Greg Austin:Doğu-Batı Enstitüsü Başkanı/Brussel
Ben aslen Avustralyalıyım. Enstitümüzün ana merkezi ABD-New York şehrinde bulunuyor. Bizler kurum olarak dünyada insanlar arasında güven temin etmek için çalışıyoruz. Kurum olarak farklı görüşlerin bulunduğu bir ortamda ortak çalışma alanları arıyoruz.
Geçmişte İngiltere, Avrupa ve Türkiye'den sorumluydum. Çeşitli projeler çerçevesinde güzel çalışmalar yaptık. O zamanlar yaptığımız çalışmalarla bugün yapılanların birbirine çok yakın olduğunu düşünüyorum.
Avrupa'da mevcut bazı düşünceler, özellikle göçmenler konusunda gerçeklerden çok uzak oluyor. Geçmişte Türkiye'nin AB'ye girmesi ve Türkler konusunda çok negatif düşünceler vardı. Fakat bizler Avrupa insanının genelde Türkler ve Türkiye hakkında pozitif düşündüğünü biliyoruz. Burada asıl sorun Avrupalı politikacılardır. Onlar bilhassa Türk kökenli göçmenlerin Avrupa'nın daha da moderleşmesi ve gelişmesindeki katkılarını insanlara gerçek yönleri ile hiçbir zaman doru dürüst bir şekilde anlatmadılar. Ne yazık ki, politikacılar Avrupalı göçmenlerin durumu nu dahi bilmiyor, anlamıyorlar.
Ekonomik Göç:
Avrupa'da yaşanan ekonomik göç olgusu medyanın anlatım ve sunuş tavrı ile insanlarda bir korku duygusu yaratıyor. Buda göçmenlere karşı insanlarda negatif bir görüş oluşmasına sebep oluyor.
Güvenlik Sorunu:
Özellikle Kuzey Afrikalı göçmenlerin Avrupa'ya sığınma, ekonomik göç gibi farklı sebeplerle yoğun olarak gelmeleri bir güvenlik sorunu ve akabinde insanlarda korku yaratıyor. Buna politikacıların siyasi sebeplerle bu konuyu kullanmaları ve medyanın negatif taklaşımı da eklenince ortaya oldukça ciddi bir korku dalgası sorunu yartıldı..
Kimlik Sorunu:
Avrupa'nın bir çok ülkesinde kimlik sorunu birinci sorun haline geldi. Özellikle Hollanda'da bu sorun kendini ciddi bir alan buldu. Hollanda halkı kimlik değerlerinin göçmen kökenlilerin varlığının artışı ile aşağıya çekildiğini düşünmeye başladı.
Türkiye 1950'de NATO'ya girdi. Bu tarihden itibaren Türkiye ve batı dünyası ile gelişen ilişkilerde Türkiye uluşlararası anlaşmazlıklarda gücünü gösterdi. Avrupalılarda genel bir hafıza kaybı zaaflığı var. Aslında Türkiye'nin Batı dünyası ile entegrasyonu ve olumlu katkısı unutulmamalıdır.
Avrupa'da yaşayan Türk kökenli göçmenler ve Türkiye'de yaşayan insanların Batı dünyası ile bütünleşmesine akılcı bir açıdan bakılmalıdır. Negatif görüşler yerine pozitif yapıcı görüşlere yer verilmeli ve her düzeyde insanlar motive edilmelidir. Bizin kurum olarak arzumuz bugün yaşanan negatif yaklaşımların önümüzdeki 20 yıl içersinde ortadan kaldırılmasıdır.