BUSINESSEUROPE
- BUSINESSEUROPE Başkanı Seilliere ve Genel Direktör Philip de Buck, Alman Sanayi Birliği'nin (BDI) kuruluşunun 60. yıldönümü kutlamak üzere "Geleceğe Doğru Hep Birlikte" sloganıyla düzenlenen konferans ve gala yemeğine katıldı. Düzenlenen etkinliklerde Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Michael Glos ile de biraraya gelen Seilliere ve de Buck, Avrupa ekonomisinin ekonomik krizden sıyrılması için BUSINESSEUROPE'un önerdiği girişimler ve politikaları aktardı.
Seilliere özellikle üç öncelikli alanda acil olarak harekete geçilmesi gerektiğine işaret etti. Bu alanlar: mali baskının azaltılması, yeniden yapılandırma planlarının uygulamaya konması, ekonomik büyümeyi artıracak reformların hızlandırılması.
AB ülkelerinin uyguladığı banka kurtarma planlarının kapsam ve büyüklüğünün etkileyici olduğunu belirten Seilliere bu planların etkinliğinin ve getirdiği sonuçların ise ülkeler arasında farklılık gösterdiğine işaret etti.
Bankalar arası piyasadaki güvensizliği ortadan kaldırmak için Avrupa Merkez Bankası'nın bir "takas merkezi" rolü üstlenmesini önerdi. Almanya'nın tereddütlü bir yaklaşım sonrasında ekonomik kurtarma paketi açıklamasının olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Seillliere, AB düzeyinde açıklanan kurtarma paketinin inandırıcılığının güçlendirilmesi için Almanya'nın kararlılığının çok önemli olduğunu vurguladı.
AB - Brezilya
- 2. AB - Brezilya İş Dünyası Zirvesi, 22 Aralık 2008'de Rio de Janeiro'da düzenlendi. Portekiz Sanayi Derneği (AIP), Portekiz Sanayi Konfederasyonu (CIP), Brezilya Sanayi Konfederasyonu (CNI) ve BUSINESSEUROPE'un ortaklaşa organize ettikleri zirveye Fransa Başkanı Nicolas Sarkozy, Brezilya Başkanı Lula da Silva ve AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso konuşmacı olarak katıldılar.
BUSINESSEUROPE'u temsilen toplantıya katılan AIP Başkanı Jorge Rocha de Matos, ticaret, vergi, yatırım, fikri mülkiyet hakları, enerji ve iklim değişikliği konularını gündeme taşıyarak görüş bildirdi. Zirveye ayrıca çeşitli büyük Fransız, Alman, İtalyan ve İspanyol şirketlerinin üst düzey yöneticilerinden oluşan Avrupalı bir heyet de katıldı.
Zirve sonunda yayınlanan bildiride AB ve Brezilya iş dünyası, ikili ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi açısından AB-Brezilya Stratejik Ortaklığı'nı desteklemekte olduklarını ve söz konusu girişimin başlatıldığı Temmuz 2007'den beri kaydedilen yavaş ilerlemenin kaygı verici olduğunu belirtti. Brezilyalı ve Avrupalı şirketlerin, hükümetlerini ikili işbirliğine teşvik ederek korumacı politikalardan uzaklaşılmasına katkıda bulunması gerektiği vurgulanırken, altyapı yatırımları, ticaret, teknik düzenlemeler, enerji ve iklim değişikliği konularında kurulacak ortaklıkların yapıcı sonuçlarına dikkat çekildi.
AB – Çin
- Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jiabao ile görüşmesi öncesinde AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso'ya yolladığı mektupta BUSINESSEUROPE Genel Direktörü Philippe de Buck, Avrupa iş dünyasının görüşmelerden beklentilerini şu şekilde ifade etti:
• Avrupa iş dünyası, AB ve Çin arası ikili ekonomik ilişkilerin kuvvetlendirilmesini destekliyor.
• Korumacı politikalar ve iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler konusunda uluslararası anlaşmaya varılmalıdır. Bu konu AB ve Çin arası ekonomik konuların başında yer almalıdır.
• İkili ticaret engellerinin kaldırılması, ticari anlaşmazlıkların giderilmesine ilişkin çalışmaların hızlandırılması, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması, fikri mülkiyet hakları uygulaması, zorunlu teknoloji transferi ve ham maddeler üzerindeki ihracat vergisi konularına çözüm üretilmesi bekleniyor.
AB – G. Kore
- BUSINESSEUROPE ticaretten sorumlu AB Komiseri Ashton'a Avrupa iş dünyasının AB – G. Kore arasında imzalanacak olan serbest ticaret anlaşmasından (STA) beklentilerinin neler olduğunu bildirdi. Komiser Ashton'ın STA müzakerelerinde ilerleme kaydetmek üzere G.Kore'ye yapacağı resmi ziyaret öncesinde yapılan bildirimde pazarlara erişim alanında gösterilecek olan başarının önemi vurgulandı. Sanayi ürünlerinde gümrük vergilerinin karşılıklı olarak kaldırılması ve tarım ürünlerinde az sayıda istisnai uygulamaya izin verilmesi gerektiği vurgulandı.
G. Kore'deki tarife dışı ticaret engellerine atıfta bulunularak özellikle bazı sektörlerde anlaşmazlıkların çözümü için bir arabuluculuk mekanizması oluşturulması gerektiğine değinildi.
G.Kore'nin ABD ile yaptığı anlaşmada hizmetler alanında sağladığı kolaylıkları AB'li şirketlere de sağlayacağına söz verdiği hatırlatıldı ve bunun yeterli olmadığı; özellikle mali hizmetler şirketlerinin veri transferinde uyması gereken kurallar alanında daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğine işaret edildi.
AB – G. Kore arasında imzalanacak olan STA iki noktadan ötürü büyük önem taşıyor:
• G. Kore Avrupa ihracatı açısından Asya pazarında yer alan önemli bir hedef ülke niteliğinde.
• İmzalanacak olan STA Küresel Avrupa Stratejisi kapsamındaki ilk anlaşma olacak ve bu nedenle de AB'nin etkin bir şekilde hizmet ve mal pazarlarına erişim, fikri mülkiyet hakları ve malların menşesi gibi konularda ortaklarından beklentilerini ortaya koyacak.
Enerji
- BUSINESSEUROPE Genel Direktörü Philip de Buck 7 Ocak'ta AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'ya bir mektup göndererek Ukrayna ve Rusya arasındaki (Gazprom ve Naftogaz) anlaşmazlıktan ötürü Avrupa iş dünyasının duyduğu endişeyi bildirdi. Günümüz dünyasının ekonomik koşulları altında bu durumun kabul edilemez ve sürdürülemez olduğunu vurgulayan de Buck, Rusya'dan aktarılan doğal gazın %80'inin Ukrayna üzerinden Avrupa'ya geldiğini hatırlatarak, tarafların aralarındaki sözleşmeye uyması ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
- Rusya'nın Avrupa'ya verdiği doğalgazı Ukrayna ile çıkan anlaşmazlık nedeniyle kesmesi üzerine etkili soğuk havadan etkilenen Bulgaristan'ın, 'dünyanın potansiyel ikinci Çernobil'i kabul edilen, Türkiye'nin hemen yanındaki Kozluduy Nükleer Santrali'ni yeniden gündemine almasından sonra, daha önce santralı kapattıran AB Komisyonu santralın üçüncü ve dördüncü ünitelerinin açılmasına onay verdi.
Bir dönem Bulgaristan'ın enerji ihtiyacının %40'ından fazlasını karşıladığı için enerji sektöründe kilit konumda bulunan Kozluduy Nükleer Enerji Santrali, AB standartlarında olmaması nedeniyle, Bulgaristan'ın AB'ye girmesinin ardından tamamen kapatılmıştı. Santral uzmanlarca her an patlamaya hazır bomba olarak nitelendiriliyordu.
KOBİ'ler
- BUSINESSEUROPE iş dünyası örgütleri, bankalar ve siyasetçilerin biraraya gelerek, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlere kredi akışının sürdürülebilmesi için yapılması gerekenler ve alınacak önlemleri tartıştığı toplantıya katıldı. BUSINESSEUROPE'un toplantıda verdiği mesajlar:
• Bankaların kredi kullandırabilmesi için bankalar arası para piyasasının normal koşullara dönmemesi gereklidir. Almanya, İngiltere ve Fransa'da olduğu gibi ulusal kurtarma planlarına kredi güvencesi mekanizmalarının dahil edilmesi, bankaların şirketlere kredi kullandırmasını sağlayabilir.
• Bankaların 2008 yılı bilançolarını açıklamaları ve küresel ekonomik krizden ne derecede etkilendikleri ortaya çıktıktan sonra piyasadaki güven ortamına dönülmesi beklenmektedir.
• Kredi akışının sürmesi şirketleri fonlamak için tek başına yeterli değildir. Tahvil ihracı, sermaye artırımı gibi işlemlerde de kolaylıklar sağlanması gereklidir.
• Avrupa Yatırım Bankası'nın (AYB) yapmış olduğu faiz indirimi şirketlerin finansman koşullarına yansıtılmalıdır.
• Finansmana ulaşmakta yalnızca orta ölçekli değil, büyük ölçekli şirketler de dikkate alınmalıdır.
• KOBİ'lerin nakit sıkıntılarının borç ödeme gülcüğü ve iflasa yol açmaması için gereken koşullar hazırlanmalıdır. AB Komisyonu'nun 2009'un ilk çeyreğinde onaylanacağını belirttiği "Geç Ödemeler Yönergesi"nin kabul edilmesi bu bakımdan önem taşımaktadır.
• "Küçük İşletmeler Sözleşmesi" bir an önce uygulamaya konulmalıdır.
• AYB'nin KOBİ'lere vermek üzere ayırdığı kredi miktarı artırılmalıdır.
Avrupa'da faaliyet gösteren şirketler mali kaynak bulma konusunda güçlük çekiyor; özellikle KOBİ'lerin karşılaştığı güçlüklerin önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor. Bu nedenle bir an önce kredi güvenceleri, risk paylaşım mekanizmaları uygulamaya konularak, piyasadaki güvenin yeniden sağlanması gerekiyor.
Mali Piyasalar
- Bankalara, finansman sağladıkları ihracat işlemlerine ilişkin ülke ve ürün bazlı kapsamlı incelemelerde bulunma yükümlülüğü getirilmesine dair öneriler konusunda BUSINESSEUROPE'un yayınladığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
• Avrupalı şirketler, ikili kullanım mallarında ihracat kontrolü ilkesini desteklemekte, bu alanda mevcut uluslararası ve AB içi düzenlemelere uymakta ve bunların verimlilik ve etkinliğinin artırılmasına yönelik reformları savunmaktadır.
• Ancak, kurulması önerilen OECD düzeyinde hükümetler arası banka kontrol mekanizması, yanlış yöne gitmektedir. Böyle bir mekanizma, yeni bir bürokratik tabaka oluşturarak şirketlerin, bankaların ve sanayinin maliyetlerini artıracak, fakat bunun sonucunda uygulanan yaptırımlar istenen etkinliği sağlayamayacaktır.
• Bankaların bu sisteme dahil edilmesi, dış ticaret işlemlerinde gecikmelere ve maliyetlerin artmasına neden olacaktır.
• Gerek resmi organların, gerekse bankaların kapasitelerinin sınırlı oluşu, önerilen kontrol mekanizmasının etkin ve verimli işleyişine engel olacaktır.
• İhracatçı şirket ile devlet makamlarının sorumluluğu altındaki kontrol mekanizmasına özel sektörden bir aktör daha eklenmesi, sorumluluk alanları konusunda karışıklıklara neden olacaktır.
Kamu Mal Alımları
- BUSINESSEUROPE, AB Komisyonu'nun kamu mal alımlarıyla ilgili olarak başlattığı danışma sürecine katkıda bulunarak, Avrupa iş dünyasının görüşlerini aktardı. BUSINESSEUROPE'un aktardığı görüşlerde kamu mal alımlarının sosyal boyutunun önemine değiniliyor ve bunun 2004 yılında yayınlanan 2004/18/EC ve 2004/17/EC sayılı yönergeler uyarınca yerine getirilmesinin önemi vurgulanıyor. Belirtilen diğer konular:
• AB'de mevcut yasal çerçeve kamu mal alımlarında sosyal kıstasların ne şekilde uygulanacağına ilişkin yasal ortamı yeterince sağlamaktadır.
• Sosyal kıstasların kamu mal alımıyla ilgilenen makamlar tarafından nasıl bir öncelik sıralamasına konulacağının belirlenmesi ve tedarikçilere açıklanması gereklidir.
• Mevcut yasal çerçeve yeterli olduğu için Komisyon bundan sonra bu alanda yeni kurallar koyarken gerçekten gerekli olup olmadığını incelemelidir. Olası sosyal talepleri kurallara dahil ederken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanındaki uygulamaların zorunlu değil de isteğe bağlı oluşu gibi noktalar dikkate alınmalıdır.
Euro Tek Ödeme Alanı (SEPA)
- BUSINESSEUROPE Direktörü Philip de Buck AB üyesi ülkelerden, AB Komisyonu'nun sınır ötesi ödemelerde ödemeler dengesi istatistiklerinde kullanılmak üzere ulusal raporlama gerekliliklerini 1 Ocak 2012'ye kadar kaldırma yönündeki 2560/2001 sayılı yönetmelik önerisini desteklemeye çağırdı. Raporlamaların kaldırılması şirketler üzerindeki idari yükleri önemli ölçüde azaltarak, AB çapında uyumlu hale gelen kural ve uygulamalar sayesinde Euro Tek Ödeme Alanı'nın işleyişini kolaylaştıracak. Böylece ödeme işlemlerinde ulusal işlemlerle uluslararası işlemler arasında işleyiş açısından bir fark kalmayacak.
Üye ülkelerde bankalardan istenen farklı raporlamalar ödemeler sektörü üzerinde maliyet baskısı oluşturuyor. 2560/2001 sayılı yönetmelik ödemelerle ilgili raporlama zorunluluğunun ortadan kaldırılmasını öngörüyor.
İş Dünyası ve Sivil Toplum
- AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso'ya da danışmanlık veren Avrupa Politika Danışmanları Bürosu (BEPA) adlı düşünce kuruluşunun Avrupa ve Sosyal Yenilikçilik başlıklı toplantısında BUSINESSEUROPE Genel Müdürü Thérèse de Liedekerke Avrupa sosyal sistemleri üzerine şu görüşleri aktardı:
• Finans piyasalarının kötü işleyişinden dolayı ortaya çıkan mali kriz şartlarına karşı oluşturulan mali kurtarma programları, bankalar ve özel şirketleri için bir "hediye" olarak görülmemelidir. Vatandaşların tasarruflarının korunması ve işsizliğe karşı mücadele aynı zamanda bir sosyal politikadır.
• Sosyal politikaların çağdaşlaştırılması için tek neden mevcut mali kriz olarak görülmemelidir.
• AB'nin Aralık 2008'de kararlaştırdığı enerji ve iklim değişikliği paketinin içerdiği politikaların toplum ve ekonomiye büyük etki edeceği biliniyor ancak, bu politikaların istihdama nasıl etki edeceği tam olarak hesaplanamıyor. Aynı şekilde çevre politikalarının istihdama olumsuz etkisini hafifletmek için de yeni stratejiler oluşturmak gerekiyor.
• Sosyal yeniliklerin hayata geçirilmesi için yeni çözümlerin üretilip denenmesi gereklidir, bunun için de esnek olabilmek şarttır. Bu açıdan, AB'nin yeni sosyal programında temel aldığı güvenceli esneklik kavramı bir kazançtır. Güvenceli esneklik, ekonomik ve sosyal hedefler arasında ortak bir yol bularak, rekabetçilik ve sosyal koruma arasında olumlu bir bağ kurar.
• Sosyal ortaklık, iş dünyasının değişen şartları altında çözümler üretmek için en uygun yapıdır.
• AB içi sosyal diyalog, tek ülkelerarası sosyal diyalog girişimi rağmen kısa zamanda yenilikçilik konusundaki başarı ve kapasitesini kanıtlamıştır.
Bölgesel Kalkınma
- BUSINESSEUROPE Genel Direktörü Philip de Buck AB'nin etkin bir Baltık Denizi Stratejisi'nin bölgenin ve AB'nin rekabetçiliği ve sürdürülebilir kalkınma çalışmaları açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Bu nedenle de AB Komisyonu'nun Haziran ayında yayınlayacağı Baltık Stratejisi'nin bölgenin ticaret ve yatırım iklimi, ulaştırma yatırımları ve iletişim altyapı çalışmalarına yoğunlaşması gerektiğini bildirdi.
BUSINESSEUROPE'un bu konudaki önerileri:
• Ticaret önündeki engellerin kaldırılmasıyla bölgesel bütünleşmenin sağlanması.
• Yasaların gümrük uygulamalarını uyumlaştırılması;
• Aşırı bürokrasinin azaltılması ve şirketlerin vergi, gümrük, rekabet ve çevre gibi alanlarda alacağı kamu hizmetlerinde müşteri odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi;
• Eğitim, ar-ge ve yenilikçilik alanındaki yatırımların artırılması.
*
Dr Bahadır Kaleağası
AB ve BUSINESSEUROPE nezdinde
TÜSİAD ve TİSK Daimi Temsilcisi - Brüksel
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Suna Orçun
bxloffice@tusiad.org
www.tusiad.org
www.businesseurope.eu