BU SAYIDA:
AB - TÜRKİYE
AB - KIBRIS
AB KURUMLARI
AB - RUSYA
TELEKOMÜNİKASYON
ÇEVRE
ENERJİ
SOSYAL İŞLER - İSTİHDAM
AB - Türkiye
- Boğaziçi Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi ve Avrupa Çalışmaları Merkezi'nden Prof. Dr. Hakan Yılmaz "Avrupalılaşma Sorunları ve Türkiye'nin Avrupa'da Algılanışı" konulu araştırmasının sonuçlarını 19 Kasım'da Brüksel'de önde gelen AB yetkilileri ile fikir kuruluşları temsilcilerine sundu. TÜSİAD AB Temsilciliği'nin düzenlediği toplantıya AB Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, AB Konseyi ve üye ülkelerin temsilciliklerinden çok sayıda üst düzey yetkili katıldı.
TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası'nın yönettiği tartışmada AB yetkilileri şu konularda genel bir uzlaşma sergiledi:
• AB halkları Türkiye'yi yeterince tanımıyor fakat tanıdığını sanıyor.
• Her ülkede kamuoyunun etkilenme kaynakları farklı. Fransa'da siyasal elit etkiliyken, Almanya'da günlük yaşam gözlemleri ve göç kaygıları ön planda.
• Hem AB Komisyonu, hem de AB hükümetleri halkla daha iyi iletişim içinde olmalı. Avrupa'nın küresel gerçekler karşısındaki sorun ve fırsatlarını daha iyi anlayabilen bir AB kamuoyu, Türkiye hakkında da daha akılcı ve olumlu bir yaklaşım sergiler.
• Her ülke ve her ülkenin farklı kesimleri için Türkiye'yi en iyi anlatan araçlar seçilmeli. Bu Atatürk de olabilir, Galatasaray da. Orhan Pamuk da olabilir, Efes de.
• Fakat bunlar yetersiz. Türkiye de iç siyaset ve ekonomik gelişmeler gelecek için daha güven verici çağdaş ve yaratıcı bir toplum imajı yansıtmalı.
Haziran 2008 - Kasım 2009 tarihleri arasında beş AB üyesi Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya ve Polonya'da yapılan anketlere dayanan araştırma, bu ülkelerin kamuoylarının AB genişleme süreci ile Türkiye'ye ilişkin fikir ve eğilimlerini sergiliyor. Araştırmaya göre AB'nin genişlemesi konusunda genel olarak aday ülkelerin demokratikleşme, insan hakları, ekonomik kalkınma ve sosyal refah düzeyleri önemli bulunurken, Türkiye'nin AB üyeliği söz konusu olduğunda kültürel değerler önem kazanıyor.
AB kamuoyunun %61'i genişleme politikasını genel olarak destekliyor ancak Türkiye'nin üyeliğini destekleyenlerin oranı %47. 18-24 yaş aralığında bulunanların %52'si Türkiye'nin üyeliğini desteklerken, bu oran 65 yaş ve üzerinde %30'a düşmekte.
Gençlerin Türkiye'ye karşı açıklığını "Erasmus jenerasyonu" olmalarına bağlayan Prof. Yılmaz, Türkiye'yle kültürel alışveriş içinde olan bu yaş grubunun kültür unsurunu olumlu bir etken olarak değerlendirdiğini vurguladı. Ahde vefa kuralı söz konusu olduğunda ankete katılanların %58'i Türkiye'yle bugüne kadar imzalanmış anlaşmalara sadık kalınması gerektiği görüşünde. Dolayısıyla AB ile ilişkilerde Türkiye'nin AB adayı olarak kurumsal kazanımlarının vurgulanması gerektiği sonucu öne çıkıyor.
- AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) toplantısında Türkiye ile müzakerelere açılması beklenen "çevre" başlığıyla ilgili durum belgesini kabul ederek Türkiye'ye gönderdi. Türkiye'nin yapacağı inceleme sonrasında kendi durum belgesini sunması üzerine yeniden bir araya gelecek olan Daimi Temsilciler Meclisi bu başlıkta müzakerelere başlanıp başlanmayacağına karar verecek. Daimi Temsilciler Meclisi'nde uzlaşı çıkması halinde 7-8 Aralık'ta yapılacak AB Dışişleri Bakanları toplantısı çerçevesinde toplanması planlanan Hükümetler Arası Konferans toplantısında Çevre başlığı resmen müzakerelere açılmış olacak.
- Aralık'ta yürürlüğe girecek olan Lizbon Antlaşması uyarınca oluşturulan AB Konseyi Başkanlığı makamına seçilen Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy yeni görevinde Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusundaki kişisel görüşlerinin önem taşımadığını söyledi. AB zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Van Rompuy, üye ülkelerin oy birliğiyle aldıkları kararların kendi kişisel görüşlerinin üzerinde olduğunu ve AB Konseyi Başkanı olarak kendi fikirlerini savunmak yerine üye ülkeler arasında uzlaşı sağlamaya çalışacağını belirtti.
AB - Kıbrıs
- Avrupa Parlamentosu Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu'nun görevine Avrupa Parlamentosu'nun yeni döneminde de devam edecek. Liberal grup adına Graham Watson, Sosyalistler adına Libor Roucek (Çek Cumhuriyeti), Yeşiller adına Fransizka Keller (Almanya) ve Avrupa Özgürlük ve Demokrasi grubu adına Nikolaos Salavrakos'un (Yunanistan) grubun yeni üyeleri olması bekleniyor. Sosyalistler Temas Grubu Başkanlığını üstlenmek istiyor. Daha önce bu görev Hıristiyan Demokratlar tarafından sürdürülmekteydi.
AB Kurumları
- 19 Kasım'da düzenlenen olağanüstü AB Liderler Zirvesi'nde ilk defa olarak hayata geçirilen AB Konseyi Başkanlığı görevine Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy, Dış İşleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği'ne halen AB Komisyonu Ticaret Komiseri konumundaki Catherine Ashton ve AB Konseyi Genel Sekreteri görevine Pierre de Boissieu getirildi.
Daha önce Belçika'da başbakan yardımcısı ve bütçeden sorumlu bakan olarak görev almış olan Van Rompuy, Aralık 2008'den bu yana başbakanlık koltuğunda bulunuyor. Konsey Başkanı'nda aranan uzlaştırıcılık ve birleştiricilik özelliklerini taşıdığı düşünülen Van Rompuy, yirmi yedi AB üye ülkesini temsil eden AB Konseyi'ne başkanlık edecek.
Aslen iktisatçı olan Catherine Ashton, İngiltere Lordlar Kamarası'nda İşçi Partisi'ni temsil ediyor. Ashton'ın ayrıca Upholland Baronesi ünvanını da taşıyor.
- 18 Kasım'da toplanan AB Ekonomi Bakanları Konseyi, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu ile beraber AB'nin 2010 yılı bütçesini onayladı. Buna göre Avrupa Ekonomik Kurtarma Planı'nın kalan 2,4 milyar €'luk bölümünün yanı sıra, süt endüstrisine sağlanacak ek destek, Filistin'in yeniden yapılandırılması için mali destek ve Bulgaristan'daki Kozloduy nükleer santralinin faaliyetine son verilmesi konuları bütçe içinde yer aldı. Böylelikle AB'nin 2010 yılı bütçesi toplam 122,9 milyar € olarak kabul edildi.
AB - Rusya
- 18 Kasım'da gerçekleşen AB-Rusya zirvesinde beş ayrı sınır ötesi işbirliği programı için finansman anlaşmaları imzalandı. AB ile Rusya arasındaki sınır bölgeleri için hazırlanan programların 2013 yılına kadar olan toplam bütçesi (437 milyon €), AB Komisyonu (267 milyon €), AB üye ülkeleri (67 milyon €) ve Rusya Federasyonu (103 milyon €) tarafından karşılanacak. Rusya Federasyonu'nun ortak finansmanı, Avrupa Komşu Ülkeler Politikası ve Ortaklık Aracı kapsamında sağlanıyor.
Sınır ötesi işbirliği programı dahilinde KOBİ teşvikleri, ticaret, ulaştırma, teknoloji, araştırma ve turizm alanlarında çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda söz konusu bölgelerde çevre, doğayı koruma, yenilenebilir enerji ve kültür konularındaki ortak sorunlara çözümler aranıyor.
Rusya'nın içinde bulunduğu ortak programlar şunlardır: Kolarctic-Rusya (İsveç, Finlandiya, Norveç, Rusya, 70,48 milyon €), Karelia-Rusya (Finlandiya-Rusya, 46,40 milyon €), Güneydoğu Finlandiya-Rusya (72, 36 milyon €), Estonya-Letonya-Rusya (73,08 milyon €), Litvanya-Polonya-Rusya (176,13 milyon €).
Telekomünikasyon
- Müzakereleri 2007 yılından bu yana sürmekte olan AB telekomünikasyon reform paketi 20 Kasım'daki Bakanlar Konseyi toplantısında onaylandı. Karar, Avrupa Parlamentosu ve Konsey arasında 5 Kasım'da varılan siyasi mutabakat sonrasında alındı. Reform paketiyle yürürlüğe girecek yeni uygulamalar, yüksek hızlı fiber optik teknolojisine ve bağlantısız ağlara yatırım yapan şirketlere verilen güvencelerin artırılarak AB telekomünikasyon piyasasında rekabet ve yatırımları güçlendirici etkide bulunacak. Ayrıca, yeni mobil hizmetler için ek hava dalgaları sağlanması mümkün olacak. Paketin resmi olarak yürürlüğe girmesi için önümüzdeki hafta Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor.
Çevre
- AB Komisyonu'nun 20 Kasım'da kabul ettiği raporlar, AB atık kanunun üye ülkeler tarafından uygulanmasındaki yetersizliklere dikkat çekiyor. Üye ülkelerin atık yönetimini AB düzenlemelerine uydurmaları gerektiğini vurgulayan değerlendirmede, bu adımların çevre ve insan sağlığını korumada önemli rol oynadığı belirtiliyor. Raporda eleştirilen yetersizlikler şunlardır:
• Atık Çerçeve Yönergesi, Toprak Doldurma Yönergesi ve Atık Nakil Yönetmeliği'nin uygulanmasında aksaklıklar mevcuttur.
• Atık işleme altyapısı birçok yerde eksiktir, atık ayrıştırması uygulanmamaktadır.
• AB'ye 2004 sonrası katılan üye ülkelerde toprak doldurma yönteminin yaygın olarak uygulanması, çöp ayrıştırılmaması, altyapı ve geri dönüştürmedeki yetersizlikler sorun yaratmaktadır. Eski üye ülkelerden bazılarında da durum çok daha olumlu değildir.
• Doğru uygulandığı taktirde AB atık kanunları sera gazı salınımını %30 azaltmak üzere tasarlanmıştır ve AB şirketlerinin ikincil hammaddeye erişimi için önemli imkanlar sunmaktadır.
Enerji
- Gaz Koordinasyon Grubu, 18 Kasım'da gerçekleştirdiği toplantıda AB ve Enerji Birliği'nin önümüzdeki kış aylarında olası gaz kesintilerine karşı hazırlık durumunu değerlendirdi. Gaz tüketimi ve depolama seviyelerini gözden geçiren Grup, üye ülkelerin Ocak 2009'dan bu yana uyguladıkları acil durum önlemlerini de tespit ederken, özellikle Güneydoğu Avrupa'da geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan krizden en çok etkilenen ülkeler mercek altına alındı. Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerin sonuçları şunlardır:
• AB üyelerinin tamamına yakını depolama seviyelerini en yüksek düzeyde tutmaktadır. Acil durumlar için kısa vadeli ticari anlaşmalar yapılmıştır.
• Yeni ters akım projeleri uygulamaya konmuştur. Avrupa Ekonomik Kurtarma Planı dahilinde yeni gaz bağlantıları ve ters akım projeleri için 1,44 milyar € ayrılmıştır.
• Ekonomik kriz dolayısıyla endüstriyel gaz talebi 2008-2009 döneminde azalmıştır.
• Arz güvenliği için gerekli altyapı ve acil durum planlamasının bölgedeki ortaklarla eşgüdümü sağlanmalıdır. Ortak acil durum önlemlerini de kapsayan gaz alanında bölgesel girişimler mevcuttur.
• Üye ülkelerin, sanayinin ve AB'nin gaz arzıyla ilgili acil durumlara hazırlığı konusunda yeni bir yönetmelik hazırlanması AB Komisyonu tarafından teklif edilmiştir.
- Avrupa Birliği, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'na (IRENA) üye oldu. AB böylelikle yeni kurulan Ajans'ın 138. üyesi ve aynı zamanda üye olan ilk hükümetler arası kuruluş oldu.
Ajans, güneş, rüzgar ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının hızlandırılmasını hedefliyor. Hükümetlere bu kaynakların teşviki için hazırlayacakları ulusal planlar için danışmanlık etmek üzere 2009 yılı başında kurulan Ajans'ın üyeleri arasında ABD, Hindistan ile Avrupa ve Afrika ülkelerinin tamamına yakını bulunuyor.
Sosyal İşler - İstihdam
- 23 Kasım'da yayımlanan 2009 Avrupa İstihdam Raporu'na göre mevcut ekonomik kriz, 2000 yılından bu yana ulaşılan istihdam artışını tersine çevirerek piyasalara olumsuz etki ediyor. Kısa çalışma saatleri ve benzeri bazı önlemler sayesinde krizin etkileri hafifletilmesine rağmen bu dönemde toplam 4 milyon kişi işini kaybetmiş durumda. Kısa vadeli önlemler önemini korumaya devam ediyor ancak, krizden çıkış için yeterli olamıyor. İstihdam politikalarının düşük karbon ekonomisine geçiş sürenine hazırlanması gerekiyor.
AB istihdam piyasalarının yıllık değerlendirmesini ve geleceğe dair önerileri içeren rapor, hareketlilik ve iklim değişikliğinin iş piyasalarına etkisi konuları üzerinde duruyor. Rapora göre AB istihdam piyasaları sanıldığından daha dinamik, ancak, uzun dönem işsizlik ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Her yıl Avrupalı çalışanların ortalama %22'si iş değiştirirken, 90'lı yılların sonundan bu yana devam eden bu eğilim ülkeler arasında değişiklik gösteriyor. Son yıllarda AB'deki işsizlerin yaklaşık %45'i bir yıldan fazla işsiz kalırken, bu oran ABD'de %10 düzeyinde. İş arayanları güvenceli esneklik prensibine uygun olarak iş bulmalarına olanak sağlamaya yönelik politikaların uygulanması gerekiyor.
AB'nin rekabet gücü yüksek bir düşük karbon ekonomisine geçişi istihdam piyasaları açısından önemli imkanlar barındırıyor. Bu alanda yaratılacak toplam yeni iş imkanı sayıca çok yüksek olmasa dahi, yeni "yeşil" işlerin yaratılması ve mevcut işlerin yeni şartlara uydurulması dahilinde yapılması gerekecek yapısal değişiklikler sektörler arası hareketliliği destekleyecek.
*
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
AB Kurumları
• 23-26 Kasım, AP Genel Kurulu
• 1 Aralık, Adalet ve İçişleri Konseyi
• 2 Aralık, Ekonomik Mali İşler Konseyi
• 7-8 Aralık, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 10-11 Aralık, AB Liderler Zirvesi
Konferanslar
• 25 Kasım, "The EU's strategic partnerships with China and India: the way forward", EPC, www.epc.eu
• 30 Kasım, "Migration, Borders and Asylum: What Role for the European Parliament after the Stockholm Programme?", www.ceps.be
• 1 Aralık, "EU economic governance after the crisis" The EPC, www.epc.eu
• 8 Aralık, "A new era in the Balkans" Friends of Europe, www.friendsofeurope.org
• 9 Aralık, "Doing business with China", Friends of Europe, www.friendsofeurope.org
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş - Suna Orçun
bxloffice@tusiad.org
www.tusiad.org
Dr Bahadir Kaleagasi
International Coordinator
TUSIAD - Turkish Industry & Business Association
BRUSSELS :
Representation to the EU and BUSINESSEUROPE
(The Confederation of European Business)
T: +32 2 7364047 F: +32 2 7363993
kaleagasi@tusiad.org www.tusiad.org