TÜSİAD AB Temsilciliği
2015 Türkiye İlerleme Raporu
• Siyasi kriterler alanında reform çalışmaları uzayan seçim dönemi ve siyasi kutuplaşma nedeniyle yavaşlamıştır.
• 7 Haziran seçimlerinde katılım oranı %84’ü aşarak tarihi yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu gelişme Türk demokrasisinin gücüne işaret etmektedir.
• Yeni Parlamento’da tüm ana akım partiler temsil hakkı kazanmış, ancak koalisyon kurulamamış ve seçimlerin 1 Kasım tarihinde tekrarlanmasına karar verilmiştir.
• Seçim yasası kapsamında %10’luk baraj öncelik olarak ele alınmalıdır.
• Rapor hazırlıkları döneminde Türkiye’de güvenlik durumunda önemli bir kötüleşme yaşanmıştır. Yetkililer AB terör örgütleri listesinde bulunan PKK’ya karşı Türkiye ve Irak’ta kapsamlı askeri ve güvenlik operasyonları başlatmıştır.
• “Barış süreci” geçmişteki olumlu gelişmelere rağmen durma noktasına gelmiştir.
• Geçici Hükümet AB katılım sürecini yeniden canlandırmaya yönelik girişimlerde bulunmuştur. Ancak bu yönde atılan adımlara rağmen hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü alanında Avrupa standartlarıyla uyumsuz yasal düzenleme değişiklikleri gerçekleştirilmiştir.
• Ayrımcılıkla mücadele ve veri koruma gibi kritik öneme sahip alanlarda ihtiyaç duyulan yasal çerçevenin oluşturulmasına yönelik hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
• Cumhurbaşkanı iç ve dış politika alanlarında önemli gelişmeleri yakından takip ederek müdahil olmuş, bu durum Cumhurbaşkanı’nın anayasada belirlenen yetkilerinin aşımı olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.
• Kamu idaresine yönelik reformlarda kısmi ilerleme sağlamıştır. Etkin kamu hizmetleri ve kullanıcı odaklı idare anlayışı mevcuttur. Ancak bu alanda kapsamlı bir reform girişimi bulunmamaktadır.
• Kamu idaresi siyasallaşmaktadır.
• Sivil toplum kuruluşlarının sayısı artmakta ve sivil toplum canlılığını korumaktadır.
• Yargı sistemi alanında katılım müzakereleri çerçevesinde hazırlıklar belirli bir düzeye ulaşmıştır. Ancak bu alanda 2014’den bu yana gerileme yaşanmıştır.
• Yargının bağımsızlığı ve güçler ayrılığı konuları yoğun bir siyasi baskıya maruz kalmıştır.
• İddia edilen “paralel yapıya” karşı operasyonlar zaman zaman yargının bağımsızlığını zedeler nitelikte devam etmiştir.
• Yargının bağımsızlığının yeniden sağlanması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
• Yolsuzlukla mücadele ve yolsuzluğun engellenmesine yönelik hazırlıklar belirli bir düzeye ulaşmıştır.
• Ancak yolsuzlukla mücadele alanında sağlanan ilerlemenin ölçülmesine yönelik çerçeve hala uygun düzeyde değildir.
• Yolsuzluk yaygın olmaya devam etmektedir.
• Yüksek profilli yolsuzluk dosyalarında yöneticilerin, soruşturma ve yargılama süreçlerine usule aykırı müdahaleleri önemli oranda endişe yaratmaktadır.
• Örgütlü suçlarla mücadele alanında gelişme sınırlıdır.
• Örgütlü suçların finansmanına yönelik soruşturmalar hala gerektiği düzeyde yürütülmemektedir.
• Örgütlü suçların önlenmesi kapsamında malvarlıklarının dondurulması yöntemi nadir olarak uygulanmaktadır. Dondurulan veya el konulan malvarlıklarının miktarı düşüktür.
• Veri koruma yasasının eksikliği AB kurumları ve üye ülkelerle bu alanda daha fazla iş birliği yapılmasına engel oluşturmaktadır.
• Anayasa insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasını öngörmektedir. Bu yönde geçtiğimiz yıllarda uygulamada önemli oranda iyileşme kaydedilmiştir. Ancak eksiklikler geçerliliğini korumaktadır.
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadında öngörülen haklar uygulamada tam olarak güvence altına alınmamaktadır.
• İfade özgürlüğü alanında önemli oranda gerileme yaşanmıştır.
• Türkiye Kıbrıs’ta Mayıs ayında başlayan görüşmeleri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin çalışmalarını desteklemektedir.
• Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm sağlanması için Türkiye’nin sürece somut desteği elzemdir.
• Türkiye, 21 Eylül 2005 tarihli bildirge ve Aralık 2006 ve Aralık 2010 Konsey kararları uyarınca (sekiz başlığın müzakerelere açılmaması kararlar dâhilindedir) Türkiye’nin Ek Protokol’den doğan yükümlülüklerini yerine getirme konusunda hiçbir ilerleme kaydetmemiş ve doğrudan ulaşım hatlarındaki kısıtlamalar dâhil olmak üzere malların serbest dolaşımı önündeki engelleri kaldırmamıştır.
• Türkiye, G.Kıbrıs ile ikili ilişkilerini normalleştirme yönünde bir ilerleme kaydetmemiştir.
• AB üyeliğinin gerekliliklerini yerine getirme yeterliliğine ilişkin olarak Türkiye AB müktesebatıyla uyum çalışmalarını sürdürmüştür.
• Şirketler hukuku, mali hizmetler, Trans-Avrupa Ağları, bilim ve araştırma alanlarında müktesebat uyumu ileri düzeydedir.
• Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler sonucunda Türkiye’de sığınmacıların ve yerlerinden edilmiş kişilerin sayısı artmaya devam etmiştir.
• Türkiye şu an en yüksek sayıda sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir.
• Türkiye’de bulunan sığınmacıların 2 milyonu Suriyelidir. Sığınmacı ve yerlerinden edilmiş kişiler akını Türkiye için önemli bir yük yaratmaktadır. Sığınmacıların ihtiyaçlarına yönelik şimdiye kadar 6,7 milyar € harcanmıştır.
[Nihai resmi rapor farklılıklar içerebilir]
Dr Bahadır Kaleağası
International Coordinator - TÜSİAD
Turkish Industry & Business Association