- - Belçika'ya aile birleşimiyle gelen Metin Edeer:
- - "1985 yılında Metin Pide olarak ilk pideciyi açtım. Belçika'nın ve Brüksel'in ilk pidecisiyim"
- - "Türkiye'ye 2 bin 400 civarı elektrikli engelli aracı götürdük ve dağıttık. İhtiyacı olan herkese gönderdik. Türkiye'ye 11 tane ambulans götürdüm"
BRÜKSEL (AA)
- ATA UFUK ŞEKER –
Belçika Türk toplumunun önde gelen isimlerinden restoran işletmecisi ve yardım gönüllüsü Metin Edeer, lezzetli pideleri ve hayırseverliğiyle insanların hayatını tatlandırıyor.
"Kuşaktan Kuşağa Belçika'da Türkler" başlıklı dosya haberin dördüncü bölümünde AA muhabiri, 1978 yılında aile birleşimiyle Belçika'ya gelen Metin Edeer ile söyleşi yaptı.
"Belçika'ya pideyi getiren Türk" olarak bilinen Edeer, ülkedeki Türk derneklerinden Emirdağ Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYAD) başkanlığı görevinde de bulundu.
Daha önce Emirdağ'da yaşayan ve askerliği bitirince 23 yaşında Belçika'ya taşınan Edeer, 1978'de evlilik yoluyla Brüksel'e geldiğini anlattı.
Edeer, pideciliğin aslen baba mesleği olduğunu, kendisinin ise Türkiye'de kamyon şoförlüğü yaptığını belirterek, "Babam 59 yıl Emirdağ'da pidecilik yaptı. Her çocuk babasının mesleğini pek sevmez. Ben de onun gibi. Dayımın nakliyat şirketi vardı. Onların yanında şehir şehir gezmek, baba disiplininden uzak olmak hoşuma gitti. Kamyon şoförü oldum ve gezmediğim şehir kalmadı." dedi.
Brüksel'e geldiği ilk yıllarda düğün ve evlilik masrafları için çalıştığını dile getiren Edeer, "Brüksel yabancı ve çok sakin bir yerdi. İnşaat sektörüne girdim. Türkiye'de elime kürek almamıştım burada amelelik yaptım." diye konuştu.
Edeer, Brüksel'de tecrübe ve çevre edinmesinin ardından restorancılığa girmeye karar verdiğine dikkati çekerek, "Brüksel'de 2 tane lokanta vardı. Ben de 1985 yılında 'Metin Pide' olarak ilk pideciyi açtım. Belçika'nın ve Brüksel'in ilk pidecisiyim." ifadelerini kullandı.
Başlangıçta küçük 5 masalı bir dükkan kurduğunu anlatan Edeer, "Benimki ilk pide fırınıydı. Pideci olarak ilk bendim." dedi.
Edeer, Metin Pide'nin hemen tuttuğunu, insanların iç getirdiğini ve ramazanda da pide çıkardığını söyledi.
Pidenin ilk dönemde Türk toplumundan rağbet gördüğünü ancak zamanla Türkler dışında da yoğun ilgi topladığının altını çizen Edeer, 34 sene boyunca dükkana gelip peynirli pide yiyen Belçikalı müşterileri olduğunu vurguladı.
Edeer, zaman içinde Belçikalıların damak tadına uygun ürünler de çıkardığına işaret ederek, "Müşteriye göre pide yaptık. Baktık et yemiyor, peynir yemiyor, sebzeli pide, vejetaryen pide yaptık. 8 çeşit pideyle başlamıştık. En son 32 pide çeşidimiz vardı." dedi.
1990'da Brüksel'de Chaussee de Haecht üzerindeki yere taşındığını söyleyen Edeer, 34 yıl çalıştıktan sonra 2020'de emekli olduğunu, adı halen aynı olan Metin Pide'yi eski bir çalışanına devrettiğini, artık Brüksel dışında bir evde emeklilik hayatı yaşadığını ve Türkiye'ye daha sık gittiğini belirtti.
Brüksel'de yardımseverliğiyle de tanınan Edeer, "Ben öksüz büyüdüm. Annemi çok küçük yaşta kaybettim. Babam da çok hayırseverdi. Kimseyi çevirmezdi." diye konuştu.
Edeer, 1997 senesinde Emirdağ Yöresi Yardımlaşma Derneğinin kuruluşunda yer aldığını, daha sonra bu derneğin başkanlığını da yaptığını kaydetti.
Derneklerinin çok çeşitli yardım faaliyetlerinde bulunduğunu söyleyen Edeer, bir arkadaşının ayaklarını kaybettiğini, o dostuna akülü tekerlekli sandalye gönderdiğini ve bundan çok mutlu olduğunu dile getirdi. Edeer, "Onun mutluluğu tarif edilemez. Bir engelliye araba verince gözündeki mutluluk aks ediyor." ifadesini kullandı.
Bu konuda daha fazlasını yapmak için çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Edeer, hayırseverlerden para toplayarak Türkiye'nin birçok bölgesinde ihtiyaç sahiplerine akülü araçlar gönderdiklerini anlattı.
Edeer, "Fakir çocuklar için sünnetler yaptık. Gölcük depreminde yardım ettik. Diğer derneklerle ortak çalışmalar yaptık. Türkiye'ye 2 bin 400 elektrikli engelli aracı götürdük ve dağıttık. İhtiyacı olan herkese gönderdik. Türkiye'ye 11 tane ambulans götürdüm. Bunlardan bir tanesi de Kıbrıs'a gitti." diye konuştu.
Emeklilik döneminde ise torun büyütmeye, kitap okumaya, bahçeyle ilgilenmeye ve geziler yapmaya odaklandığını belirten Edeer, Brüksel'in çok merkezi bir konumu olduğunu, kültür merkezi olarak faaliyet gösterecek bir Türk Evi kurulmasının faydalı olacağını söyledi.