu başkanı Tacettin Yatkın, Eğitimci gazeteci Ali Kılıçarslan, Almanya koordinasyon Kurulu üyesi Rehan Gündoğmuş, Köln Türk Üniversiteler Birliği temsilcisi Levent Taşkıran, Azeri Türk Kadınlar Birliği Avrupa Temsilcisi Şerife Özdemir, Belçika Türk Spor Federasyonu Başkanı Hüseyin Dönmez, Schaerbeek Belediye meclis üyeleri Mustafa Öztürk ve Mahinur Özdemir, Hollanda Türkeli Derneği Başkanı Lokman Uzel, Belçika koordinasyon Kurulu başkanı Enver Arslan ve asbaşkan Kenan Dağgün, Charleroi Aime Türk Kadınlar Derneği Başkanı Esma Caner, bazı din kültür dersleri öğretmenleri, sivil tolum örgütü temsilcileri ve Belçika yerel Türk basın üyeleri katıldılar.