M. Ali Birand
Türk siyasi yaşamının belki de en önemli yasalarından biri geçen hafta çıktı.Düzene karşı işlenen suçlarla, darbe, cunta, terör, çete ve benzeri suçların soruşturulması ve kovuşturulması konusunda askeri yargıyı devre dışı bırakan, özetle; bu gibi suçlara karışmış askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarının yolunu açan yasanın TBMM'den geçmesi son derece önemlidir.
Türk siyasi yaşamının belki de en önemli yasalarından biri geçen hafta çıktı.
Düzene karşı işlenen suçlarla, darbe, cunta, terör, çete ve benzeri suçların soruşturulması ve kovuşturulması konusunda askeri yargıyı devre dışı bırakan, özetle; bu gibi suçlara karışmış askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarının yolunu açan yasanın TBMM'den geçmesi son derece önemlidir.
Türkiye ilk defa, darbe-cunta tipi girişimleri bundan böyle yargıya taşıyacağını ortaya koymuş oldu.
Yakın tarihimizde, ilk defa böyle bir gelişme yaşıyoruz. İlk defa sivil iktidar, Askere başkaldırıyor ve karşı harekete geçiyor.
Neresinden bakarsanız bakın, hengi açıdan incelerseniz inceleyin, Türkiye'de Sivil iktidarın Askerin yetkilerine karşı bir başkaldırısının yaşandığını izliyoruz.
Yasa'nın TBMM'den geçiriliş şekli veya üzerinde yapılan tartışmaları bir yana bırakıp işin içine bakarsak, yasa'nın bu ülke'nin gelecekteki siyasi yaşamı açısından ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
Yeni yasaya göre işlenen suç ne olursa olsun, sivil kişilerin artık askeri mahkemelerde yargılanmaları son bulacak.
Asıl önemli değişiklik ise Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250/3. maddesinde yapıldı. Buna göre asker kişilerin barış zamanında, 250. madde uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine giren bir suçu işlemeleri hâlinde, bu mahkemeler tarafından yargılanması öngörüldü. Asker kişilerin, askeri mahalde ve askeri kişilerle birlikte işledikleri her türlü darbe girişimi, hükümetin ve TBMM'nin görevlerini yapmaya engel olmaya kalkışmak da bu kapsama giriyor. İşin özü; cunta ya da darbe girişiminde soruşturma yetkisi sivil savcılarda olacak.
Bu yasayı, sanki TSK darbe için fırsat kolluyormuşta, bu sayede korkup harekete geçmeyecek gibi okumamak gerekiyor. TSK'nın darbe filan düşünmediğini, istese dahi artık darbe döneminin kapandığının farkında olduğunu da biliyorum.
Yine de bu yasa son derece önemli bir manevi baskı süreci başlatmış oldu. Şimdiye kadar hiçbir sivil iktidarın düşünmediği, hatta cesaret edemediği bir adım atıldı.
Yasa'yı, Asker düşmanlığı gibi de görmemek gerekiyor. Doğal ve Uluslararası bir kural'ın Türkiye'de uygulamaya girdiğinin, Asker-Sivil iktidar ilişkilerinde, dengenin sivil iktidarlar lehine değişmeye başladığı bir sürece geçiliyor.
Bu adım, tüm eski müdahelelerin kaynağını oluşturan, TSK İç Hizmet Yasasının da değiştirilmesine kadar gidecek yepyeni bir dönemin açılmasını gündeme getiriyor.
İşte son yasa, bu açılardan hayati derecede önemli...
* * *
CHP, BU YASAYA NEDEN KARŞI ÇIKIYOR?
CHP, siyasete müdahele suçuna karışmış askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarıyla ilgili yasaya neden karşı çıktığını topluma doğru dürüst anlatamadı.
Kamuoyunun genel algılaması, geçen hafta Perşembe akşamı gece yarısı gerçekleşen oylama sırasında, salondaki CHP milletvekillerinin, o kelime değişikliğini "atladıkları" veya Başbakan'ın deyimiyle "uyudukları" şeklinde. Eğer dikkatli olsalar, hiç değilse itiraz edebilirlerdi. İş işten geçtikten sonra "gece yarısı darbe yaptılar, bizi aldattılar" şeklindeki şikayetleri, kamuoyunda pek kabul görmedi. Daha doğrusu, CHP sözcüleri açıklamalarında inandırıcı olamadılar. Aksine, AKP'nin açıklamaları her ne kadar böylesine önemli bir yasayı gece yarısı ve mal kaçırır gibi geçirmenin yarattığı kuşkulara rağmen, daha inandırıcıydı. Bu itiraz ancak CHP'nin aymazlığı olarak okunabilir.
Yasanın oylanmasıyla ilgili olarak CHP açısından ortada bir beceriksizlik olduğu izlenimi her geçen gün yaygınlaşıyor.
===================
CHP, AÇIKÇA SÖYLEMEK
İSTEMİYOR, ANCAK ASKERİN
SİVİL TARAFINDAN YARGILAN-
MASINA KESİN KARŞI, AMMA
NEDENİNİ ANLATAMIYOR
======================
Olayın bir de, yasanın içeriğiyle ilgili bölümü var. O da, şu temel soruyu gündeme getiriyor : CHP, Askerin ne yaparsa yapsın sivil mahkemelerde yargılanmasına karşı mı çıkıyor?
Pek açıkça söylemek istemiyorlar, ancak CHP'nin yaklaşımı "Askeri Sivile yedirtmem" şeklinde. Aynı CHP, 1961 Anayasasının hazırlanmasında da "Genelkurmay Başkanının, Milli Savunma Bakanı yerine, Başbakana bağlanması için" büyük savaş vermişti.
CHP'liler herhalde sivil yargıya inanmadıklarından veya sivil yargının AKP etkisi altında kalma olasılığından dolayı, statükonun değişmesini istemiyor olabilir. Ancak bu tutumları ister istemez, geleneksel TSK-CHP gönül bağının sürdüğünü ortaya koyuyor. Veya doğru dürüst anlatamadıklarından, böyle yorumlanıyor. Bu koşullarda 29 yıl önceki darbecileri yargılamak için Anayasa'nın Geçici 15. Maddesi'ni kaldırmaya çalışan CHP'de kubbede hoş bir sedadan başka ilgi uyandıramıyor.