BU SAYIDA:
AB-TÜRKİYE
AB ÇEVRE BAKANLARI KONSEYİ
AB-AVUSTRALYA
ADALET VE İÇİŞLERİ
DIŞ TİCARET-DTÖ
TELEKOMÜNİKASYON
SAĞLIK
ENERJİ
AVRUPA YATIRIM BANKASI
EKONOMİ
AB-Türkiye
- Brüksel'de gerçekleştirilen Crans Montana Forumu'na onur konuğu olarak katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin Avrupa Geleceği" konulu bir konuşma yaptı ve soruları yanıtladı.
Erdoğan, "imtiyazlı ortaklık" tartışmalarıyla ilgili olarak, AB müktesebatında böyle bir ortaklık şeklinin yer almadığının ve Türkiye'nin tam üyelik için çalışmalarını sürdüreceğinin üzerinde durdu. Türkiye'nin enerjiye ilişkin müzakere başlığının açılması için hazır durumda olduğunu düşündüğünü ve siyasi yaklaşımlar dışında konu ile ilgili herhangi bir engelin olmadığını belirtti.
Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine ise Başbakan Erdoğan, G. Kıbrıs'ın AB'ye kabul edilmesini, aradan belli bir süre geçtikten sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de hata olarak kabul ettiğini ve G. Kıbrıs'ın üyeliğine güvenerek Türkiye'nin katılım sürecini devamlı olarak engellemek gayreti içinde olduğunu söyledi. Forum vesilesiyle Brüksel'de çeşitli temaslarda bulunan Erdoğan, AB sürecinde Türkiye'nin reformları daha ileriye götürmekte kararlı olduğunu ve bu konudaki en büyük desteği halktan aldığını vurguladı.
- Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Politika Merkezi (EPC) tarafından TÜSİAD işbirliği ile gerçekleştirilen bir toplantıya katıldı.
AB Genel Sekreterliği'ne daha fazla esneklik, bütçe ve personel sağlayan yeni yasanın neredeyse oy birliği ile Meclis'te kabul edilmesinin hemen ardından Brüksel'de gerçekleştirilen toplantıya katılan Bağış, uygarlıklar arası bütünleşmenin teşviki ve AB'nin doğuya yaklaşmasıyla, Türkiye'nin AB üyeliğinin AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası'nı güçlendireceğini vurguladı. Türkiye'nin Rusya ve Gürcistan, İsrail ve Suriye, Pakistan ve Afganistan arasındaki ikili ilişkilerdeki potansiyel gücü üzerinde de duran Bağış, Türkiye'nin özellikle yirmi milyon AB vatandaşı Müslüman için rol modeli olduğunu, demokrasi ve bireysel özgürlükler konusunda Türkiye'nin örnek teşkil ettiğini vurguladı ve Kürt azınlıklara yönelik Türkiye'de kaydedilen gelişmelerden bahsetti.
Toplantıda Bağış'a yöneltilen diğer sorular ve cevapları şunlardır:
• Türkiye'nin İsviçre'nin sahip olduğu gibi bir imtiyazlı ortaklığı kabul edip edemeyeceği sorusuna Bağış, AB müktesebatında imtiyazlı ortaklığa ilişkin hiçbir düzenleme bulunmadığını, Türkiye'nin zaten ayrıcalıklı bir konumu olduğunu ve bundan sonraki adımın sadece tam üyelik olabileceğini söyledi.
• Enerji başlığı açılmadığı takdirde Ankara'nın Nabucco boru hattı projesinden desteğini çekip çekmeyeceği sorusuna Bağış, enerji konusunda doğal bir merkez olan Türkiye için başlığın açılmamasının şaşırtıcı olacağını, ancak enerji başlığının açılmasının Nabucco projesi için bir ön koşul olmadığını söyledi.
• Bağış, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne limanların açılıp açılmayacağı sorusuna cevabında, Türkiye'nin konu ile ilgili adil bir çözüm istediğini, iki tarafın da sorunun çözümü için çabaladığını belirtti. Bağış ek olarak, Tayvan'ı örnek göstererek ticari ilişkilerin siyasi olarak tanınma gerektirmediğini, bu yüzden doğrudan ticaretin bir an önce başlatılması yönündeki isteğini dile getirdi.
• Müzakereler için herhangi bir zaman sınırının belirlenip belirlenmediği sorusuna politik ihtiyaç olduğu zaman olayların bir şekilde geliştiğini söyledi ve buna 18 milyon Doğu Alman'ının bir gecede nasıl AB üyesi olduğu örneğini verdi.
- 30 Haziran'da Türkiye ile AB üye ülkeleri arasında hükümetler arası düzeyde gerçekleşecek Katılım Konferansı'nda Vergilendirme başlığı müzakereye açılacak. Türkiye'yi temsilen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın katılacağı toplantıya Çek Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jan Kohout başkanlık edecek ve Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn de katılacak. İnternet bağlantısı için
AB Çevre Bakanları Konseyi
- AB Çevre Bakanları Konseyi, 25 Haziran'da Lüksemburg'da gerçekleştirildi. Toplantıda görüşülen konular ve varılan ana sonuçlar şunlardır:
• Kirliliğe karşı bütünleştirilmiş önlem ve kontrole ilişkin yönergenin (11320/09) yeniden düzenlenmesiyle ilgili ek bir ortak tutumun kabulünde anlaşmaya varıldı. Söz konusu yönerge, sanayi tesislerinden çıkan emisyonlar sonucu ortaya çıkan hava, su ve toprak kirliliğini eşgüdümlü olarak engellemeyi ve kontrol etmeyi hedefliyor. Söz konusu yönerge, yerel hava, su ve toprak kalitesini arttırmayı amaçlıyor, fakat bu maddeler üzerindeki küresel ısınma etkilerinin azaltılması yönergenin amaçları arasında yer almıyor.
Konsey özellikle enerji santralleri, petrol rafineleri ve metal endüstrisindeki gibi büyük yanma tesisleri (LCP) konusunu ele aldı. Bu kaynaklardan meydana gelen kirliliği azaltmak için Komisyon, 2016 yılına kadar mevcut salınım sınırlarını mevcut en iyi tekniklere uygun hale getirerek kuralları sıkılaştırma önerisinde bulundu. Siyasi anlaşma ayrıca bazı üye ülkelerde enerji güvenliği için önemli olan belirli özellikteki LCP'ere ilişkin maddeler içeriyor.
• Küresel iklim korumasına ilişkin 2012 sonrası anlaşması yolundaki ilerlemeleri değerlendirildi.
• Kopenhag anlaşmasının içeriği ve biçimi üzerine görüş alışverişi gerçekleştirildi.
• İç Enerji Pazarı Yasal Tedbir Paketi onaylandı.
AB-Avustralya
- AB ve Avustralya, tıbbi ürünler, elektrikli cihazlar ve haberleşme cihazları (cep telefonları, fax makineleri) dahil olmak üzere ihracat ürünlerinin sertifikalandırılmasını kolaylaştıracak gözden geçirilmiş Karşılıklı Tanıma Anlaşması üzerinde anlaşmaya vararak ticari ilişkilerini güçlendirme yönünde önemli bir adım attılar. AB Ticaret Komiseri Catherine Ashton ve Avustralya Ticaret Bakanı Simon Crean, 2009 AB-Avustralya Ticaret Politikası Diyaloğu'nun başlangıcında gözden geçirilmiş anlaşmayı imzaladılar. Taraflar ayrıca Doha görüşmelerinin tamamlanması için çağrıda bulundular.
Söz konusu anlaşma, AB ve Avustralya arasında ticareti yapılan malların uygunluk değerlendirilmesinin ihracatı yapan ülkede yapılmasına izin veriyor ve ikili ticarette yıllık 8 milyar € değerinde ürünü kapsıyor. Yeni anlaşma metni, 1998 yılında imzalanan orijinal anlaşmadan uyarlandı. Ticaret Politikası Diyaloğu'nda ayrıca ham maddeler, ticaret ve iklim değişikliği gibi konularda da ikili ilişkilerin geliştirilmesi kararlaştırıldı. Pazarların açık tutulması ve ham maddelere erişimde kısıtlamaların kaldırılması konularında da fikir birliği sağlandı.
Adalet ve İçişleri
- AB Konseyi, kısa süreli vize alabilmek için gerekli olan prosedür ve şartları içeren ortak Topluluk Vize Yasası'nı kabul ederek, Schengen Bölgesi'nde işbirliğini güçlendirmek ve ortak bir vize politikası geliştirmek için önemli bir adım attı. Transit geçişler ile toplamda üç ayı geçmeyen kalışlara ilişkin şartları belirleyen. Topluluk Vize Kurallarının yeni düzenlemeler getirdiği alanlar şunlardır:
• Vize başvurusunu hangi üye ülkenin işleme koyma sorumluluğunda olduğu.
• Vize başvurusunun inceleme ve karar alma aşamaları.
• Belli şartlar altında çoklu girişlere izin veren yeni maddeler.
• Vize başvurusu yapan kişinin ibraz etmesi gereken belgeler ve inceleme prosedürleri.
• Vize ücretlerinin ülkeler arası uyumunun sağlanması ve sunulan hizmetler için belirlenen ortak standartlar (örneğin vize başvurusu cevabının 15 gün içerisinde verilmesi).
• Reddedilen vize başvurularının ret nedenlerini üye ülkenin başvurana bildirme zorunluluğu ve vize talebi reddedilen kişilere tekrar başvurma hakkı.
Yayınlanmasından yirmi gün sonra yürürlüğe girecek yeni yönetmeliğin bu tarihten itibaren en geç altı ay içinde uygulamaya sokulması zorunlu kılınıyor. İnternet bağlantısı için
Dış Ticaret-DTÖ
- AB ve ABD, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ile Çin'in bazı ham maddelerle ilgili ihracat kısıtlamalarına ilişkin istişarede bulundu.
Çin, ham maddeler üzerinde kota ve ihracat gümrükleri gibi ihracat kısıtlamaları uyguluyor. Bu kısıtlamalar, rekabete zarar veriyor ve küresel fiyatları yükseltiyor. Bu yüzden Çin'de bulunan ek sanayiler Çin dışında bulunan rakiplerinden daha kolay bir şekilde ham maddelere erişebiliyor.
Çin, bu kısıtlamaları daha çok sarı fosfor, boksit, kok kömürü, magnezyum, silikon, metal ve çinko gibi hayati bir takım ham maddelere uygulamakta. Bu durum, açıkça uluslararası ticaret yasalarına aykırı olduğu ve eşit şartlar altında rekabeti engellediği için AB ve ABD, DTÖ'ye danışma kararı aldı. Söz konusu danışma süreci, dava sürecinde DTÖ'de atılan ilk adım. DTÖ önce taraflar arasında dostane bir çözüm yolu bulmayı deneyecek. Ancak bu mümkün olmadığı takdirde AB Komisyonu, DTÖ'de bir jüri kurulması usulüne yönelik hakkını elinde bulunduruyor.
Telekomünikasyon
- Cep telefonlarına ait şarj aletlerinin markalar arası uyumsuzluğunun kullanıcılar açısından zahmetli oluşu ve elektronik atık hacmini artırması dolayısıyla, AB Komisyonu bir süre önce cep telefonu üreticilerine bu sorunu sanayinin kendi içinde çözmesi ve bu şekilde yeni bir yasa çıkarılmasının önlenmesi çağrısında bulunmuştu. Çağrıya olumlu yaklaşan üreticiler, Komisyon'a 29 Haziran'da ilettikleri mutabakat bildirisinde şarj aletlerindeki uyumu mikro USB bağlantı parçası temelinde sağlayacaklarını açıkladılar.
Söz konusu teknolojinin uygulamaya konması ile birlikte cep telefonlarının güvenli kullanımı ile ilgili yeni AB standartları da geliştirilecek. Yeni standartlar dahilinde cep telefonları ile radyo dalgaları arasındaki etkileşim sorunun da aşılması planlanıyor. Apple, LG, Motorola, NEC, Nokia, Qualcomm, RIM, Samsung, Sony Ericsson ve Texas Instruments şirketleri tarafından imzalanan mutabakat bildirisine göre üretilecek yeni şarj aletlerinin 2010 yılında piyasaya çıkması hedefleniyor.
Sağlık
- AB Komisyonu, Kansere Karşı Avrupa Faaliyet Ortaklığı'nı kurarak kanserle mücadeledeki uzun vadeli kararlılığını pekiştirmiş oldu. Ortaklık, Avrupa genelinde kanseri daha etkili biçimde kontrol etmek ve önlemek için AB düzeyinde yapılacak faaliyetler üzerine yoğunlaşacak.
Avrupa'da her üç kişiden biri yaşamları boyunca bir kez kansere yakalanıyor. Ancak kanser Avrupa genelinde eşit oranlarda gözlemlenmiyor ve kanserden kurtulma şansı da ülkeler arasında farklılık gösteriyor. Tüm ilgili organizasyonların bir araya gelip kanserle mücadelede birlikte çalışmasını ve bilgi paylaşımını hedefleyen ortaklığın 2009 yılı sonbaharında Brüksel'de resmen kurulması bekleniyor. Ortaklık çerçevesinde en iyi uygulamalara odaklanılarak, 2020 yılı itibariyle kanser hastalığının %70 azaltılması hedefleniyor.
Enerji
- AB Bakanlar Konseyi, İç Enerji Pazarı Yasal Tedbir Paketi'ni onayladı. Paket, iç pazarın tüm tüketiciler için rahatça işlemesi ve AB'nin daha güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir enerji tedarikleri sağlaması için, var olan yasalara ek kurallar ekliyor. Yeni mevzuat, enerji tüketicilerini daha fazla koruyarak en düşük fiyatlardan yararlanmalarını sağlamayı hedefliyor. Paket ayrıca yenilenebilir enerji alanında yatırım yapan küçük işletmeler de dahil olmak üzere, enerji verimliliği önlemleri ile sürdürülebilirliği arttırmayı amaçlıyor. Yeni yasanın diğer bir hedefi ise AB üye ülkeleri ve üçüncü ülke şirketleri arasında adil bir rekabet ortamı yaratabilmek.
Paket bünyesinde yer alan ve 2003/54/EC sayılı yönergeyi iptal eden Elektrik Yönergesi, elektrik üretimi, taşınması, dağıtılması ve tedariki ile ilgili ortak kurallar belirlerken, Gaz Yönergesi de aynı süreçlerde daha tutarlı bir iç gaz piyasası yaratmayı hedefliyor.
Bunlara ek olarak, paket kapsamında yeni bir Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Birimi kurulmasına karar verildi. Yeni birim, topluluk düzeyinde faaliyet gösteren ulusal düzenleyici otoriteleri destekleme ve gerekli olduğunda faaliyetlerini koordine etme yetkisine sahip olacak.
- 6. AB-OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) Enerji Diyaloğu toplantısı 23 Haziran'da Viyana'da gerçekleştirildi. AB ve OPEC temsilcileri, 2008 yılında gerçekleştirilen bir önceki toplantılarından bu yana ortak faaliyetler alanında kaydedilen gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını bildirdiler. Katılımcılar, bu yılki toplantının ağır bir ekonomik kriz zemininde ve 1930'lardan bu yana yaşanan en sert küresel ekonomik daralmada gerçekleştiğine dikkat çekti. Toplantının ilk oturumunda ekonomik beklentiler ve petrol piyasasındaki gelişmeler üzerinde duruldu. OPEC, 2008 yılında yaşanan benzeri görülmemiş fiyat değişkenliğinin ekonomik kriz ile birlikte ikiye katlandığını ve bu durumun küresel petrol talebinde keskin bir düşüşe yol açtığını belirtti. Toplantının ikinci oturumunda ise daha çok uzun vadeli enerji politikalarına odaklanıldı. Her iki taraf da gelecek arz ve talep senaryolarında bilgi paylaşımının önemi konusunda hemfikir olduklarını belirtti.
Avrupa Yatırım Bankası
- Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve tamamı devlete ait olan Makedonya Kalkınma Bankası, Makedonya'da gerçekleştirilecek finansman projeleri için 100 milyon € tutarında bir kredi anlaşması imzaladılar.
KOBİ'ler, bilgi ekonomisi, enerji ve çevre konularında yapılacak farklı büyüklükte endüstriyel yatırımlara yönelik verilecek kredi tutarının en az %70'i KOBİ projelerine dağıtılacak. Makedonya Kalkınma Bankası, kredi dağıtımını belirlediği yerel ticari bankalar aracılığı ile yapacak ve projelerin %50'ye kadar olan bölümü bu bankalar ile ortaklaşa finanse edilecek.
AYB, KOBİ'ler için maksimum 12,5 milyon €'yu aşmayacak şekilde yatırım tutarını %100'e kadar üstlenebilecek. AYB, ülkenin AB ile bütünleşmesi amacıyla ekonomik aktivitelerin hızlandırılması, işsizliğin azaltılması, vatandaşların hayat kalitesinin arttırılması konularına katkıda bulunacak.
- Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC), veri toplama ve risk yönetimi çalışmalarını güçlendirme amaçlı Küresel Yükselen Piyasalar Risk Veri Tabanı Konsorsiyumu anlaşmasını imzaladılar.
Kayıp veri toplama alanında AYB ve IFC arasındaki ilişkiye resmiyet kazandıran anlaşma, ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Afrika Kalkınma Bankası ve Inter-American Kalkınma Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarını içeren potansiyel ortaklar için tutarlı bir çerçeve yaratıyor. Söz konusu veri konsorsiyumunun oluşturulması sırasında AYB ve IFC veri toplama süreçlerini standardize etme ve verileri gizli ve güvenli muhafaza edecek şekilde yapılandırma çalışmalarında bulundular.
Ekonomi
- Üç ayda bir yayınlanan Euro Alanı Raporu'na göre, Euro Alanı ekonomisinde gerilemenin devam etmesine rağmen, AB'nin güçlü politik girişimleri ekonomik faaliyetlere destek sağlıyor ve mali piyasalar iyileşmeye dair işaretler göndermeye başlıyor. Rapor, üye ülkeler tarafından uygulanan bankacılık destek tedbirlerinin etkinliği hakkında başlangıç niteliğinde bir değerlendirme sunuyor ve karşılaşılan zorlukları ele alıyor.
Raporun ilk bölümünde ekonomik ve mali krizin potansiyel büyümedeki etkisi değerlendirilirken, ikinci bölümde yaşlanan nüfusun kriz döneminde yarattığı ekonomik ve bütçesel zorluklar inceleniyor.
*
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
AB Kurumları
• 30 Haziran, Türkiye Katılım Konferansı
• 14-16 Temmuz, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu
Konferanslar-Seminerler
• 2 Temmuz, "Eastern Promises Initiative - Roundtable on Crimea - the road ahead", EPC, www.epc.eu
• 8 Temmuz, "Tackling Climate Change: A Japanese Perspective towards Copenhagen", CEPS, www.ceps.be
HAZIRLAYANLAR :
Suna Orçun – Fatma Çetin
bxloffice@tusiad.org
www.tusiad.org
Dr Bahadir Kaleagasi
International Coordinator
TUSIAD - Turkish Industry & Business Association
BRUSSELS :
Representation to the EU and BUSINESSEUROPE
(The Confederation of European Business)
T: +32 2 7364047 F: +32 2 7363993
kaleagasi@tusiad.org www.tusiad.org