BUSINESSEUROPE, Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu olarak AB üyesi ve aday ülkelerden özel sektör temsil kuruluşlarını bünyesinde topluyor. Avrupa iş dünyasının ortak sesi olarak AB kurumları ve hükümetleri tarafından resmen Avrupa özel sektörünün temsil kuruluşu olarak tanınıyor.
Uzman komiteleri, ihtisas komisyonları ve en üst düzey siyasal ve ekonomik girişimleriyle BUSINESSEUROPE AB siyaset oluşturma ve karar alma sürecinin temel direklerinden biri olarak etkinliklerini sürdürüyor. Türkiye'den TÜSİAD ve TİSK BUSINESSEUROPE'un tam üyesidirler.
Bu bültende aylık olarak Avrupa iş dünyasının öncelikli konularını ve bunlar etrafında oluşan siyaset gündemini özetlemeyi hedefliyoruz.
Dr Bahadır Kaleağası
AB ve BUSINESSEUROPE nezdinde
TÜSİAD ve TİSK Daimi Temsilcisi - Brüksel
Not:TUSİAD Brüksel bürosu tarafından bizlere ulaştırılan bültenleri okurlarımızın bilgisine sunarak AB Türkiye ilişkileri konusunda etkin iletişim adına bu projeye katkıda bulunma devam edeceğiz…www.gundem.be
Avrupa İş Dünyasi Gündemi 2008/1 8 Subat 2008
Enerji ve İklim Değişikliği Paketi
AB Komisyonu'nun 23 Ocak'ta yayınladığı ve kısaca "2020 yılına kadar 20/20/20 hedefleri" olarak tanınan, 2020 yılına kadar AB'de yenilenebilir enerji kaynakları kullanım oranının %20'ye yükseltilmesi, sera gazı salınımının %20 azaltılması ve enerji verimliliğinde %20 artış sağlanması hedeflerini içeren "Enerji ve İklim Değişikliği Paketi" AB içinde büyük ölçüde kabul görürken sert eleştirilere de hedef oluyor.
Çevreci örgütler paketin daha güçlü hedefler koyması gerektiğini belirtirken, iş çevreleri ise konulan hedeflerin AB sanayinin rekabet gücünü zayıflatmasından endişe duyuyor.
TÜSİAD'ın da üyesi olduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BUSINESSEUROPE 23 Ocak'ta konuya ilişkin endişelerini içeren bir bildiri yayınlayarak, pakette rekabetçilikle ilgili belirsizliklerin devam ettiğinin ve çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
BUSINESSEUROPE tarafından işaret edilen riskler arasında paketin AB sanayisi için dolaylı ve doğrudan masraflara neden olması, elektrik fiyatlarının artma olasılığı gibi noktalar yer alıyor. Paketin getireceği en önemli değişikliklerden biri olan yenilenmiş Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi yönerge taslağının petrol arıtma gibi enerji-yoğun ve uluslararası rekabete maruz kalan sanayilerin rekabet gücü üzerindeki etkilerine özellikle dikkat edilmesi gereğine dikkat çeken BUSINESSEUROPE, ayrıca küçük işletmelerin ETS'den opt-out hakları için belirlenen yıllık salınım sınırının yükseltilmesi ve "Temiz Kalkınma Mekanizması" dahilindeki emisyon kredilerinin kullanımına ilişkin ağır kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini savunuyor.
Sektörel dernekler bazında Avrupa Güneş Isıtma Sanayi Federasyonu (ESTIF), Avrupa Rüzgar Enerjisi Derneği (EWEA), Avrupa nükleer enerji sanayini temsil eden Foratom gibi yenilenebilir ve nükleer enerji üreticisi dernekleri tasarıyı olumlu karşıladı. Eurofer (Avrupa Demir Çelik Sanayileri Konfederasyonu) gibi sanayi örgütleri ise AB Komisyonu'nu bu konuda şimdiye kadar gerçekleştirilen gelişmeleri hesaba katmamak ve sektörler bazında gerçekçi hedefler belirlememekle suçladı.
Friends of the Earth Europe gibi çevre örgütleri de paketi yeterli bulmayarak, "kirli enerji sanayisi için iyi, insanlar ve gezegenler için kötü bir haber" olarak değerlendirdi.
Greenpeace ise tasarıyı "iyi bir başlangıç" olarak değerlendirdi.
Tasarıya AB üyelerinden gelen tepkiler ise çok çeşitli. Alınacak önlemler çerçevesinde İngiltere ve Belçika gibi kimi AB ülkeleri halihazırdaki emisyon hacimlerini azaltmak için "dik bir yokuş" tırmanmakla karşı karşıya kalırken, Finlandiya ve İsveç gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını oldukça önemli derecede kullanan AB ülkeleri ise daha az çaba harcamak zorunda kalacak. Ayrıca üye ülkelerden İngiltere, paket içinde yer alan ve AB'ye üçüncü ülkelerden ithalat durumunda bir "karbon vergisi" uygulanması önerisiyle mücadele edeceğini bildirdi.
Onay için AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'na sevk edilen tasarının yasalaşması için hedeflenen tarih 2009 yılının ilk yarısı olarak belirlendi. AB ülkelerinin yenilebilir enerji kaynaklarıyla ilgili Ulusal Eylem Plan'larını sunmaları için son teslim tarihi ise 31 Mart 2010.
Enerji Piyasasında Sahipliğin Ayrıştırılması
- AB Komisyonu'nun 19 Eylül 2007 tarihinde yayınladığı Üçüncü Enerji Paketi'ne göre elektrik ve gaz piyasasında üretim, iletim ve dağıtım işletmeciliğinin birbirinden tamamen ayrıştırılması (ownership unbundling) öngörülmüştü. Bazı üye ülkeler Komisyon'un önerisinin sahiplik haklarıyla ilgili ciddi kısıtlamalar getirdiğini ileri sürmüş ve bu kısıtlamaları uygulama dışında bırakarak, etkin bir sahiplik ayrıştırması sağlayabilecek başka bir seçenek bulunabileceğini ileri sürmüştü.
Avusturya, Bulgaristan, Almanya, Fransa, Yunanistan, Lüksemburg, Letonya ve Slovakya enerjiden sorumlu AB Komiseri Andris Piebalgs'e bir mektup göndererek, üçüncü seçenekle ilgili çözüm önerilerini sundu.
Sahiplik ayrıştırması uygulamasının anayasa hukukuyla uyuşmadığını ve bu ilkenin yatırım ve enerji fiyatları üzerine ne gibi olumlu etkisi olacağına ilişkin somut veriler olmadığını belirten ülkeler, söz konusu uygulamanın Avrupa elektrik ve gaz piyasasının daha fazla serbestleşmesine katkıda bulunacağına da inanmadıklarını ifade ettiler.
8 ülke sahiplik ayrıştırması yerine iki boyutlu bir öneri getiriyor. Bunlardan birincisi iletim sistemi işletmecisinin (Transmission System Operator) bağımsız bir şekilde çalışmasını sağlayacak şekilde şirketin aktifleri, insan kaynağı, mali kaynakları ve şirket üst yönetiminin uyması gereken etik ilkelerin yürürlüğe konulması ve şirketin bağlı olduğu ana şirketten ya da şirketler grubundan işleyiş ve anlayış olarak tamamen ayrılması.
Önerinin ikinci bölümü ise şebeke yatırımları, piyasanın bütünleşmesi ve yeni enerji üretim merkezleri alanına değiniyor. Kurallar ve yeterliliklerin sınırları belirlenerek yeterli düzeyde şebeke yatırımı yapılması sağlanmalı. Böylece kamu makamlarına şebeke işletmecilerini şebekelere gerekli yatırımları yaptırmak için baskı kurma hakkı verilmelidir. Şebeke yatırımları AB'de enerji piyasasının bütünleşmesine de yakından bağlıdır. Bunu sağlamak için de bölgesel işbirliklerinin hızlandırılması gereklidir.
8 üye ülke tarafından Komisyon'a iletilen sahiplik ayrıştırması ilkesiyle ilgili çözüm önerisi Enerji Bakanları Konsey'inde görüşüldükten sonra işleme alınıp alınmayacağına karar verilecek.
AB Dış Ticareti
- BUSINESSEUROPE AB Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü'nden üst düzey yetkililerle G.Kore, Hindistan ve ASEAN'la AB arasındaki İkili Ticaret Anlaşması (İTA) müzakerelerinde son durum ve Ukrayna'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) üyeliği, DTÖ Doha müzakerelerinde son durum konularında görüşme yaptı. Komisyon yetkilileri DTÖ Doha müzakerelerinde kaydedilen gelişmelerin özellikle sanayi ve hizmetlerin ticareti alanlarında yeterli olmadığını, dünya ticaretinde önemli rol oynayan ülkelerin sürece daha fazla katkıda bulunması gerektiğini belirtti. BUSINESSEUROPE bu durumun AB iş dünyasının DTÖ Doha müzakereleri sürecine olan desteğinin azalmasına yol açabileceği yönünde uyarıda bulundu.
- BUSINESSEUROPE Başkanı Ernest-Antoine Selliere ve BUSINESSEUROPE Genel Sekreteri Philippe de Buck ticaretten sorumlu AB Komiseri Peter Mendelson ile AB'nin İkili Ticaret Anlaşmaları müzakereleri hakkında bir görüşme yaptı. Görüşmede G. Kore ve Hindistan'la sürdürülen ikili müzakereler ile DTÖ Doha müzakerelerinde gelinen son durum tartışıldı. Selliere ve de Buck Komiser Mendelson'a AB iş dünyasının sürdürülen müzakerelerde bir an önce sonuç alınması yönündeki beklentisini iletti. Müzakere eden taraflar arasında çıkar dengesi sağlanması gerektiği, gelişmekte olan ülkelerin pazarlarını AB ülkelerine açmasının da bu konuya dahil olduğu belirtildi.
- BUSINESSEUROPE Dış İlişkiler Bölümü Direktörü Adrian van den Hoven 15 Ocak tarihinde ticaret politikaları alanında çalışan düşünce kuruluşu EPICE tarafından düzenlenen bir konferansa katılarak, ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin taslak DTÖ müzakere metninin bir an önce tamamlanması gerektiğini savundu. Ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin müzakereler, gümrükler ve transit malların geçişi ile ilgili DTÖ kurallarına açıklık getirilmesini hedefliyor. Van den Hoven konferansta BUSINESSEUROPE'un bu konudaki 5 öncelik maddesini gümrük işlemleri ile ilgili ücret ve harçların azaltılması, gümrük kararlarına karşı yasal başvuru hakkının sağlanması, ticaret işlemleri için tek bir idari çerçeveye doğru ilerlenmesi, ticari düzenlemelerde saydamlığın artırılması ve gümrükten çekme işlemlerinin hızlandırılması olarak açıkladı.
Telekomünikasyon
AB Komisyonu'nun 13 Kasım 2007 tarihinde sunduğu Telekomünikasyon Düzenleyici Çerçevesi'nin gözden geçirilmesine ilişkin önerilere tepkiler devam ediyor. Öneri paketinde en çok tartışma yaratan konular şunlar:
AB Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu: Komisyon, ulusal düzenleyici kurumlar ve kendisi ile işbirliği halinde çalışacak ve uzmanlık görevi üstlenecek merkezi bir AB Telekomünikasyon Düzenleme Kurumu oluşturulmasını öneriyor. Ayrıca AB Komisyonu'na ulusal düzenleyici kurumların aldığı kararları veto yetkisi verilmesi planlanıyor. Başta İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya olmak üzere büyük üye ülkeler yeni kurumu gereksiz, masraflı ve tarihi telekom operatörlerinin faaliyetlerine müdahale edecek bir yapı olarak gördüklerini belirtti. Üye ülkelere paralel olarak BUSINESSEUROPE da AB telekom iç piyasasının tamamlanması için yeni bir kurum kurmak yerine var olan Avrupa Düzenleyiciler Grubu (ERG) ile işbirliği halinde çalışılmasının yeterli olacağını, Komisyon'un bu alandaki yetkilerinin de ölçülü bir biçimde artırılabileceğini savunuyor. Avrupa Düzenleyiciler Grubu (ERG) ise önerinin Komisyon'a verilecek veto hakkı ile ilgili bölümünü eleştirerek, kurulacak merkezi kurumun bağımsızlığının güvence altına alınması gerektiğini belirtiyor.
İşlevsel ayırım: Komisyon ulusal düzenleyici kurumlara telekom operatörlerini bölerek operasyonlar ile altyapı arasında işlevsel ayırım yapma yetkisi verilmesini öneriyor. AB telekom altyapısının halen çoğunu elinde bulunduran eski telekom operatörlerini bir araya getiren Avrupa Telekom Ağları Operatörleri Derneği (ETNO), bu tür bir düzenleyici çözümün yeni nesil ağlara yapılan yatırımlar üzerinde olumsuz etkisi olacağını belirterek öneriye karşı çıkarken telekom piyasasına yeni katılan operatörleri temsil eden Avrupa Rekabetçi Telekomünikasyon Derneği (ECTA) ise öneriyi AB telekom sektörünün geleceği açısından çok olumlu bir adım olarak nitelendirdi. Öneriyi olumlu bulan İngiltere ve kuzey ülkeleri dışındaki ülkeler halihazırdaki mevzuat çerçevesinde de mümkün olan işlevsel ayrımın zaman içinde zorunlu hale gelmesinden çekinerek öneriyle ihtiyatla yaklaşıyorlar.
BUSINESSEUROPE ise piyasada gereksiz mevuzatların azaltılmasının önem taşıdığını, işlevsel ayrımın piyasada rekabet şartlarının sağlanamaması durumunda "son çare" olarak kullanılması gerektiğini belirtiyor.
Spektrum yönetimi: AB Komisyonu analog teknolojiden dijital teknolojiye geçilmesiyle daha önce televizyon ve radyo yayını için kullanılan spektrum bantlarının bir bölümünün tekrar dağıtılmasını öneriyor. Ayrıca bir radyo spektrumu ticareti sistemi oluşturularak spektrum yönetiminde daha esnek ve serbest bir yaklaşıma geçilmesi öngörülüyor. Bu öneri de piyasanın evrensel hizmet yükümlülüğü prensibine aykırı sonuçlara yol açacağı endişesi ile eleştiriliyor.
Güvenceli Esnekliğe Dayalı İstihdam Piyasası
BUSINESSEUROPE ve AB sosyal ortakları, beraber gerçekleştirdikleri "Ortak İstihdam Piyasası Analizi"nin sonuçlarını Ekim ayında gerçekleştirilen Üçlü Sosyal Zirve'de ve Aralık ayında gerçekleştirilen AB Konseyi'ne sundu. 24 Ocak'ta ise BUSINESSEUROPE, Avrupa Küçük ve Orta Ölçekli Girişimciler ve Zanaatkarlar Birliği (UEAPME), Avrupa Kamu İştirakli Şirketler Merkezi (CEEP) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) tarafından ortak bir konferans düzenlenerek farklı AB ülkelerindeki sosyal diyalog süreçlerini değerlendirildi.
AB sosyal ortakları yaşlanan nüfus, teknolojik değişimler ve küreselleşme gibi zorluklara karşı AB'de bir istihdam piyasası reformu gerektiği konusunda hemfikir olduklarını belirttiler. İç pazarın potansiyelinden tamamen yararlanabilmek ve istihdam ve büyümeyi artırmak çin AB istihdam piyasasındaki kalan engellerin de kaldırılması gerektiği, bu bağlamda güvenceli esneklik (flexicurity) yaklaşımının daha verimli ve dinamik istihdam piyasaları yaratılmasında anahtar bir unsur olduğu ve Lizbon Stratejisi'nin bütünleşmiş bir parçası olması gerektiği belirtildi.
Güvenceli esnekli yaklaşımının her ülke için farklılıklar göstermekle birlikte ortak unsurlar etrafında birleştiğini ifade eden BUSINESSEUROPE bu unsurları şu şekilde sıralıyor: Esnek iş kanunları, etkin istihdam piyasası politikaları ve kapsamlı hayatboyu öğrenme ve sosyal güvenlik sistemleri. BUSINESSEUROPE ve üye federasyonlar, işçi sendijkaları ile birlikte Ortak İstihdam Piyasası Analizi'nin takibi gibi girişimlere devam ederek güvenceli esneklik yaklaşımını destekleyeceklerini açıkladı.
"Daha İyi Yasal Düzenleme" Süreci
Aşırı bürokrasinin azaltılmasına ve düzenleyici mevzuatların basitleştirilmesine yönelik "Daha İyi Düzenleme" sürecine ilişkin ikinci stratejik ilerleme raporu, 30 Ocak'ta AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Başkan Yardımcısı Verheugen tarafından tanıtıldı.
Konu üzerine bir basın bülteni yayınlayan BUSINESSEUROPE basitleştirme ve idari yüklerin 2012 yılına kadar %25 azaltılması hedeflerinin şirketler için çok önemli olduğunu ancak AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'ndaki yasama süreçlerinin çok karmaşık olması nedeniyle basitleştirme çalışmalarının çok yavaş ilerlediğini vurguladı.
"Daha İyi Düzenleme" sayesinde AB'nin toplam GSMH'sında %1,5 oranında bir artış olacağı öngörülüyor. 2005 yılından beri AB Resmi Gazetesi'nden toplam 5000 sayfaya denk gelen 300 yasal düzenleme çıkarıldı.
Bankacılık
Alman hükümeti bankacılık kurallarını tek taraflı olarak sıkılaştırma kararı aldı. Diğer gelişmiş ülkelerin subprime krizi sonrasında birleşerek yasal çerçeveyle ilgili bir karar alamamış olması nedeniyle Almanya'nın tek taraflı olarak düzenlemeler getirmeye karar verdi.
Uluslararası ve ulusal mali piyasalardaki eksik noktaları belirledikten sonra yasal düzenlemelerde değişiklik yapılması gerektiğine karar veren Alman hükümeti, Maliye Bakanı Peer Steinbrück'ün hazırlayacağı öneri taslağını parlamentoda görüşecek.
Devlet Yardımları
Çevre korumasıyla alanlarda sağlanacak devlet yardımlarıyla ilgili AB kurallarını belirleyen yeni kılavuz kabul edildi. Kılavuzda AB ülkelerinin ve iş dünyasının çevreyle ilgili çabalarının teşvikiyle ilgili uyulması gereken kurallar yer alıyor. Enerji ve İklim Değişikliği paketindeki sera gazı salınımının azaltılması ve yenilenebilir enerji hedeflerinin yakalanması hedeflerini gerçekleştirmek üzere planlanan iş ve girişimleri finanse etmek için verilecek devlet yardımlarının hangi kurallara uygun olması gerektiğini belirliyor.
Kılavuz, çevre yatırımlarının teşviki ve iç pazarda etkin bir rekabet ortamının korunması amaçları arasında denge kurulması ve "kirletenin ödemesi" ilkesinin uygulamaya geçirilmesi esaslarına dayanıyor. Kılavuzda yer alan temel değişiklikler:
• Çevreyle ilgili çalışmalara, çevre standartlarına erken uyum sağlanması çabalarına, atık yönetimi alanlarında devlet yardımı sağlanması;
• Uzun dönemli vergi ayrıcalıkları sağlanabilecek ancak, üye ülkeler vergi imtiyazlarının gerekli olduğunu ispat etmekle yükümlü olacak.
• Belirli bir tutarın altındaki devlet yardımlarının bildirimine gerek olmayacak. Bu tutar daha sonra Komisyon tarafından belirlenecek.
Tüketici Sağlığı
AB Komisyonu Avrupa'da oyuncakların sağlık açısından güvenliğini artırmaya yönelik kurallar belirledi. Oyuncak imalatında kullanılan kimyasal maddelerin güvenliği konularında üretici ve ithalatçılar üzerine daha büyük sorumluluk aktaran yeni yönerge 20 yıldır yürürlükte olan Mayıs 1988 tarih ve 88/378/EEC sayılı yönergenin yerini alıyor. Avrupa'da üretilen ve AB'ye ithal edilen oyuncakları kapsayan yönergede yer alan noktalar:
• Kanser oluşumuna yol açtığı ileri sürülen kimyasalların (CMR) oyuncak imalatında kullanımının yasaklanması;
• Kurşun ve civa gibi tehlikeli kimyasallar kullanımında izin verilen miktarların azaltılması;
• Alerjik kokular kullanımının yasaklanması;
• Kazaların oluşumunu engellemek için oyuncakların üzerine gerekli uyarıcı mesajların yazılması;
• Bir gıda ürünü ile birlikte oyuncak verilmesi uygulamasının önlenmesi;
• Henüz bir standardı oluşmamış oyuncakların bağımsız laboratuarlar tarafından test edilmesi;
• Oyuncaklar üzerinde "CE" markalamasının görülürlüğünün artırılması;
• Satış noktaları ve AB sınırlarındaki denetimlerin artırılması;
• Yönergenin öngördüğü güvenlik ve sağlık koşullarına uygun oyuncak üretmeyen ya da ithal etmeyen imalatçı ve ithalatçılara uygulanan cezaların artırılması.
Komisyon'un hazırladığı yönerge taslağı ortak karar süreci ile Avrupa Parlamentosu ve AB Bakanlar Konseyi'nde onaylanacak.
Avrupa İş Dünyası Zirvesi
BUSINESSEUROPE ve Belçika Özel Sektör Federasyonu (FEB) tarafından düzenlenen 6. Avrupa İş Dünyası Zirvesi, 21-22 Şubat tarihlerinde Brüksel'de gerçekleşecek. AB kurumları, iş dünyası ve toplumdan yüzden fazla konuşmacının katılacağı zirvenin bu seneki teması enerji ve iklim değişikliği olacak. "Ekonomiyi Yeşertmek: İş Dünyası için Yeni Enerji" adı verilen zirvede AB sanayisinin rekabet gücünü artırmaya yönelik önlemler masaya yatırılacak.
www.ebsummit.eu
Dr Bahadir Kaleagasi
TUSIAD
Turkish Industrialists' & Business Association
Representative to the EU and BUSINESSEUROPE
(The Confederation of European Business)
Avenue des Gaulois, 13 - 1040 BRUSSELS
T: +32 2 7364047 F: +32 2 7363993
kaleagasi@tusiad.org www.tusiad.org